Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök'ün uzun ve kapsamlı konuşmasında yer alan bir saptama dikkat çekiciydi: "İrticai örgütler, kamu kurumlarında kadrolaşma gayretlerini artırmış, bu yönde önemli mesafeler kaydetmişlerdir."İddia ciddi... İddiayı seslendiren makam ciddi...Bu durumda gözümüzü ister istemez 'devlet içindeki kadroların atanmasından sorumlu olanlar'a çeviriyoruz.Ve karşımızda AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat...Fırat, Özkök'ün konuşmasını şöyle değerlendiriyor:"Bence aklıselimin toplamıydı. Kendisini tebrik ediyorum. Böylesine aklıselime sahip bir devlet adamına sahip olmaktan mutluluk duyuyorum."Gazeteciler, 'Peki Özkök'ün irtica hakkında söyledikleri için ne diyorsunuz?' diye soruyorlar.Fırat'ın bu konudaki yanıtı da şu oluyor:"Türkiye'ye yönelik her türlü yıkıcı faaliyetin üzerine gitmekte kararlıyız. İrtica da bunlardan biridir. Var ise böyle tehlikeler, iktidar, yargı ve diğer kurumlar bunların üzerine gider. Ek tedbirlere ihtiyaç yoktur. Zaten tedbirler en üst noktada uygulanmaktadır."Peki ne anladınız bu işten?Hangi somut verilere dayandığını bilemediğimiz ciddi bir iddia...Ve iddianın hedefindeki partinin yöneticisinin geçiştirici, üzerine almayan açıklaması...Veriler somut olmalıOysa artık bu sağırlar diyaloğu devrini kapatmanın vakti gelmiştir.Öncelikle Genelkurmay Başkanı, böylesine ciddi bir iddiayı mutlaka somut verilere dayandırmalıdır.Eğer dayandırmıyorsa, siyasi iktidarın sözcüleri çıkıp şu soruları sormalıdır: "İrticai örgüt nedir? Hangi örgüt kadrolaşmış? Hangi kurumda buna göz yumulmuş? Kaç örgüt mensubu devletin kadrolarında yer bulmuş? Bunlar kimlerdir? Elde somut veri var mı?"Eğer açıklık ve şeffaflık sağlanırsa, biz de artık eski cumhurbaşkanlarının ve başbakanların iş işten geçtikten sonra yaptıkları 'İktidar olduk ama muktedir olamadık' ya da 'Türkiye'de bir derin devlet vardır' türünden açıklamalarını okumak zorunda kalmayız.Ahmet Hakan / Hürriyet
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.