ABD'nin Irak'a saldırı planlarının konuşulduğu, bizim çiçeği burnunda meclisimizin hareketli ve hararetli günler yaşadığı o günlerde elinizdeki bu gazetenin tüm yazarları, Meltem ve Mesaj televizyonları ve BTP Lideri sayın Prof. Dr. Haydar Baş Bey, haftalarca feryad ettik, bölgenin işgalinin, bölgede daha kanlı projelerin ilk adımı olduğunu ve Türkiye'nin bu oyuna gelmemesi gerektiğini yazdık, çizdik, söyledik.
Bugün Kıbrıs ve Denktaş konusunda milletimizin kafasını ütüleyen mütareke basını ve köşebaşlarındaki kalemşörleri, o günlerde de Saddam'ın zulmünden, zalimliğinden, elinde Ankara'yı vuracak füzeler bulunduğundan hareket ederek Müslüman Türk milletinin nazarında ABD'nin işgal ve istila hareketini meşrulaştırma görevlerini ifa ediyorlardı. Hatta bu mütareke basını savaş süresince de kraldan fazla kralcı kesilerek müstevli koalisyon güçlerine lojistik ve istihbari destek sağlama işgüzarlığına bile girdi.
"Türkiye Irak savaşında bize yeterince destek vermedi" tarzındaki ABD yetkililerinin sitemine bizim Abdullah Gül'ümüz şöyle cevap vermişti: "Bizi kızdırmasınlar gizli belgeleri açıklarsak yer yerinden oynar".
Bir kez daha olay netleşti ki; AKP iktidarı ile mütareke basını elele, kafa kafaya vererek ve her çeşit desteği de vererek Irak'ın bir ateş topu haline gelmesini sağladılar. Şimdi Irak'ta her taraf toz-duman, kurtların arayıp da bulamayacağı bir hava hakim ve kurtlar işbaşında. Filistin topraklarında Yahudilere yeni yerleşim alanları açmak için yarım asırdır uygulanan Müslümanı kesme, biçme, budama metodu şimdi Bağdat'ta, Musul'da, Kerkük'te, Kerbela'da uygulanıyor.
Şimdi ben şunu merak ediyorum; Irak'ta günde iki yüz Müslüman cayır cayır yanarken, yüzlerce yaralının feryadı arşa çıkarken, binlerce kadının kızın ırzı, iffeti, kirletilirken "koalisyonun bir parçası" olmakla övünen AKP hükümeti ve bu partiye oy veren sevgili vatandaşlarımız acaba neler düşünüyorlar, neler hissediyorlar? Keşke bu koalisyonun bir parçası olmasaydık, keşke koalisyonunun parçası olmakla övünen bir partiye oy vermeseydik diye bir pişmanlık duygusu taşıyorlar mı? Aynı akıbete doğru sürüklenen Kıbrıs konusunda da akıllarını başlarına devşirirler mi?
Mütareke basınının dolduruşuna "hadi canım sen de" diyebilirler mi?
Büyük Ortadoğu Projesi'nin başlangıç kıvılcımları çakmıştır. İlk işaret ise, Fırat ile Dicle arasını Müslümandan arındırmaya yönelik patlamalardır. Milyonların bir araya geldiği bir Şehadet'in yıldönümünde bir anda ikiyüz insanın, kadının, çocuğun cesedini paramparça eden canilik; muharref kitaplarında insan öldürmeyi ibadet sayanlara yakışıyor. Ancak ve sadece onların siciline uyuyor bu dehşet. Failler gün gibi ortada görene/köre ne?
Bugün Kıbrıs ve Denktaş konusunda milletimizin kafasını ütüleyen mütareke basını ve köşebaşlarındaki kalemşörleri, o günlerde de Saddam'ın zulmünden, zalimliğinden, elinde Ankara'yı vuracak füzeler bulunduğundan hareket ederek Müslüman Türk milletinin nazarında ABD'nin işgal ve istila hareketini meşrulaştırma görevlerini ifa ediyorlardı. Hatta bu mütareke basını savaş süresince de kraldan fazla kralcı kesilerek müstevli koalisyon güçlerine lojistik ve istihbari destek sağlama işgüzarlığına bile girdi.
"Türkiye Irak savaşında bize yeterince destek vermedi" tarzındaki ABD yetkililerinin sitemine bizim Abdullah Gül'ümüz şöyle cevap vermişti: "Bizi kızdırmasınlar gizli belgeleri açıklarsak yer yerinden oynar".
Bir kez daha olay netleşti ki; AKP iktidarı ile mütareke basını elele, kafa kafaya vererek ve her çeşit desteği de vererek Irak'ın bir ateş topu haline gelmesini sağladılar. Şimdi Irak'ta her taraf toz-duman, kurtların arayıp da bulamayacağı bir hava hakim ve kurtlar işbaşında. Filistin topraklarında Yahudilere yeni yerleşim alanları açmak için yarım asırdır uygulanan Müslümanı kesme, biçme, budama metodu şimdi Bağdat'ta, Musul'da, Kerkük'te, Kerbela'da uygulanıyor.
Şimdi ben şunu merak ediyorum; Irak'ta günde iki yüz Müslüman cayır cayır yanarken, yüzlerce yaralının feryadı arşa çıkarken, binlerce kadının kızın ırzı, iffeti, kirletilirken "koalisyonun bir parçası" olmakla övünen AKP hükümeti ve bu partiye oy veren sevgili vatandaşlarımız acaba neler düşünüyorlar, neler hissediyorlar? Keşke bu koalisyonun bir parçası olmasaydık, keşke koalisyonunun parçası olmakla övünen bir partiye oy vermeseydik diye bir pişmanlık duygusu taşıyorlar mı? Aynı akıbete doğru sürüklenen Kıbrıs konusunda da akıllarını başlarına devşirirler mi?
Mütareke basınının dolduruşuna "hadi canım sen de" diyebilirler mi?
Büyük Ortadoğu Projesi'nin başlangıç kıvılcımları çakmıştır. İlk işaret ise, Fırat ile Dicle arasını Müslümandan arındırmaya yönelik patlamalardır. Milyonların bir araya geldiği bir Şehadet'in yıldönümünde bir anda ikiyüz insanın, kadının, çocuğun cesedini paramparça eden canilik; muharref kitaplarında insan öldürmeyi ibadet sayanlara yakışıyor. Ancak ve sadece onların siciline uyuyor bu dehşet. Failler gün gibi ortada görene/köre ne?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025