Yıllardır milletimize düştüğü badirelerden kurtulmanın yolunu anlatan Prof. Dr. Haydar Baş Bağımsız Türkiye Partisi çatısı altında siyaset hayatına atıldıktan sonra da siyasi çözüm yollarını anlatmaya aralıksız olarak devam etmektedir.
Dünyadaki bütün düzenlerin, sistemlerin tıkandığı bir noktada umut vaat etmesine rağmen vatandaşımız kör bir inat uğruna senelerce Onun kutlu sesini duymamakta ısrar etti. Kuru inatları, yanlışta ısrarları, neredeyse kara sevdaya dönüştü. Dolayısıyla toplum olarak gelinen nokta meydandadır. Prof. Dr. Haydar Baş ise kendini duymakta inat edenlere rağmen, yılmadan bıkmadan her ortamda derdi teşhis ve tedaviyi tarif etmeye devam ettiler.
Geçtiğimiz günlerde Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş Meltem gurubu Televizyonlarında 2012 yılını çok kapsamlı olarak değerlendirirken yine yaşanan hemen her soruna çok önemli çözümler sundular. Sadece 2012 yılına ait değil 2013 ve gelecek günler için de gerek milletimizi gerekse de devletimizi ilgilendiren hemen her konuda reçeteler sundular.
Bu makalemizde Prof. Dr. Haydar Baş’ın sunduğu çözümlerden ziyade vatandaşımızı inatçılıktan vazgeçmeye davet etmek istiyorum. Yanlışta ısrar etmenin dini ve vicdani boyutunu anlatmak istiyorum.
Âlemlere Rahmet Hazreti Muhammed (s.a.v.) Efendimiz bir hadisi şeriflerinde inatçı davranışın sonunun cehennem olduğunu dile getirmiştir;
– “Kıyamet gününde, cehennemden bir boyun uzanır. Bu, der ki: ‘Benim hakkım şu üç sınıftır; inatçı ve zalim; Allah'a şirk koşanlar, haksız yere adam öldürenler" (Ramuz el-Ehadis sayfa 509/8/Ravi: Hz. Ebû Said (r.a.)).
İçerisinde inat olan ne işten ne sevdadan kimseye pek hayır gelmez. İnadına sevda; gözleri kör eder ve gerçekleri saklamaya gayret eder. İnadın genel karakterinde riya vardır, sahtecilik vardır.
İnat sözcüğü dini literatürde şu manalarda kullanılır: Direnmek, muhalefette (karşı çıkmakta) ısrar etmek, kendini büyük görüp, hakkı, doğruyu kabul etmemek...
“Allahü teâlânın en sevmediği kimse, hakkı kabul etmemekte inâd edendir” (Hadîs-i şerîf-Berîka).
“İnâd, riyâdan (gösterişten), kin tutmaktan, haset etmekten (çekememekten) veya hırstan doğar” (Hâdimî).
Ebû Cehil ve Ebû Leheb inatlarından dolayı Hz. Muhammed Aleyhisselâmın peygamber olduğuna inanmadılar (Şeyhzâde, dini sözlük, ihlas).
Bu bilgiler ışığında milletimize tekrar sesleniyorum. Ne olur inadı bırakın ve hem sizi hem diğer insanları hem de geleceğinizi kurtaracak olan “Milli Ekonomi Modeli” ve “Sosyal Devlet Milli Devlet” projeleriyle sizi mutluğuna taşıyacak olan Prof. Dr Haydar Baş’a kulak verin, hem de vicdani sorumluktan kurtulun.
Dünyadaki bütün düzenlerin, sistemlerin tıkandığı bir noktada umut vaat etmesine rağmen vatandaşımız kör bir inat uğruna senelerce Onun kutlu sesini duymamakta ısrar etti. Kuru inatları, yanlışta ısrarları, neredeyse kara sevdaya dönüştü. Dolayısıyla toplum olarak gelinen nokta meydandadır. Prof. Dr. Haydar Baş ise kendini duymakta inat edenlere rağmen, yılmadan bıkmadan her ortamda derdi teşhis ve tedaviyi tarif etmeye devam ettiler.
