logo
07 NİSAN 2025

İman ile küfrün sınırı

İmanla küfrün sınırı önemli kelam konulardandır. “İman”, lügatte, tasdik etmek ve “küfür” ise örtmek anlamındadır. Dolayısıyla, buğdayı yere gömen çiftçiye de “kâfir” denilmektedir

09.11.2022 07:39:00
İman ile küfrün sınırı
İman ile küfrün sınırı
İmanla küfrün sınırı önemli kelam konulardandır. "İman", lügatte, tasdik etmek ve "küfür" ise örtmek anlamındadır. Dolayısıyla, buğdayı yere gömen çiftçiye de "kâfir" denilmektedir.

Fakat akait ve kelam ilimlerinde "iman"dan maksat, Allah Teâlâ'nın birliğine, kıyamet gününe ve Hz. Resul-i Ekrem'in (s.a.v.) peygamberliğine inanmak anlamındadır.

Elbette, Hz. Resul-i Ekrem'in (s.a.v.) peygamberliğine iman, geçmiş peygamberlerin, semâvî kitapların ve O Hazretin beşer için getirmiş olduğu öğretilere ve Allah'ın hükümlerine yakinen iman etmeyi de kapsar.

İmanın gerçek merkezi insanın kalbidir. Nitekim Kur'an'ı Kerim, "Onların kalbine iman yazılmıştır"   buyurmaktadır.

Yine, İslam'ın gücü karşısında teslim oldukları hâlde, kalpleri iman nurundan boş olan göçebe Araplara, "Henüz iman kalplerinize girmedi"   buyurur.

Fakat bir kişinin iman ettiğine hükmetmek, dil vasıtasıyla veya diğer yollarla onu açığa vurması veya en azından inancını inkâr etmemesine bağlıdır.

Çünkü aksi durumda onun iman ettiğine hükmedilmez. Kur'an-ı Kerim şöyle buyurmaktadır: "Sırf haksızlık ve böbürlenme yüzünden onları (Allah'ın ayetlerini) inkâr ettiler." 

Bu açıklamayla küfrün sınırı da açıklık kazanmış oluyor. Eğer bir insan Allah Teâlâ'nın birliğini veya kıyamet gününü ya da Hz. Resul-i Ekrem'in (s.a.v.) peygamberliğini inkâr ederse, kesinlikle kâfir olduğuna hükmedilir.

Nitekim açık bir şekilde peygamberliği inkâr etmeyi gerektiren, Hz. Resul-i Ekrem'in (s.a.v.) getirdiği dinin zaruriyâtından birini inkâr etmek, insanı küfre mahkum eder.

Hz. Resul-i Ekrem (s.a.v.), Ali'yi (a.s.) Hayber kalesini fethetmeye gönderdiği zaman, O'na bir bayrak verip, bu bayrağın sahibinin Hayber'i fethederek döneciğini hatırlattı.

Bu arada Ali (a.s.), Hz. Resulullah'a (s.a.v.) dönerek, "Onlarla savaşmanın sınırı nedir?" diye sorunca, Hz. Resul-i Ekrem (s.a.v.) buyurdu ki: "Lâ ilahe illallah, Muhammedü'r-Resulûllah diye şehadet getirinceye kadar onlarla savaş; böyle yaptıkları zaman, hak yere öldürülen ve malları alınanlar dışında, kanlarını ve mallarını senden korumuş olurlar." 

Yine birisi, İmam Cafer Sadık'a (a.s.), "Kulun, Allah'a iman etmesine neden olan en küçük şey nedir?" diye sorunca, İmam (a.s.) şöyle buyurdu:

"Allah'tan başka ilah olmadığına, Muhammed'in (s.a.v.) O'nun kulu ve elçisi olduğuna şahadet getirmesi, Hakk'a uymayı kabul etmesi ve zamanının imamını tanımasıdır; böyle yapacak olursa iman getirmiş olur." 

İman gerçekte kalbî inanç olmasına rağmen, insanın kurtuluşa ermesi için böyle bir imanın yeterli olduğunu sanmamak gerekir. Bunun için insan onun fiilî etki ve gereklerine de bağlı kalmalıdır.

Dolayısıyla, birçok ayet ve hadislerde, gerçek mü'min, imanın gereklerine bağlı kalıp Allah'ın farzlarını yerine getiren kişi olarak tanınmıştır.

Kur'an-ı Kerim Asr Sûresi'nde, bütün insanları zarar içerisinde sayarak onların arasından sadece şunları müstesna etmiştir:

"Ancak inanıp, iyi işler yapanlar, birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve birbirlerine sabrı tavsiye edenler başka."

İmam Muhammed Bâkır (a.s.), İmam Ali'den (a.s.), adamın biri O Hazrete, "Allah'ın birliğine ve Peygamber'in risaletine şahadet eden herkes mü'min midir?" diye sorması üzerine, "Allah'ın farzları nerede?" şeklinde cevap verdiğini nakleder.

Yine Emiru'l-mü'minin Ali (a.s.) şöyle buyurmuştur:

"Eğer iman sadece sözden (şehadet getirmekten) ibaret olsaydı, artık oruç, namaz, helâl ve haram yaşanmazdı." 

