Ülkemiz karanlık, tehlikeli badirelerden geçerken siyasilerin her zamandan daha ayık ve dikkatli olması gerekmektedir. Bir darbe oyunu ile karşı, karşıya geldik. Asker, polis ve halkımız içinden şehitlerimiz oldu. Allah (c.c.) tüm şehitlerimize rahmet eylesin yüce milletimizin başı sağolsun.
Darbeden maksat ne? Darbenin arkasındaki devlet kim? Bu soruların cevabını bulmadan ve bu unsurlarla mücadele etmeden sadece darbeyi bastırmak geçici bir rahatlık sağlasa da sorunu ortadan kaldırmaz.
Tarihimiz de ilk defa kanlı bir darbe girişimi yaşandı. Asker bizim, halk bizim ancak askerimizin içindeki hainler halkımızı polisimizi ve hatta askerimizi katletti. Bu gözü dönmüşlük Türk'ün örf ve adetinde yeri olmayan bir caniliktir. Bu caniliğin, hainliğin geldiği köken Batı ve Avrupa'dır. FETO sadece bir piyon ve kukladır. Arkasındaki gücün kim olduğu ve maksadının ne olduğu belli iken siz onlara karşı neden önlem alamıyorsunuz! Bu kadar kanlı darbe girişiminin ardından o ülkenin Genelkurmay Başkanı'nı ülkenizde krallar gibi karşılıyorsanız siz olanlardan ders çıkarmamışsınız, yine aldatılarak ihanete uğrayacaksınız demektir.
ABD darbe girişiminde bulunan hain askerlere yüzsüzlükle bizim çocuklar derken siyasilerimiz neden hala bu ülkeye gereken cevabı vermiyor. Biz top yekûn Türk milleti siyaseti ile bir beraber olmuşken hiç bir güçten korkacak değiliz. O halde ABD, AB İsrail gibi birbirinden çıkarları asla ayrılmayan ülkelerin kirli ve kanlı pençelerinden artık kurtulmalıyız.
Bu ülkelerin hedefi olan BOP aslında Büyük İsrail devletini kurmaktır. Darbenin ardındaki gerçek burada aranmalıdır. Allah (c.c.) bize bu fırsatı vermişken yine bu ülkelerin hileli yalan ve oyunlarına kapılırsak bu ülke elden gider. Türk milleti korkak, gördüğü güç karşısında sinen bir millet değildir. Hal böyle iken bu milleti idare edecek olan siyasiler de bu milletin ruhunu kanında, canında hissederek cesaretle bu ülkeyi idare etmelidir. Siyasiler milletine siyaset yapmaz. Milletine oyun oynamaz. Dış mihraklardan aldığı tehdit doğrultusunda olan yanlışların üzerini örtmek için halkına tiyatro yapmaz. Siyasiler eğer bir senaryonun figüranı olursa siyasiler kendileri ile beraber ona inanmış tabanın da ipini çekmiş olurlar.
Yıllardan beri NATO, ABD, AB ile beraber hareket ediyoruz. Bunlarla beraber olduğumuz günden beri ülkemizde darbelerin ardı kesilmedi. Bu asırda bile darbe girişimi gerçekleşti. Bunlarla olan beraberliklerimizde hep zarara ve hüsrana uğrayan biz olduk. Kapitalizmin tükendiği, AB'nin dağılma sürecine geldiği bu dönemde bunlardan medet ummamız ahmaklık değilse nedir?
Her fırsatta bizi köşeye sıkıştıran, tehdit ve şantajla bizim taviz vermemizi isteyen bu ahlak yoksunlarından müttefik olur mu? ABD ve AB ülkeleri kendilerinin utanç dolu kanlı tarihine bakmadan her fırsatta soykırımın yalan olduğunu bilmelerine rağmen bizi dünyada soykırımcı bir devlet durumuna sokmadı mı? Bunlara karşı bu sabır niye?
