İsrail'in gözünü kan bürüdü
İsrail polisi, işgal altındaki Doğu Kudüs'te bulunan Mescid-i Aksa'da fanatik Yahudilerin baskınını önlemek için nöbet tutan Filisitinlilere yine ses bombalarıyla saldırdı. Saldırılarda 300'den fazla Filistinli yaralandı. Mescid-i Aksa Vakfı Müdürü Şeyh Ömer El-Kisvani, Harem-i Şerif'in hoparlörlerinden İslam dünyasına yardım çağrısı yaptı
10.05.2021 19:40:00
EYÜP KABİL / DETAY HABER
Sabah namazını Doğu Kudüs'ün Eski Şehir bölgesinde yer alan Mescid-i Aksa'da kılan binlerce Filistinli, namazın ardından Mescid-i Aksa'nın avlusunda tekbirler getirerek gösteri düzenledi. Filistinliler, gösterinin sonrasında fanatik Yahudilerin baskın yapmasını önlemek için Mescid-i Aksa'da nöbet tutmaya başladı. Harem-i Şerif'in bazı noktalarına barikatlar kuran Filistinliler, Harem-i Şerif'ten ayrılmayacaklarını dile getirerek sık sık "Canımız kanımız sana feda Aksa" sloganı attı. Daha sonra Mescid-i Aksa'ya baskın düzenleyen İsrail polisi, Filistinlilere göz yaşartıcı gaz, plastik mermi ve ses bombalarıyla müdahale etti. Filistinliler, İsrail polisinin müdahalesine taş atarak karşılık verirken, İsrail polisi de Harem-i Şerif'tekilere saldırdı. Filistin Kızılay Cemiyeti, saldırılar sırasında bazı çalışanlarının Mescid-i Aksa'ya girişinin engellendiğini aktardı.
Yüzlerce kişi yaralandı
İsrail polisinin Mescid-i Aksa'nın içindeki Filistinlilere müdahalesinde 300'den fazla kişi yaralandı. Filistin Kızılayı tarafından yapılan yazılı açıklamaya göre, yaralılar arasında durumu ağır olanların da olduğu bildirildi. Bu arada İsrail polisinin Mescid-i Aksa alanı üzerinde insansız hava aracı (İHA) uçurduğu da görüldü. Bunun üzerine çıkan olaylarda polis, Kıble Mescidi ve Kubbetüs Sahra da dahil olmak üzere Harem-i Şerif'teki tüm Filistinlilere müdahale etti. Kudüs İslami Vakıflar Basın Sözcüsü Firas Dibs de yaralıların hastaneye götürüldüğü sırada İsrail polisi tarafından gözaltına alındığını belirtti. Bu arada AA muhabiri ve bazı gazeteciler de yaralandı.
İslam dünyasına yardım çağrısı yapıldı
Diğer yandan Mescid-i Aksa Vakfı Müdürü Şeyh Ömer El-Kisvani, Harem-i Şerif'in hoparlörlerinden İslam dünyasına yardım çağrısı yaptı. "Nerede Selahaddinler?" diye haykıran Mescid-i Aksa Vakfı Müdürü Şeyh Ömer El-Kisvani, Mescid-i Aksa'nın büyük bir saldırı altında olduğunu vurguladı. Şeyh Kisvani, "Fanatik Yahudiler, bedenlerimizi çiğnemeden Harem'e giremezler" dedi. İsrail polislerinin Harem-i Şerif'in hürmetini ihlal ettiğini belirten Şeyh Kisvani, İslam dünyasına hitaben, "Nerede onurunuz?" ifadelerini kullandı.
Arap ülkeleri İsrail ile normalleşme yarışında
Mescid-i Aksa Vakfı Müdürü Şeyh Ömer El-Kisvani, İslam dünyasına yardım çağrısı yaptı ancak 6 Arap ülkesi İsrail ile diplomatik ilişkilerini ABD'nin de isteği üzerine normalleştirmiş durumda. En son Fas, Arap dünyasında son birkaç ay içinde İsrail ile normalleşme anlaşmasına varan dördüncü, 1979'dan bu yana ise altıncı ülke oldu. İsrail'in Arap ülkeleriyle ilişkilerini normalleştirme süreci 42 yıl içinde Mısır ve Ürdün ile sınırlıydı. 2020'de ise 4 ülke peş peşe benzer adımlar attı. Son olarak Fas, 10 Aralık 2020 tarihinde İsrail ile ilişkilerinin 'en yakın zamanda' normale döneceğini açıkladı. Böylece Fas; Mısır, Ürdün, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn ve Sudan'dan sonra İsrail ile normalleşmeyi kabul eden 6'ıncı Arap ülkesi oldu.
Mescid-i Aksa yıkılmak mı isteniyor!
