İmtiyazlı konuklar
Hükümet bir taraftan anayasa ve yasaları değiştirerek PKK’ya ve onun siyasi uzantılarına ‘imtiyazlar’ tanırken, diğer taraftan Başbakan Erdoğan’ın Suriyeli ‘ayrıcalıklı konukları’na tam hizmet veriliyor!
22.03.2013 00:00:00
RECEP BAHAR / ADIYAMAN - KAHRAMANMARAŞ - GAZİANTEP
Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı'nın (AFAD) en son verilerine göre, Türkiye'de Suriye'den gelen mülteciler için 8 ilimizde oluşturulan barınma merkezlerinde 188 bin 421 Suriye vatandaşı bulunuyor. Bunun dışında tahmini verilere göre 100 civarında Suriyeli kiraladıkları evlerde ikamet ediyor. Mülteciler için Hatay'da 5, Şanlıurfa'da 2, Gaziantep'te 3, Kahramanmaraş, Osmaniye, Adıyaman ve Adana'da 1'er olmak üzere toplam 14 çadır kent ile Kilis, Şanlıurfa ve Gaziantep'te birer konteynır kent kuruldu.
İşte mülteci gerçeği
Biz de Adıyaman, Kahramanmaraş ve Gaziantep'e giderek, özellikle çadır kentler ile konteynır kentleri mercek altına aldık. Söz konusu barınma mahallerine basın mensuplarının yaklaşması yasak. Yetkililerin dışında kimse barınma merkezlerine giremiyor. Biz de girenlerden bilgi almaya çalıştık. Kolay bir habercilik olmadığını şimdiden paylaşmak istiyorum zira barınma merkezlerine girenler, genel de kamu ile ticari bir ilişki içinde oldukları için bilgi vermeye yanaşmıyor.
Hizmetin âlâsı!
Edindiğimiz bilgilere göre, mülteci kamplarını polis ve jandarmanın yanı sıra özel güvenlik görevlileri de koruyor. Kampların etrafında güvenlik kameraları da yer alıyor. Mesela Kahramanmaraş'taki çadır kentte kullanılan kamera sayısı 367'ye ulaşıyor. Bütün barınma merkezlerinde 3 öğün sıcak yemek dağıtımı yapılıyor. Ayrıca öğrencilere anaokulu ve ilköğretim düzeyinde eğitim veriliyor. Dahası barınma merkezlerinde kuaför, dinlenme salonları, mescitler, spor alanları, marketler, herkese açık televizyonlar, internet ve oyun parkları da bulunuyor. Keza sağlık hizmetleri de ücretsiz sunuluyor. Mültecilerden herhangi bir katkı payı istenmiyor. Kahramanmaraş'ta mobil hastane, Hatay'da sahra hastanesi bulunuyor. Mültecilerin banka ihtiyacı da unutulmamış!
Özel misafir muamelesi
Şimdi sıkı durun, vereceğim bu bilgiler çok özel... Zira barınma merkezlerine ürün tedarik eden bir işadamının açıklamalarına dayanıyor. Barınma merkezlerinde yemekler birinci sınıf malzemeden yapılıyor. Örnek vermek gerekirse, toptan kilo fiyatı 3 TL olan salkım domates kullanılıyor. Mesela bal özenle seçiliyor. Öyle marketlerde satılan sıradan ballar talep edilmiyor. Dahası mülteci misafirimizin canı gece 'fındık - fıstık' mı istedi, hemen tedarik ediliyor. Eğer bir tedarikçi piyasada bulunan en nitelikli malı bulup getirmemişse, mesela yamuk yumuk domates ya da meyve getirmişse, anında sözleşmesi iptal ediliyor. Sığınmacılara kıyafet de sağlanıyor. Ben görmedim ama aldığım bilgilere göre kıyafetler Van'da depremzedelere gönderildiği gibi kullanılmış ya da tapon malı değil. Sığınmacılara iyi markaların seçkin ürünleri arzediliyor. Yine kaliteli ev eşyaları da devletimizden!
