Miting meydanlarında türban yasağı gibi yasakların kaldırılacağı müjdesini verenler ne yaptı? M.Bayraktar'ın yazısı...
AKP, başörtüsü yasağını savundu!
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, türban taktığı için tıp fakültesinden atılan Leyla Şahin'in açtığı davaya son noktayı koydu.AİHM Büyük Dairesi, açıkladığı gerekçeli kararında türbanın bir siyasi sembol olduğunu vurgulayarak, Türkiye'nin koyduğu yasağı tescilledi.Dün belli başlı gazeteler bu gelişmeyi "Türban yasağına AİHM'den onay" başlığıyla verdi.Bir Müslümanın, dininin gereği olarak başını örtmesine, Avrupa'nın bilmem ne mahkemesinin vereceği karara göre yorum yapacak değiliz elbet. Mahkeme şu kararı vermiş, bu kararı vermiş beni hiç ilgilendirmiyor... Daha başından beri AİHM'nin olaya "inanç özgürlükleri" açısından bakmadığı, siyasi olarak yaklaştığı aşikardı.Türkiye'de nerede yaşadıkları bile tespit edilemeyen Keldanilerin, Yezidilerin, Bahailerin dini özgürlüklerini verin diye baskı yapan Avrupa'nın, Müslümanın başörtüsü sözkonusu olunca "yasak normaldir!" şeklinde bir karar vermesini de tuhaf karşılamıyoruz.Benim meselem başka...
Gül, bir gerçeği gözlerden kaçırdıDışişleri Bakanı Abdullah Gül, AİHM'in kararı üzerine şu açıklamayı yaptı:"Bu, Türkiye'nin sorunudur. Böyle yasaklarla Türkiye'nin bir yere gitmesi mümkün değildir. Kimse de çıkıp yasaklarla övünmesin. Günü gelecektir bunların hepsi kendi inisiyatifimizle temizlenecektir. Yasaklarla övünmek kimseye şeref getirmez" (Sabah - 11 Kasım 2005).Abdullah Gül, türban yasağına böyle tepki gösterirken çok önemli bir gerçeği de kuşkusuz kamuoyunun dikkatinden kaçırıyordu:Leyla Şahin, AİHM'de Türkiye'ye karşı dava açmıştı. Türkiye'de başörtüsü ile öğrenim özgürlüğünün elinden alındığını, türbanın yasak olduğu gerekçesiyle AİHM'e başvurmuştu.Dava yıllardan beri devam ediyordu. Yıllardan beri Türkiye adına davaya katılan bir çok avukat, Dışişlerinin de talimatı ile yasağın haklılığını savunuyordu.Bu tutum AKP döneminde de değişmedi.Miting meydanlarında ne diyorlardı?AKP hükümeti, iktidara gelmeden önce miting meydanlarında türban yasağı gibi yasakların kaldırılacağı müjdesini verirken, iktidara geldiklerinde tam tersini yaptı.Geçtiğimiz Mayıs ayında AİHM'deki Leyla Şahin davasının duruşmasında Türk hükümeti, türban yasağını savunan bir metin sundu.20 Mayıs tarihli Vatan Gazetesi, bu gelişmeyi "hükümetin dört dörtlük türban yasağı savunması" olarak manşetten verdi. AKP hükümetinin bürokratlarınca verilen 3 sayfalık savunmada "Leyla Şahin'e uygulanan başörtüsü yasağının hiç bir şekilde yasalara aykırı olmadığı" savunuluyordu.Yani AKP'li Türkiye, AİHM'de başörtüsü yasağının kaldırılması değil, devam etmesi yönünde savunma yapmıştı.Hem de malum medya bu savunmaya o kadar sevinmişti ki, "dört dörtlük türban yasağı savunması" diye manşete taşımıştı.Çok değil 5 ay önce!Dışişleri Bakanı, Abdullah Gül ise bugün "yasaklarla övünmek kimseye şeref getirmez" diyor.İşte AKP bu! İşte şeref kavramı bu!AKP'den dini özgürlük bekleyenlere duyurulur..