Gazeteci Murat Çabas'dan da İsrail'in saldırılarının nedenine ilişkin dikkat çeken bir açıklama geldi. Çabas "İsrail'in bu saldırganlıklarının elbette ki bir perde arkası planı var. Dikkat ederseniz, sürekli olarak Mescid-i Aksa'ya baskın düzenleniyor ve namaz kılan, ibadet eden insanlar taciz ediliyor, adeta Mescid-i Aksa cemaatsiz bırakılmak isteniyor. Peki, neden? Çünkü İsrail'in büyük İsrail devleti yolunda en büyük planlarından birisi Mescid-i Aksa'nın yıkılmasıdır. Plana göre, büyük İsrail devletinin kurulması için Süleyman mabedinin yeniden inşa edilmesi gerekiyor. Bildiğiniz gibi, Yahudilerin 'Ağlama Duvarı' dedikleri duvar, Süleyman mabedinin duvarı ve bu duvarın hemen arkasında bulunan Mescid-i Aksa, Süleyman mabedinin içinde kalıyor. Dolayısıyla, Süleyman mabedinin inşası için Mescid-i Aksa'nın yıkılması gerekiyor. İşte İsrail'in inancı, bakış açısı ve hedefi bu" ifadelerini kullandı.
Mescid-i Aksa Müslümanların başkenti ilan edilsin
Mescid-i Aksa konusunda merhum Prof. Dr. Haydar Baş, Mescid-i Aksa'nın tüm Müslümanların başkenti ilan edilmesi gerektiğini ve böylece İsrail'in zulmünün engellenebileceğini belirtmişti. Prof. Dr. Haydar Baş şunları söylemişti: "Mesid-i Aksa, ilk kıblegahımızdır, Miraç mucizesine ev sahipliği yapmış bir mekandır, hadislerle müjdelenmiş, ziyaret edilmesi istenilen, sevilmiş ve seçilmiş bir merkezdir. O halde Mescid-i Aksa meselesi tüm İslam dünyasının, tüm Müslümanların meselesidir. İşlenen cinayete ümmetin tamamı tek vücut olarak karşı durmalı ve Mescid-i Aksa'yı Müslümanların başkenti ilan etmelidir."
Yahudiler için 10 Mayıs'ın önemi
Fanatik Yahudiler, İsrail'in Doğu Kudüs'ü işgal ettiği, 1967'deki Altı Gün Savaşı'nın yıl dönümünü İbrani takvimine göre, "Kudüs Günü" olarak kutluyor. Bu kişilerin oluşturduğu örgütler, bu yıl 9-10 Mayıs tarihlerine denk gelen "Kudüs günü" nedeniyle Mescid-i Aksa'ya baskın çağrıları yapmıştı.
Sabah namazını Doğu Kudüs'ün Eski Şehir bölgesinde yer alan Mescid-i Aksa'da kılan binlerce Filistinli, namazın ardından Mescid-i Aksa'nın avlusunda tekbirler getirerek gösteri düzenledi. Filistinliler, gösterinin sonrasında fanatik Yahudilerin baskın yapmasını önlemek için Mescid-i Aksa'da nöbet tutmaya başladı. Harem-i Şerif'in bazı noktalarına barikatlar kuran Filistinliler, Harem-i Şerif'ten ayrılmayacaklarını dile getirerek sık sık "Canımız kanımız sana feda Aksa" sloganı attı. Daha sonra Mescid-i Aksa'ya baskın düzenleyen İsrail polisi, Filistinlilere göz yaşartıcı gaz, plastik mermi ve ses bombalarıyla müdahale etti. Filistinliler, İsrail polisinin müdahalesine taş atarak karşılık verirken, İsrail polisi de Harem-i Şerif'tekilere saldırdı. Filistin Kızılay Cemiyeti, saldırılar sırasında bazı çalışanlarının Mescid-i Aksa'ya girişinin engellendiğini aktardı.
Yüzlerce kişi yaralandı
İsrail polisinin Mescid-i Aksa'nın içindeki Filistinlilere müdahalesinde 300'den fazla kişi yaralandı. Filistin Kızılayı tarafından yapılan yazılı açıklamaya göre, yaralılar arasında durumu ağır olanların da olduğu bildirildi. Bu arada İsrail polisinin Mescid-i Aksa alanı üzerinde insansız hava aracı (İHA) uçurduğu da görüldü. Bunun üzerine çıkan olaylarda polis, Kıble Mescidi ve Kubbetüs Sahra da dahil olmak üzere Harem-i Şerif'teki tüm Filistinlilere müdahale etti. Kudüs İslami Vakıflar Basın Sözcüsü Firas Dibs de yaralıların hastaneye götürüldüğü sırada İsrail polisi tarafından gözaltına alındığını belirtti. Bu arada AA muhabiri ve bazı gazeteciler de yaralandı.