Geçtiğimiz günlerde Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş Meltem gurubu Televizyonlarında 2012 yılını çok kapsamlı olarak değerlendirirken yine yaşanan hemen her soruna çok önemli çözümler sundular. Sadece 2012 yılına ait değil 2013 ve gelecek günler için de gerek milletimizi gerekse de devletimizi ilgilendiren hemen her konuda reçeteler sundular.
Bu makalemizde Prof. Dr. Haydar Baş’ın sunduğu çözümlerden ziyade vatandaşımızı inatçılıktan vazgeçmeye davet etmek istiyorum. Yanlışta ısrar etmenin dini ve vicdani boyutunu anlatmak istiyorum.
Âlemlere Rahmet Hazreti Muhammed (s.a.v.) Efendimiz bir hadisi şeriflerinde inatçı davranışın sonunun cehennem olduğunu dile getirmiştir;
– “Kıyamet gününde, cehennemden bir boyun uzanır. Bu, der ki: ‘Benim hakkım şu üç sınıftır; inatçı ve zalim; Allah'a şirk koşanlar, haksız yere adam öldürenler" (Ramuz el-Ehadis sayfa 509/8/Ravi: Hz. Ebû Said (r.a.)).
İçerisinde inat olan ne işten ne sevdadan kimseye pek hayır gelmez. İnadına sevda; gözleri kör eder ve gerçekleri saklamaya gayret eder. İnadın genel karakterinde riya vardır, sahtecilik vardır.
İnat sözcüğü dini literatürde şu manalarda kullanılır: Direnmek, muhalefette (karşı çıkmakta) ısrar etmek, kendini büyük görüp, hakkı, doğruyu kabul etmemek...
“Allahü teâlânın en sevmediği kimse, hakkı kabul etmemekte inâd edendir” (Hadîs-i şerîf-Berîka).
“İnâd, riyâdan (gösterişten), kin tutmaktan, haset etmekten (çekememekten) veya hırstan doğar” (Hâdimî).
Ebû Cehil ve Ebû Leheb inatlarından dolayı Hz. Muhammed Aleyhisselâmın peygamber olduğuna inanmadılar (Şeyhzâde, dini sözlük, ihlas).
Bu bilgiler ışığında milletimize tekrar sesleniyorum. Ne olur inadı bırakın ve hem sizi hem diğer insanları hem de geleceğinizi kurtaracak olan “Milli Ekonomi Modeli” ve “Sosyal Devlet Milli Devlet” projeleriyle sizi mutluğuna taşıyacak olan Prof. Dr Haydar Baş’a kulak verin, hem de vicdani sorumluktan kurtulun.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- İdeal Türk genci ‘fundamentalist olmayacak dindar olacak’ / 30.04.2025
- Önemli olan sistem mi, insan mı? / 29.04.2025
- Gençler güçlerini doğru adreste birleştirmelidir / 28.04.2025
- Gençlik mutlaka siyasetle uğraşmalıdır / 27.04.2025
- Her baba evladına bakmakla mükelleftir / 26.04.2025
- Gençlerde evlenecek para mı var ki evlensinler / 25.04.2025
- Hüseyin Baş soruyor “Türkiye’de yargı bağımsız mı?” / 24.04.2025
- Ulusal egemenliğimizi korumalıyız / 23.04.2025
- Mü’min yalancı olmaz / 22.04.2025
- İbadetin bize kazandırdıkları -2- / 21.04.2025
- Önemli olan sistem mi, insan mı? / 29.04.2025
- Gençler güçlerini doğru adreste birleştirmelidir / 28.04.2025
- Gençlik mutlaka siyasetle uğraşmalıdır / 27.04.2025
- Her baba evladına bakmakla mükelleftir / 26.04.2025
- Gençlerde evlenecek para mı var ki evlensinler / 25.04.2025
- Hüseyin Baş soruyor “Türkiye’de yargı bağımsız mı?” / 24.04.2025
- Ulusal egemenliğimizi korumalıyız / 23.04.2025
- Mü’min yalancı olmaz / 22.04.2025
- İbadetin bize kazandırdıkları -2- / 21.04.2025