Zikirdeki en önemli lafızlar---- Prof. Dr Haydar Baş
Lafza-i Celâl
Bu yüce isme bütün esmaü'l-hüsnayı mânâ olarak bünyesinde taşıması sebebiyle, İsm-i Azam da denir. Allah'ın birliğini vurgulayan iki güzel isim daha vardır ki, bunlar da İsm-i Azam'dır: Vahid ve Ehad .
Vahid, Cenab-ı Hakk'ın sıfatlarındaki, Ehad ise zatındaki tekliği ifade eder. Allah Vahid'dir ve Ehad'dır. Sıfatlarında ve zatında tektir, eşi ve benzeri yoktur. Allah ism-i şerifi özel bir isimdir ve hiçbir kelime bunun yerini tutamaz. Bu bakımdan Allah kelimesi en büyük zikir kelimesidir. En büyük dava da Allah'ı zikir ve bu zikri kalplere yerleştirmektir.
Bu noktada şu gerçeği açıklamak yerinde olur: Zikir bütün ibadetlerin özünü teşkil ettiği gibi, aynı zamanda müstakil bir ibadettir. Tasavvufî mânâda tesbihatı, tekbiri, istiğfarı, takdisi, tahlili de içine alan zikir yönüyle bir hususiyet arzeder.
Zikir, tevhidi kalpte hakim kılmanın yegane yoludur. Tevhid, kelam ilminin kurallarıyla işin söz kısmını incelemek değil, zikir yoluyla birtakım mertebeleri geçmek, Allah'ın birliğine kalbî yolla ulaşmak demektir.
O halde, tevhidin özüne Lailahe İllallah kelimesiyle ulaşılabilir. Ancak bu kelimeyi yalnız dil ile söyleyip derinliğine inmemek, şuuruna vakıf olmamak; aranılan o hakikate insanı ulaştıramaz. Asıl mesele bu zikri kalbe indirmek, orayı temizlemektir. Zikrin hakikatine ulaşmak budur.
Lafza-i Celâl
Bu yüce isme bütün esmaü'l-hüsnayı mânâ olarak bünyesinde taşıması sebebiyle, İsm-i Azam da denir. Allah'ın birliğini vurgulayan iki güzel isim daha vardır ki, bunlar da İsm-i Azam'dır: Vahid ve Ehad .
Vahid, Cenab-ı Hakk'ın sıfatlarındaki, Ehad ise zatındaki tekliği ifade eder. Allah Vahid'dir ve Ehad'dır. Sıfatlarında ve zatında tektir, eşi ve benzeri yoktur. Allah ism-i şerifi özel bir isimdir ve hiçbir kelime bunun yerini tutamaz. Bu bakımdan Allah kelimesi en büyük zikir kelimesidir. En büyük dava da Allah'ı zikir ve bu zikri kalplere yerleştirmektir.
Bu noktada şu gerçeği açıklamak yerinde olur: Zikir bütün ibadetlerin özünü teşkil ettiği gibi, aynı zamanda müstakil bir ibadettir. Tasavvufî mânâda tesbihatı, tekbiri, istiğfarı, takdisi, tahlili de içine alan zikir yönüyle bir hususiyet arzeder.
Zikir, tevhidi kalpte hakim kılmanın yegane yoludur. Tevhid, kelam ilminin kurallarıyla işin söz kısmını incelemek değil, zikir yoluyla birtakım mertebeleri geçmek, Allah'ın birliğine kalbî yolla ulaşmak demektir.
O halde, tevhidin özüne Lailahe İllallah kelimesiyle ulaşılabilir. Ancak bu kelimeyi yalnız dil ile söyleyip derinliğine inmemek, şuuruna vakıf olmamak; aranılan o hakikate insanı ulaştıramaz. Asıl mesele bu zikri kalbe indirmek, orayı temizlemektir. Zikrin hakikatine ulaşmak budur.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.