(dünden devam…)
İmam Hasan, Ubeydullah'ı çağırarak ona bir ferman verdi: "Ey amcam oğlu! Şimdi ben Arap süvarilerinden ve şehrin muttakilerinden on iki bin kişiyi seninle birlikte gönderiyorum. Onlardan biri bir orduya bedeldir. Onları harekete geçir ve onlara karşı yumuşak, güler yüzlü ve tam anlamıyla alçak gönüllü ol, onlarla düşüp kalkman gerektiğinde dikkatli ol. Çünkü bunlar Emirü'l-Mü'minin Ali'nin ashabından kalan içi dışı bir (ikiyüzlü ve münafık olmayan) kişilerdir.
Onları Fırat kıyısına götür ve sonra Muaviye'ye ulaşıncaya kadar ilerle… Muaviye'yle karşılaştığın zaman, ben ulaşıncaya kadar onu olduğu yerde tut, ben de kısa bir süre sonra senin peşinden hareket edeceğim, her günün haberini bana ulaştırmalısın. İşlerinde bu iki kişiyle (Kays b. Sa'd ve Said b. Kays) müşavere et, Muaviye'yle karşılaştığında o, savaşa başlamadan sen savaşa başlama. Fakat savaşı o başlatırsa, bu durumda sen de savaş. Eğer sen öldürülürsen kumandaya Kays b. Sa'd'a geçecektir. Ve eğer o da öldürülecek olursa kumanda Said s. Kays'ındır." (Razi Ali Yasin, İmam Hasan'ın Barışı, s.128,129).
Ubeydullah'ın emrine verilen ordunun büyük kısmını, Hz. Ali'nin Şamlılarla savaşmak için hazırladığı ve savaş başlamadan önce şehit düştüğü büyük ordudan geriye kalanlar teşkil etmekteydi. Bu orduda bulunan Kays. b. Sad Hz. Ali'nin döneminde o büyük ordunun en büyük komutanı idi. (Tarih-i İbn-i Kesir, c.8, s.14).
Razi Ali Yasin, "İmam Hasan, neden öncü birliğin kumandanlığını askerî liyakati herkesçe bilinen, emin ve Resûlullah'ın Ehl-i Beyt'ine bağlı Kays. b. Sad b. Ubade gibi bir kişi dururken Ubeydullah'a verdi?" sorunun cevabını şöyle izah ediyor:
"İmam Hasan, Ubeydullah'a verdiği emirde Kays b. Sa'd ve Said b. Kays'la müşavere etmenin gereğini vurgulamış, böylece komutanlığı Ubeydullah'ın tekelinden çıkarmış ve her biri ordunun en liyakatli kişisi olan üçlü bir şûra haline getirmiş oldu. Eğer komutanlığa yalnız Kays seçilip, diğer iki kişiden ve diğer komutanlardan öne geçirilecek olsaydı, ordudaki diğer liyakatli kişilerin kıskanmasına neden olabilirdi. Çünkü bu orduda Ebu Eyyub el-Ensari, Hucr b. Adiyy, Adiyy b. Hatem ve ismi yukarıda geçen bunlar gibi savaşçılıkları, komutanlıkları, ihlas ve fedakarlıları ve parlak geçmişleri dillere destan olan seçkin kişiler de vardı.
İşte bu nedenle İmam Hasan'ın aynı zamanda Resulüllah'ın da amcasının oğlu olan Ubeydullah'ı öne geçirerek görünüşte ismen ordunun komutanlığını ona bırakıp, Kays ve Said'in görüşlerinden yararlanmayı ona tavsiye etmesi, her türlü ihtilaf ve kıskançlığı engelleyecek akıllıca bir hareketti.
O dönemin genel durumunu göz önünde bulunduracak olursak, bunun yerinde bir tedbir olduğunu söyleyebiliriz." (devam edecek…)
- Büyük Ortadoğu Projesi’nin Türkiye ayağı / 24.10.2024
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-II / 10.12.2020
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-I / 09.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-VI / 08.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-V / 07.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-IV / 04.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-III / 03.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-II / 02.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-I / 01.12.2020