İmam Zeynelabidin (a.s.) çok sadaka verirdi
İmam Zeynelâbidin (a.s.) her yaptığı işte Allah’ın rızasını vesile gören kâmil bir insandı. Fakirlerin geçimini temini, onlara sırtında erzak taşıması, bol bol sadaka vermesi, bu rızaya ulaşabilmek içindi
28.09.2023 08:06:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi
İmam Zeynelâbidin (a.s.) her yaptığı işte Allah'ın rızasını vesile gören kâmil bir insandı. Fakirlerin geçimini temini, onlara sırtında erzak taşıması, bol bol sadaka vermesi, bu rızaya ulaşabilmek içindi.
Bu yüzden bir fakir yanına geldiğinde, İmam (a.s.) şöyle buyururdu: "Azığımı ahirete taşıyan kimseye merhaba."
Ebu Abdullah Damğanî şöyle diyor: "İmam Zeynelâbidin (a.s.) şeker ve badem sadaka veriyordu. Bu işin sebebini sorduklarında ise şu ayeti okuyorlardı: "Sevdiğiniz şeyden infak edinceye kadar asla iyiliğe erişemezsiniz."
İmam verdiği sadakayı önce öperdi
İmam Sâdık (a.s.) buyurmuştur ki: "İmam Zeynelâbidin (a.s.) sadakayı dilenciye vermeden evvel onu öperdi.
"Böyle yapmanızın hikmeti nedir" diye sorduklarında şöyle buyuruyordu:
"Ben dilencinin elini değil Rabbimin elini öpüyorum. Zira sadaka dilencinin eline bırakılmadan Rabbimin eline bırakılıyor."
İmam Zeynelâbidin (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Bir kimse, çaresiz, zayıf bir yoksula bir şeyi sadaka olarak verir de bu yoksul onun için dua ederse, o dua hemen kabul olur."
Çok gizli sadaka vermesi
İmam Zeynelâbidin (a.s.) gizlice sadaka vermek konusuna da özellikle dikkat ederdi.
"Gizlice sadaka vermek Rabbin gazabını söndürür."
Zehebî'nin eserinde onun sadaka konusundaki hassasiyeti ile ilgili olarak şöyle yazar: "O çok gizli sadaka verirdi."
İmam Bâkır (a.s.) buyuruyor ki: "İmam Seccad (a.s.), gecenin karanlığında evden çıkıyordu, içerisinde dirhem ve dinar demetleri bulunan keseyi sırtına atarak fakirlere götürüyordu.
Bazen de sırtına ekmek ve odun alarak yoksulların kapılarına gidip o kapıları çalıyordu. Evden kapıyı açana getirdiklerinden veriyordu. Fakire bir şey verdiğinde ise tanınmamak için yüzünü kapatıyordu.
Fakir ve yoksullar İmam (a.s.) vefat ettiğinde, o bağışları bir daha göremeyince, kendilerine bağışta bulunan şahsın İmam Zeynelâbidin (a.s.) olduğunu anladılar.
İmam'a (a.s.) gusül vermek için onu gasilhaneye bıraktıklarında, onun sırtında devenin dizindeki izi andıran bir iz gördüler. Bu iz sırtında yoksulların evlerine taşıdığı çuvalların bıraktıkları izlerdi.
And olsun ki, babam, Medine halkının fakirlerinden yüz fakir ailenin geçimini sağlıyordu. Sofrasında çaresiz, yetim, âmâ, kötürüm ve yoksulların hazır olmasını severdi. Kendi eliyle onlara yemek yedirirdi."
"İmam Seccad (a.s.)'ın bir akrabası vardı. İmam (a.s.), gece vakti kendisini tanımayacağı şekilde yüzünü örterek ona gider, ona para verirdi.
Akrabası ona, "Ali b. Hüseyin (a.s.) benimle görüşmüyor, akrabalık bağını sürdürmüyor" diye şikayette bulunur, beddua ederdi.
İmam Zeynelâbidin (a.s.)'ı ise, onu dinler ama kimliğinden bahsetmezdi.
İmam (a.s.) vefat ettiğinde, akrabası artık kimsenin kendisine yardımda bulunmak için gelmediğini gördü. O zaman geceleri gelip kendisine para bırakan kişinin Ali bin Hüseyin (a.s.) olduğunu anladı. İmam (a.s.)'ın kabrine giderek ağlayarak O'ndan özür diledi."
İmam giysilerini de sadaka olarak verirdi
"İmam Zeynelâbidin (a.s.), giydiği kıyafetlerini de sadaka olarak verirdi.
Kışları yünlü kumaştan yapılmış bir elbise giyer bunu yaz gelince satardı. Yazları da Mısır malı iki elbise giyerdi. Kış gelince de bunları satardı. Her sattığı kıyafetin bedelini de sadaka olarak dağıtırdı.
"İçinde Allah'a ibadet ettiğim bir elbisenin bedelini yemekten Rabbimden utanıyorum."
Helal rızık talep etmek sadakadır
İmam Sâdık (a.s.)'dan şöyle nakledilmiştir: "Ali bin Hüseyin (a.s.), sabahın erken saatleri rızık elde etmek için evden dışarı çıktı.
Bir adam, "Ey Resulûllah (s.a.v.)'in oğlu! Nereye gidiyorsunuz?" diye sordu.
İmam (a.s.), "Aileme sadaka vermek için evden dışarı çıktım" dedi.