Bizim boynumuzda bunların tasması yoksa, bizim bunlara hiç bir muhtaçlığımız olmadığı halde, bize bu kadar ihanet ettikleri halde, vatan topraklarımızda gözleri olduğunu bildiğimiz halde, neden bu sabır?
Terör örgütlerini beslen yetiştiren donatan ve üzerimize gönderen de bunlar. Biz neyin kafasını yaşıyoruz. Bunlara vereceğimiz tavizin bir sonu yok. Allah (c.c.) Bakara Suresi 120. ayetinde "Sen onların dininden olmadıkça Yahudiler de Hıristiyanlar da senden asla hoşnut olmazlar. De ki: «Her halde yol Allah yoludur.» Şanım hakkı için sana vahiyle gelen bu kadar bilgiden sonra, faraza onların arzularına uyacak olsan, Allah'tan sana ne bir dost, ne de bir yardımcı bulunur." buyrulmaktadır.
Biz Müslüman'ız. İnanacağımız, Yüce Rabbimiz'dir. Müslüman Türk aciz değildir. Bize Allah (c.c.) ilimi, feraseti verdi. İçimizde şuan Milli Ekonomi Modeli, Milli Devlet ve Sosyal Devlet projeleri ile Batı'ya, Avrupa'ya, Rusya'ya elini öptüren Sayın Prof. Dr. Haydar Baş Bey'i lütfedip vermiştir. O asla benim partim, senin partin diye ayrıma düşmeyen her dönemde iktidar olan siyasilere yardım elini uzatmış, her defasında da eli geriye itilmiş, büyük bir Devlet adamıdır. Bütün bunlara rağmen ısrarla milletini ve siyasileri uyararak vatanını, milletini korumaya çalışan tek insandır. Siyasilerimiz artık ABD ve AB'nin peşinde kuyruk olmayı bırakarak Sayın BAŞ'ın yanına gitsinler ondan yardım istesinler. O, vatanı ve milleti için ayrım yapmadan siyasilere merhem olacaktır.
Darbeden maksat ne? Darbenin arkasındaki devlet kim? Bu soruların cevabını bulmadan ve bu unsurlarla mücadele etmeden sadece darbeyi bastırmak geçici bir rahatlık sağlasa da sorunu ortadan kaldırmaz.
Tarihimiz de ilk defa kanlı bir darbe girişimi yaşandı. Asker bizim, halk bizim ancak askerimizin içindeki hainler halkımızı polisimizi ve hatta askerimizi katletti. Bu gözü dönmüşlük Türk'ün örf ve adetinde yeri olmayan bir caniliktir. Bu caniliğin, hainliğin geldiği köken Batı ve Avrupa'dır. FETO sadece bir piyon ve kukladır. Arkasındaki gücün kim olduğu ve maksadının ne olduğu belli iken siz onlara karşı neden önlem alamıyorsunuz! Bu kadar kanlı darbe girişiminin ardından o ülkenin Genelkurmay Başkanı'nı ülkenizde krallar gibi karşılıyorsanız siz olanlardan ders çıkarmamışsınız, yine aldatılarak ihanete uğrayacaksınız demektir.
ABD darbe girişiminde bulunan hain askerlere yüzsüzlükle bizim çocuklar derken siyasilerimiz neden hala bu ülkeye gereken cevabı vermiyor. Biz top yekûn Türk milleti siyaseti ile bir beraber olmuşken hiç bir güçten korkacak değiliz. O halde ABD, AB İsrail gibi birbirinden çıkarları asla ayrılmayan ülkelerin kirli ve kanlı pençelerinden artık kurtulmalıyız.
Bu ülkelerin hedefi olan BOP aslında Büyük İsrail devletini kurmaktır. Darbenin ardındaki gerçek burada aranmalıdır. Allah (c.c.) bize bu fırsatı vermişken yine bu ülkelerin hileli yalan ve oyunlarına kapılırsak bu ülke elden gider. Türk milleti korkak, gördüğü güç karşısında sinen bir millet değildir. Hal böyle iken bu milleti idare edecek olan siyasiler de bu milletin ruhunu kanında, canında hissederek cesaretle bu ülkeyi idare etmelidir. Siyasiler milletine siyaset yapmaz. Milletine oyun oynamaz. Dış mihraklardan aldığı tehdit doğrultusunda olan yanlışların üzerini örtmek için halkına tiyatro yapmaz. Siyasiler eğer bir senaryonun figüranı olursa siyasiler kendileri ile beraber ona inanmış tabanın da ipini çekmiş olurlar.
