Hunharca saldırılarına devam eden İsrail savaş uçaklarının, askeri gemilerinin ve füzelerinin sürekli bombaladığı Lübnan'ın birçok kentinden dumanlar yükseliyor Başkent Beyrut'un güneyindeki sahil kenti Sayda bunlardan sadece biri. İsrail'in, iki askerinin Hizbullah tarafından kaçırılması üzerine 12 temmuzda başlattığı taarruzdan önce Beyrut'tan 20 dakikada ulaşılan Sayda'ya gitmek, şimdi en az 3 saat alıyor. İsrail füzelerinin vurduğu yollar kullanılamaz halde olduğu için Beyrut ile Sayda arasındaki ulaşım ancak dağ yollarından sağlanabiliyor. Bombardımanın sürmesi nedeniyle çevre köylere yardımların ulaştırılmasında da büyük problem yaşanıyor. Dumanlar arasında zar zor seçilen bir diğer kent ise Beyrut'a 35 kilometre uzaklıktaki Sur kenti... Hayalet kent görünümdeki Sur'un sakinleri hala kaçmaya çalışıyor. Kaçanlar, sivil olduklarını göstermek için araçlarına astıkları beyaz bez parçaları ile kendilerini bombalardan korumaya çalışıyor. Ancak onlar için tek tehlikeyi bombalar oluşturmuyor. Daha önce düşen füzelerin yollarda açtığı büyük çukurlar da bomba korkusuyla mümkün olduğunca hızlı hareket eden araçlar için bir ölüm tuzağına dönüşebiliyor. Kentte kalanlar için yardımlar da bu yollardan ancak güçlükle ulaştırılabiliyor. Kente gelen yardımların çevre köylere dağıtılması ise neredeyse imkansız. Bombaların hedefi olmaktan korkan şoförler araçlarıyla yola çıkmayı reddediyor. Sur'daki devlet hastanesi Nagem de kentin hayalet görünümüyle uyumlu, bomboş... Hastanede tedavisi süren 4 hafif yaralı ile yakınları ve birkaç görevli dışında kimse bulunmuyor. Bombardımanda yaralananlar Nagem hastanesine getiriliyor, ancak ilk müdahalenin ardından hızla kuzeydeki Sayda ve Beyrut'a sevk ediliyor. Sur'un çevresindeki yaklaşık 300 köyün tamamen boşaltıldığı belirtiliyor. Çevre köylerden kaçıp Sur'a sığınanlar ise okullara yerleştiriliyor. Yine bomba korkusu nedeniyle gizlenen ve fotoğraflarının çekilmesi yasak olan okullarda yaşayan mülteciler bölgeye yardım gelmemesi nedeniyle yiyecek ve ilaç sıkıntısı çekiyor. Basın mensupları ise Sur'da, BM'nin güvenliğini sağladığı bir bölgede görev yapıyor, buradan haberlerini geçiyor. Gazetecilerin bir bölümü sığınaklarda kalırken yer bulamayanlar yüksek ücretler ödeyerek, açık olan birkaç otelden birinde konaklıyor. Birkaç gün önce kadın foto muhabirinin öldüğü Sur'daki gazeteciler daha güneye ise geçemiyor. Güneyde bombardıman ve çatışmalar aralıksız devam ediyor. Saldırının bilançosu ağır: 464 ölüİsrail-Lübnan çatışmasının başladığı 12 Temmuzdan bu yana 422 Lübnanlı ile 42 İsraillinin öldüğü bildirildiLübnan Sağlık Bakanlığı verilerine göre, İsrail ordusuyla Hizbullah gerillaları arasında çıkan çatışmalarda Lübnan'da 25'i Hizbullah gerillası, 20'si Lübnan askeri, 377'si de sivil olmak üzere toplam 422 kişi ölürken 1833 kişi de yaralandı. Bakanlık, Lübnan'da ölen siviller arasında 8 Kanada, 2 Kuveyt, birer de Irak, Sri Lanka ve Ürdün vatandaşının bulunduğunu belirtti. Hizbullah da 25 militanının öldüğünü doğruladı. İsrailli yetkililerse İsrail tarafında 24'ü asker 42 kişinin öldüğünü bildirdi. Yetkililer, 30'u asker olmak üzere 300'den fazla kişinin de yaralandığını söyledi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.