Adam, "Ailenize nasıl sadaka veriyorsunuz?" dediğinde, İmam (a.s.), "Kim helal yoldan bir rızık elde ederse (ve onu ailesi için harcarsa) Allah'ın katında onun için sadaka sayılır." diye buyurdu." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Zeynelabidin eserinden)
Bu yüzden bir fakir yanına geldiğinde, İmam (a.s.) şöyle buyururdu: "Azığımı ahirete taşıyan kimseye merhaba."
Ebu Abdullah Damğanî şöyle diyor: "İmam Zeynelâbidin (a.s.) şeker ve badem sadaka veriyordu. Bu işin sebebini sorduklarında ise şu ayeti okuyorlardı: "Sevdiğiniz şeyden infak edinceye kadar asla iyiliğe erişemezsiniz."
İmam verdiği sadakayı önce öperdi
İmam Sâdık (a.s.) buyurmuştur ki: "İmam Zeynelâbidin (a.s.) sadakayı dilenciye vermeden evvel onu öperdi.
"Böyle yapmanızın hikmeti nedir" diye sorduklarında şöyle buyuruyordu:
"Ben dilencinin elini değil Rabbimin elini öpüyorum. Zira sadaka dilencinin eline bırakılmadan Rabbimin eline bırakılıyor."
İmam Zeynelâbidin (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Bir kimse, çaresiz, zayıf bir yoksula bir şeyi sadaka olarak verir de bu yoksul onun için dua ederse, o dua hemen kabul olur."
Çok gizli sadaka vermesi
İmam Zeynelâbidin (a.s.) gizlice sadaka vermek konusuna da özellikle dikkat ederdi.
"Gizlice sadaka vermek Rabbin gazabını söndürür."
Zehebî'nin eserinde onun sadaka konusundaki hassasiyeti ile ilgili olarak şöyle yazar: "O çok gizli sadaka verirdi."
İmam Bâkır (a.s.) buyuruyor ki: "İmam Seccad (a.s.), gecenin karanlığında evden çıkıyordu, içerisinde dirhem ve dinar demetleri bulunan keseyi sırtına atarak fakirlere götürüyordu.
Bazen de sırtına ekmek ve odun alarak yoksulların kapılarına gidip o kapıları çalıyordu. Evden kapıyı açana getirdiklerinden veriyordu. Fakire bir şey verdiğinde ise tanınmamak için yüzünü kapatıyordu.
Fakir ve yoksullar İmam (a.s.) vefat ettiğinde, o bağışları bir daha göremeyince, kendilerine bağışta bulunan şahsın İmam Zeynelâbidin (a.s.) olduğunu anladılar.
İmam'a (a.s.) gusül vermek için onu gasilhaneye bıraktıklarında, onun sırtında devenin dizindeki izi andıran bir iz gördüler. Bu iz sırtında yoksulların evlerine taşıdığı çuvalların bıraktıkları izlerdi.
And olsun ki, babam, Medine halkının fakirlerinden yüz fakir ailenin geçimini sağlıyordu. Sofrasında çaresiz, yetim, âmâ, kötürüm ve yoksulların hazır olmasını severdi. Kendi eliyle onlara yemek yedirirdi."
"İmam Seccad (a.s.)'ın bir akrabası vardı. İmam (a.s.), gece vakti kendisini tanımayacağı şekilde yüzünü örterek ona gider, ona para verirdi.
Akrabası ona, "Ali b. Hüseyin (a.s.) benimle görüşmüyor, akrabalık bağını sürdürmüyor" diye şikayette bulunur, beddua ederdi.
İmam Zeynelâbidin (a.s.)'ı ise, onu dinler ama kimliğinden bahsetmezdi.
İmam (a.s.) vefat ettiğinde, akrabası artık kimsenin kendisine yardımda bulunmak için gelmediğini gördü. O zaman geceleri gelip kendisine para bırakan kişinin Ali bin Hüseyin (a.s.) olduğunu anladı. İmam (a.s.)'ın kabrine giderek ağlayarak O'ndan özür diledi."
İmam giysilerini de sadaka olarak verirdi
"İmam Zeynelâbidin (a.s.), giydiği kıyafetlerini de sadaka olarak verirdi.
Kışları yünlü kumaştan yapılmış bir elbise giyer bunu yaz gelince satardı. Yazları da Mısır malı iki elbise giyerdi. Kış gelince de bunları satardı. Her sattığı kıyafetin bedelini de sadaka olarak dağıtırdı.
"İçinde Allah'a ibadet ettiğim bir elbisenin bedelini yemekten Rabbimden utanıyorum."
Helal rızık talep etmek sadakadır
İmam Sâdık (a.s.)'dan şöyle nakledilmiştir: "Ali bin Hüseyin (a.s.), sabahın erken saatleri rızık elde etmek için evden dışarı çıktı.
Bir adam, "Ey Resulûllah (s.a.v.)'in oğlu! Nereye gidiyorsunuz?" diye sordu.
İmam (a.s.), "Aileme sadaka vermek için evden dışarı çıktım" dedi.
Adam, "Ailenize nasıl sadaka veriyorsunuz?" dediğinde, İmam (a.s.), "Kim helal yoldan bir rızık elde ederse (ve onu ailesi için harcarsa) Allah'ın katında onun için sadaka sayılır." diye buyurdu." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Zeynelabidin eserinden)