İslam dünyasına yardım çağrısı yapıldı
Diğer yandan Mescid-i Aksa Vakfı Müdürü Şeyh Ömer El-Kisvani, Harem-i Şerif'in hoparlörlerinden İslam dünyasına yardım çağrısı yaptı. "Nerede Selahaddinler?" diye haykıran Mescid-i Aksa Vakfı Müdürü Şeyh Ömer El-Kisvani, Mescid-i Aksa'nın büyük bir saldırı altında olduğunu vurguladı. Şeyh Kisvani, "Fanatik Yahudiler, bedenlerimizi çiğnemeden Harem'e giremezler" dedi. İsrail polislerinin Harem-i Şerif'in hürmetini ihlal ettiğini belirten Şeyh Kisvani, İslam dünyasına hitaben, "Nerede onurunuz?" ifadelerini kullandı.
Arap ülkeleri İsrail ile normalleşme yarışında
Mescid-i Aksa Vakfı Müdürü Şeyh Ömer El-Kisvani, İslam dünyasına yardım çağrısı yaptı ancak 6 Arap ülkesi İsrail ile diplomatik ilişkilerini ABD'nin de isteği üzerine normalleştirmiş durumda. En son Fas, Arap dünyasında son birkaç ay içinde İsrail ile normalleşme anlaşmasına varan dördüncü, 1979'dan bu yana ise altıncı ülke oldu. İsrail'in Arap ülkeleriyle ilişkilerini normalleştirme süreci 42 yıl içinde Mısır ve Ürdün ile sınırlıydı. 2020'de ise 4 ülke peş peşe benzer adımlar attı. Son olarak Fas, 10 Aralık 2020 tarihinde İsrail ile ilişkilerinin 'en yakın zamanda' normale döneceğini açıkladı. Böylece Fas; Mısır, Ürdün, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn ve Sudan'dan sonra İsrail ile normalleşmeyi kabul eden 6'ıncı Arap ülkesi oldu.
Mescid-i Aksa yıkılmak mı isteniyor!
Gazeteci Murat Çabas'dan da İsrail'in saldırılarının nedenine ilişkin dikkat çeken bir açıklama geldi. Çabas "İsrail'in bu saldırganlıklarının elbette ki bir perde arkası planı var. Dikkat ederseniz, sürekli olarak Mescid-i Aksa'ya baskın düzenleniyor ve namaz kılan, ibadet eden insanlar taciz ediliyor, adeta Mescid-i Aksa cemaatsiz bırakılmak isteniyor. Peki, neden? Çünkü İsrail'in büyük İsrail devleti yolunda en büyük planlarından birisi Mescid-i Aksa'nın yıkılmasıdır. Plana göre, büyük İsrail devletinin kurulması için Süleyman mabedinin yeniden inşa edilmesi gerekiyor. Bildiğiniz gibi, Yahudilerin 'Ağlama Duvarı' dedikleri duvar, Süleyman mabedinin duvarı ve bu duvarın hemen arkasında bulunan Mescid-i Aksa, Süleyman mabedinin içinde kalıyor. Dolayısıyla, Süleyman mabedinin inşası için Mescid-i Aksa'nın yıkılması gerekiyor. İşte İsrail'in inancı, bakış açısı ve hedefi bu" ifadelerini kullandı.
Mescid-i Aksa Müslümanların başkenti ilan edilsin
Mescid-i Aksa konusunda merhum Prof. Dr. Haydar Baş, Mescid-i Aksa'nın tüm Müslümanların başkenti ilan edilmesi gerektiğini ve böylece İsrail'in zulmünün engellenebileceğini belirtmişti. Prof. Dr. Haydar Baş şunları söylemişti: "Mesid-i Aksa, ilk kıblegahımızdır, Miraç mucizesine ev sahipliği yapmış bir mekandır, hadislerle müjdelenmiş, ziyaret edilmesi istenilen, sevilmiş ve seçilmiş bir merkezdir. O halde Mescid-i Aksa meselesi tüm İslam dünyasının, tüm Müslümanların meselesidir. İşlenen cinayete ümmetin tamamı tek vücut olarak karşı durmalı ve Mescid-i Aksa'yı Müslümanların başkenti ilan etmelidir."
Yahudiler için 10 Mayıs'ın önemi
Fanatik Yahudiler, İsrail'in Doğu Kudüs'ü işgal ettiği, 1967'deki Altı Gün Savaşı'nın yıl dönümünü İbrani takvimine göre, "Kudüs Günü" olarak kutluyor. Bu kişilerin oluşturduğu örgütler, bu yıl 9-10 Mayıs tarihlerine denk gelen "Kudüs günü" nedeniyle Mescid-i Aksa'ya baskın çağrıları yapmıştı.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.