Muharrem Bayraktar
AKP, başörtüsü yasağını savundu!
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, türban taktığı için tıp fakültesinden atılan Leyla Şahin'in açtığı davaya son noktayı koydu.AİHM Büyük Dairesi, açıkladığı gerekçeli kararında türbanın bir siyasi sembol olduğunu vurgulayarak, Türkiye'nin koyduğu yasağı tescilledi.Dün belli başlı gazeteler bu gelişmeyi "Türban yasağına AİHM'den onay" başlığıyla verdi.Bir Müslümanın, dininin gereği olarak başını örtmesine, Avrupa'nın bilmem ne mahkemesinin vereceği karara göre yorum yapacak değiliz elbet. Mahkeme şu kararı vermiş, bu kararı vermiş beni hiç ilgilendirmiyor... Daha başından beri AİHM'nin olaya "inanç özgürlükleri" açısından bakmadığı, siyasi olarak yaklaştığı aşikardı.Türkiye'de nerede yaşadıkları bile tespit edilemeyen Keldanilerin, Yezidilerin, Bahailerin dini özgürlüklerini verin diye baskı yapan Avrupa'nın, Müslümanın başörtüsü sözkonusu olunca "yasak normaldir!" şeklinde bir karar vermesini de tuhaf karşılamıyoruz.Benim meselem başka...
Gül, bir gerçeği gözlerden kaçırdıDışişleri Bakanı Abdullah Gül, AİHM'in kararı üzerine şu açıklamayı yaptı:"Bu, Türkiye'nin sorunudur. Böyle yasaklarla Türkiye'nin bir yere gitmesi mümkün değildir. Kimse de çıkıp yasaklarla övünmesin. Günü gelecektir bunların hepsi kendi inisiyatifimizle temizlenecektir. Yasaklarla övünmek kimseye şeref getirmez" (Sabah - 11 Kasım 2005).Abdullah Gül, türban yasağına böyle tepki gösterirken çok önemli bir gerçeği de kuşkusuz kamuoyunun dikkatinden kaçırıyordu:Leyla Şahin, AİHM'de Türkiye'ye karşı dava açmıştı. Türkiye'de başörtüsü ile öğrenim özgürlüğünün elinden alındığını, türbanın yasak olduğu gerekçesiyle AİHM'e başvurmuştu.Dava yıllardan beri devam ediyordu. Yıllardan beri Türkiye adına davaya katılan bir çok avukat, Dışişlerinin de talimatı ile yasağın haklılığını savunuyordu.Bu tutum AKP döneminde de değişmedi.Miting meydanlarında ne diyorlardı?AKP hükümeti, iktidara gelmeden önce miting meydanlarında türban yasağı gibi yasakların kaldırılacağı müjdesini verirken, iktidara geldiklerinde tam tersini yaptı.Geçtiğimiz Mayıs ayında AİHM'deki Leyla Şahin davasının duruşmasında Türk hükümeti, türban yasağını savunan bir metin sundu.20 Mayıs tarihli Vatan Gazetesi, bu gelişmeyi "hükümetin dört dörtlük türban yasağı savunması" olarak manşetten verdi. AKP hükümetinin bürokratlarınca verilen 3 sayfalık savunmada "Leyla Şahin'e uygulanan başörtüsü yasağının hiç bir şekilde yasalara aykırı olmadığı" savunuluyordu.Yani AKP'li Türkiye, AİHM'de başörtüsü yasağının kaldırılması değil, devam etmesi yönünde savunma yapmıştı.Hem de malum medya bu savunmaya o kadar sevinmişti ki, "dört dörtlük türban yasağı savunması" diye manşete taşımıştı.Çok değil 5 ay önce!Dışişleri Bakanı, Abdullah Gül ise bugün "yasaklarla övünmek kimseye şeref getirmez" diyor.İşte AKP bu! İşte şeref kavramı bu!AKP'den dini özgürlük bekleyenlere duyurulur..
Muharrem Bayraktar
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.