Depremzede bu hizmetleri rüyasında bile görmemişti
23 Ekim ve 9 Kasım 2011 tarihlerinde Van'da meydana gelen depremden sonra bu ilimize 4 kez gittim. Birinci depremden sonra Erciş'e gittiğimde aşevinden ben de yemek yemiştim. Abartmadan aktarıyorum: Üç kaşık çorba, iki kaşık kurban etinden yapılma yemek ve iki kaşık pilav. Midemin beşte biri ancak dolmuştu. Depremzedelerin barınma sorunları aylarca sürdü. Çok sayıda depremzede çadır kentlerde çıkan yangınlarda hayatını yitirdi. Geçen yıl Nisan ayında Erciş'e gittiğimde depremzedelerin had safhada su ve elektrik sorunu olduğunu gördüm. İlginçtir, bu sorunlardan hiçbiri Suriyeliler için kurulan barınma merkezlerinde yaşanmıyor. Ne su, ne de elektrik sorunu var! Vanlılar kendi vatandaşımızdı, Suriyeli sığınmacılar ise 'özel misafir'... Bu da gösteriyor ki, hükümetimi istediği zaman kaliteli hizmet götürebiliyor. Vanlı depremzedelere harcanan para 2.3 milyar TL. Buna yapılan ve parası vatandaşlar tarafından ödenecek olan deprem konutları dahil. Suriyeli mülteciler için harcanan para ise şimdiden 600 milyarı buldu. Silahlı isyancılara aktarılan kaynağı ise Başbakan Erdoğan'dan başka kimse bilmiyor. Bölgedeki vatandaşlarımız 'Suriyeli sığınmacıları' tanrı misafiri olarak görüyor. İnsanımız iyi niyetli… Hükümetin Suriye politikasını desteklemese de, sığınmacılara bakılmasını savunuyor. Bakılsın tamam da sığınmacılara neden bu kadar özen gösteriliyor! Neden Vanlı depremzedeye gösterilmeyen incelik, bunlara gösteriliyor! Van'da deprem sonrası çöken devlet, söz konusu sığınmacılar olunca neden 'tıkır tıkır' işliyor.
Sayılarla mültecilerin durumu
Mülteciler için ilk barınma merkezi Hatay'ın Yayladağı İlçesi'nde 30 Nisan 2011'de kuruldu. Bu çadır kentteki 575 çadırda şu an 2885 Suriyeli kalıyor. Şu ana kadar son barınma tesisi Gaziantep'in Nizip İlçesi'nde 11 Şubat 2013'te açıldı. 145 dönüm arazi üzerine kurulmuş olan bu tesiste 1000 konteynır bulunuyor ve toplamda 6000 kişi kapasitesi var. Çadır kentte şimdiden 2150 kişi yerini almış. En kalabalık çadır kent Şanlıurfa'da bulunuyor. Ceylanpınar Çadır Kenti'nde 4573 çadırda toplam "42 bin 43" Suriyeli yaşıyor. Yine Akçakale Çadır Kenti'nde de 35 bin 242 Suriyeli hayatını sürdürüyor. Her iki çadır kent de sınıra komşu ve Suriyeli isyancıların kolayca Türkiye'ye girip çıkmasına imkân tanıyor. Türkiye'deki mültecilerin 89 bin 457'si Şanlıurfa'da yer alıyor.
Özel izinle çıkıyorlar
Adıyaman, Kahramanmaraş ve Gaziantep'te konuştuğum vatandaşlar; barınma merkezlerindeki Suriyelilerle pek temaslarının olmadığını ifade etti. Sığınmacılar özel izinle dışarı çıkabiliyor. Bu illerdeki otogarlarda da Suriyelilere pek rastlanmıyor. Firma temsilcileri de az sayıda Suriyelinin kendilerinden bilet aldığını ifade etti. Ancak Gaziantep'te kiraladıkları evlerde yaşayan çok sayıda Suriyeli var. Bunlara her yerde rastlamak mümkün. Hatta Halep plakalı lüks araçlar da yollarda arz-ı endam ediyor. Kentte ev kiraları ikiye katlanmış. 500 TL'lik kira bin TL olmuş. Dahası bazı Suriyeliler, işyeri açıp ticarete bile başlamış. Barınma merkezlerindeki Suriyeliler bu kadar özgür değil.
Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı'nın (AFAD) en son verilerine göre, Türkiye'de Suriye'den gelen mülteciler için 8 ilimizde oluşturulan barınma merkezlerinde 188 bin 421 Suriye vatandaşı bulunuyor. Bunun dışında tahmini verilere göre 100 civarında Suriyeli kiraladıkları evlerde ikamet ediyor. Mülteciler için Hatay'da 5, Şanlıurfa'da 2, Gaziantep'te 3, Kahramanmaraş, Osmaniye, Adıyaman ve Adana'da 1'er olmak üzere toplam 14 çadır kent ile Kilis, Şanlıurfa ve Gaziantep'te birer konteynır kent kuruldu.
İşte mülteci gerçeği
Biz de Adıyaman, Kahramanmaraş ve Gaziantep'e giderek, özellikle çadır kentler ile konteynır kentleri mercek altına aldık. Söz konusu barınma mahallerine basın mensuplarının yaklaşması yasak. Yetkililerin dışında kimse barınma merkezlerine giremiyor. Biz de girenlerden bilgi almaya çalıştık. Kolay bir habercilik olmadığını şimdiden paylaşmak istiyorum zira barınma merkezlerine girenler, genel de kamu ile ticari bir ilişki içinde oldukları için bilgi vermeye yanaşmıyor.
Hizmetin âlâsı!
Edindiğimiz bilgilere göre, mülteci kamplarını polis ve jandarmanın yanı sıra özel güvenlik görevlileri de koruyor. Kampların etrafında güvenlik kameraları da yer alıyor. Mesela Kahramanmaraş'taki çadır kentte kullanılan kamera sayısı 367'ye ulaşıyor. Bütün barınma merkezlerinde 3 öğün sıcak yemek dağıtımı yapılıyor. Ayrıca öğrencilere anaokulu ve ilköğretim düzeyinde eğitim veriliyor. Dahası barınma merkezlerinde kuaför, dinlenme salonları, mescitler, spor alanları, marketler, herkese açık televizyonlar, internet ve oyun parkları da bulunuyor. Keza sağlık hizmetleri de ücretsiz sunuluyor. Mültecilerden herhangi bir katkı payı istenmiyor. Kahramanmaraş'ta mobil hastane, Hatay'da sahra hastanesi bulunuyor. Mültecilerin banka ihtiyacı da unutulmamış!
Özel misafir muamelesi
Şimdi sıkı durun, vereceğim bu bilgiler çok özel... Zira barınma merkezlerine ürün tedarik eden bir işadamının açıklamalarına dayanıyor. Barınma merkezlerinde yemekler birinci sınıf malzemeden yapılıyor. Örnek vermek gerekirse, toptan kilo fiyatı 3 TL olan salkım domates kullanılıyor. Mesela bal özenle seçiliyor. Öyle marketlerde satılan sıradan ballar talep edilmiyor. Dahası mülteci misafirimizin canı gece 'fındık - fıstık' mı istedi, hemen tedarik ediliyor. Eğer bir tedarikçi piyasada bulunan en nitelikli malı bulup getirmemişse, mesela yamuk yumuk domates ya da meyve getirmişse, anında sözleşmesi iptal ediliyor. Sığınmacılara kıyafet de sağlanıyor. Ben görmedim ama aldığım bilgilere göre kıyafetler Van'da depremzedelere gönderildiği gibi kullanılmış ya da tapon malı değil. Sığınmacılara iyi markaların seçkin ürünleri arzediliyor. Yine kaliteli ev eşyaları da devletimizden!