Buraya kadar söylediklerimizden şu sonucu alıyoruz:

İmanın çeşitli mertebeleri ve her mertebenin de kendine has etkisi vardır. Kalben inandıktan sonra dille ikrar etmek veya en azından inkâr etmemek, imanın, peşinden bir takım dinî ve dünyevî gerekleri getiren en asgari mertebesidir; oysa imanın, insanın dünya ve ahirette kurtuluşa ermesine neden olan diğer bir mertebesi de, onun amelî ve fiilî gereklerini yerine getirmektir.

Burada değinilmesi gereken diğer bir nokta da, bazı rivayetlerde dinî vecibeleri yerine getirmenin de imanın erkânından sayılmış olmasıdır.

İmam Rıza (a.s.), babalarından ve onlar da Hz. Resulûllah'tan (s.a.v.), O Hazretin şöyle buyurduğunu nakletmektedir: "İman kalpte tanımak, dille ikrar etmek ve uzuvlarla da amel etmekten ibarettir." 

Bazı rivayetlerde, kelime-i şehadetle birlikte namaz kılmak, zekât vermek, hac farizasını yerine getirmek ve ramazan ayında oruç tutmak da kaydedilmiştir.

"Allah'tan başka ilah olmadığına ve Muhammed'in O'nun kulu ve elçisi olduğuna inanıp namaz kılmak, zekât vermek, hac yapmak ve ramazan ayı orucunu tutmak." 

Böyle rivayetler, ya Müslümanlarla Müslüman olmayanların bu amellerle birbirlerinden tanınabileceklerine işaret eder, ya da kelime-i şehadeti söylemenin; en önemlileri namaz, zekât, hac ve oruç olan diğer dinî vecibelerin yerine getirilmesi durumunda insanı kurtuluşa erdirebileceğine işaret eder.

Kur'an-ı Kerim şöyle buyuruyor: "Ey inananlar, Allah yolunda savaşa çıktığınız zaman iyi anlayın, dinleyin, size selam verene (ve kendisini sizinle aynı dinden bilene), dünya hayatının geçici menfaatini gözeterek, "sen mü'min değildin!" demeyin." 

Hz. Resul-i Ekrem (s.a.v.), İslam'ın temellerini beyan ederek bir Müslüman'ın, başka bir Müslüman'ı günah işlemesinden dolayı tekfir etmeye veya onu müşrik saymaya hakkı olmadığını vurgulamaktadır.

"Bir günahtan dolayı onları tekfir etmeyin ve onlara karşı, müşriktir de demeyin." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Cafer eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
'3. bir yola ihtiyaç var'
Hüseyin Baş'tan çarpıcı açıklamalar
İcra dosyası sayısı patladı
Keçiler ve oğlaklar da haczedildi
CHP'nin olağanüstü kurultayı sonrası
BTP lideri Özgür Özel'i kutladı
Biri hamile iki kişi öldürüldü
Şişli'de silahlı saldırı
Hamas’tan İsrail’e roket yağmuru
‘Demir Kubbe’ çaresiz kaldı
Ara tatil sona erdi
İlk ders zili çaldı
İşte Özgür Özel'in yeni ekibi.
PM ve YDK üyeleri belli oldu
'Orta Doğu'da susturulması gereken çok şey oluyor'
Trump: 7 Ekim İran yüzünden oldu
ABD'den İsrail'e hava savunma desteği
İran hazırlığı mı yapılıyor?
İBB soruşturmasında yeni gelişme
Kaan Ketenci de tutuklandı
BUDO deniz otobüsünde yangın çıktı
BUDO'da yaşanan can pazarı kamerada
Kadıköy'de Talisca şov
Galatasaray ile puan farkı 3'e indi
Fidan'dan Özel'e 'cunta' tepkisi
'Artık haddini bil'
Bir cunta çıkışı daha!
'Cunta başkanı Erdoğan'a sesleniyorum...'
Türkiye genelinde hava soğuyacak
Nisanda kışa geri döndük
'3. bir yola ihtiyaç var'
Hüseyin Baş'tan çarpıcı açıklamalar
İcra dosyası sayısı patladı
Keçiler ve oğlaklar da haczedildi
CHP'nin olağanüstü kurultayı sonrası
BTP lideri Özgür Özel'i kutladı
Biri hamile iki kişi öldürüldü
Şişli'de silahlı saldırı
Hamas’tan İsrail’e roket yağmuru
‘Demir Kubbe’ çaresiz kaldı
Ara tatil sona erdi
İlk ders zili çaldı
İşte Özgür Özel'in yeni ekibi.
PM ve YDK üyeleri belli oldu
'Orta Doğu'da susturulması gereken çok şey oluyor'
Trump: 7 Ekim İran yüzünden oldu
ABD'den İsrail'e hava savunma desteği
İran hazırlığı mı yapılıyor?
İBB soruşturmasında yeni gelişme
Kaan Ketenci de tutuklandı
BUDO deniz otobüsünde yangın çıktı
BUDO'da yaşanan can pazarı kamerada
Kadıköy'de Talisca şov
Galatasaray ile puan farkı 3'e indi
Fidan'dan Özel'e 'cunta' tepkisi
'Artık haddini bil'
Bir cunta çıkışı daha!
'Cunta başkanı Erdoğan'a sesleniyorum...'
Türkiye genelinde hava soğuyacak
Nisanda kışa geri döndük
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.