Yıllardan beri NATO, ABD, AB ile beraber hareket ediyoruz. Bunlarla beraber olduğumuz günden beri ülkemizde darbelerin ardı kesilmedi. Bu asırda bile darbe girişimi gerçekleşti. Bunlarla olan beraberliklerimizde hep zarara ve hüsrana uğrayan biz olduk. Kapitalizmin tükendiği, AB'nin dağılma sürecine geldiği bu dönemde bunlardan medet ummamız ahmaklık değilse nedir?
Her fırsatta bizi köşeye sıkıştıran, tehdit ve şantajla bizim taviz vermemizi isteyen bu ahlak yoksunlarından müttefik olur mu? ABD ve AB ülkeleri kendilerinin utanç dolu kanlı tarihine bakmadan her fırsatta soykırımın yalan olduğunu bilmelerine rağmen bizi dünyada soykırımcı bir devlet durumuna sokmadı mı? Bunlara karşı bu sabır niye?
Bizim boynumuzda bunların tasması yoksa, bizim bunlara hiç bir muhtaçlığımız olmadığı halde, bize bu kadar ihanet ettikleri halde, vatan topraklarımızda gözleri olduğunu bildiğimiz halde, neden bu sabır?
Terör örgütlerini beslen yetiştiren donatan ve üzerimize gönderen de bunlar. Biz neyin kafasını yaşıyoruz. Bunlara vereceğimiz tavizin bir sonu yok. Allah (c.c.) Bakara Suresi 120. ayetinde "Sen onların dininden olmadıkça Yahudiler de Hıristiyanlar da senden asla hoşnut olmazlar. De ki: «Her halde yol Allah yoludur.» Şanım hakkı için sana vahiyle gelen bu kadar bilgiden sonra, faraza onların arzularına uyacak olsan, Allah'tan sana ne bir dost, ne de bir yardımcı bulunur." buyrulmaktadır.
Biz Müslüman'ız. İnanacağımız, Yüce Rabbimiz'dir. Müslüman Türk aciz değildir. Bize Allah (c.c.) ilimi, feraseti verdi. İçimizde şuan Milli Ekonomi Modeli, Milli Devlet ve Sosyal Devlet projeleri ile Batı'ya, Avrupa'ya, Rusya'ya elini öptüren Sayın Prof. Dr. Haydar Baş Bey'i lütfedip vermiştir. O asla benim partim, senin partin diye ayrıma düşmeyen her dönemde iktidar olan siyasilere yardım elini uzatmış, her defasında da eli geriye itilmiş, büyük bir Devlet adamıdır. Bütün bunlara rağmen ısrarla milletini ve siyasileri uyararak vatanını, milletini korumaya çalışan tek insandır. Siyasilerimiz artık ABD ve AB'nin peşinde kuyruk olmayı bırakarak Sayın BAŞ'ın yanına gitsinler ondan yardım istesinler. O, vatanı ve milleti için ayrım yapmadan siyasilere merhem olacaktır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Gökhan Demir / diğer yazıları
- ABD ve İsrail’i gölgede bıraktılar… / 28.10.2024
- Büyük Ortadoğu Projesi’nin Türkiye ayağı / 24.10.2024
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-II / 10.12.2020
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-I / 09.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-VI / 08.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-V / 07.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-IV / 04.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-III / 03.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-II / 02.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-I / 01.12.2020
- Büyük Ortadoğu Projesi’nin Türkiye ayağı / 24.10.2024
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-II / 10.12.2020
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-I / 09.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-VI / 08.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-V / 07.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-IV / 04.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-III / 03.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-II / 02.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-I / 01.12.2020