Depremzede bu hizmetleri rüyasında bile görmemişti
23 Ekim ve 9 Kasım 2011 tarihlerinde Van'da meydana gelen depremden sonra bu ilimize 4 kez gittim. Birinci depremden sonra Erciş'e gittiğimde aşevinden ben de yemek yemiştim. Abartmadan aktarıyorum: Üç kaşık çorba, iki kaşık kurban etinden yapılma yemek ve iki kaşık pilav. Midemin beşte biri ancak dolmuştu. Depremzedelerin barınma sorunları aylarca sürdü. Çok sayıda depremzede çadır kentlerde çıkan yangınlarda hayatını yitirdi. Geçen yıl Nisan ayında Erciş'e gittiğimde depremzedelerin had safhada su ve elektrik sorunu olduğunu gördüm. İlginçtir, bu sorunlardan hiçbiri Suriyeliler için kurulan barınma merkezlerinde yaşanmıyor. Ne su, ne de elektrik sorunu var! Vanlılar kendi vatandaşımızdı, Suriyeli sığınmacılar ise 'özel misafir'... Bu da gösteriyor ki, hükümetimi istediği zaman kaliteli hizmet götürebiliyor. Vanlı depremzedelere harcanan para 2.3 milyar TL. Buna yapılan ve parası vatandaşlar tarafından ödenecek olan deprem konutları dahil. Suriyeli mülteciler için harcanan para ise şimdiden 600 milyarı buldu. Silahlı isyancılara aktarılan kaynağı ise Başbakan Erdoğan'dan başka kimse bilmiyor. Bölgedeki vatandaşlarımız 'Suriyeli sığınmacıları' tanrı misafiri olarak görüyor. İnsanımız iyi niyetli… Hükümetin Suriye politikasını desteklemese de, sığınmacılara bakılmasını savunuyor. Bakılsın tamam da sığınmacılara neden bu kadar özen gösteriliyor! Neden Vanlı depremzedeye gösterilmeyen incelik, bunlara gösteriliyor! Van'da deprem sonrası çöken devlet, söz konusu sığınmacılar olunca neden 'tıkır tıkır' işliyor.
Sayılarla mültecilerin durumu
Mülteciler için ilk barınma merkezi Hatay'ın Yayladağı İlçesi'nde 30 Nisan 2011'de kuruldu. Bu çadır kentteki 575 çadırda şu an 2885 Suriyeli kalıyor. Şu ana kadar son barınma tesisi Gaziantep'in Nizip İlçesi'nde 11 Şubat 2013'te açıldı. 145 dönüm arazi üzerine kurulmuş olan bu tesiste 1000 konteynır bulunuyor ve toplamda 6000 kişi kapasitesi var. Çadır kentte şimdiden 2150 kişi yerini almış. En kalabalık çadır kent Şanlıurfa'da bulunuyor. Ceylanpınar Çadır Kenti'nde 4573 çadırda toplam "42 bin 43" Suriyeli yaşıyor. Yine Akçakale Çadır Kenti'nde de 35 bin 242 Suriyeli hayatını sürdürüyor. Her iki çadır kent de sınıra komşu ve Suriyeli isyancıların kolayca Türkiye'ye girip çıkmasına imkân tanıyor. Türkiye'deki mültecilerin 89 bin 457'si Şanlıurfa'da yer alıyor.
Özel izinle çıkıyorlar
Adıyaman, Kahramanmaraş ve Gaziantep'te konuştuğum vatandaşlar; barınma merkezlerindeki Suriyelilerle pek temaslarının olmadığını ifade etti. Sığınmacılar özel izinle dışarı çıkabiliyor. Bu illerdeki otogarlarda da Suriyelilere pek rastlanmıyor. Firma temsilcileri de az sayıda Suriyelinin kendilerinden bilet aldığını ifade etti. Ancak Gaziantep'te kiraladıkları evlerde yaşayan çok sayıda Suriyeli var. Bunlara her yerde rastlamak mümkün. Hatta Halep plakalı lüks araçlar da yollarda arz-ı endam ediyor. Kentte ev kiraları ikiye katlanmış. 500 TL'lik kira bin TL olmuş. Dahası bazı Suriyeliler, işyeri açıp ticarete bile başlamış. Barınma merkezlerindeki Suriyeliler bu kadar özgür değil.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.