İmam Cafer-i Sadık (a.s) buyuruyor ki; ‘Yiğitlik iki çeşittir'
İmam Cafer-i Sadık (a.s) buyuruyor ki; ‘Yiğitlik iki çeşittir: Vatan yiğitliği ve sefer yiğitliği. Vatandaki yiğitlik, Kur'ân okumak, camide hazır bulunmak, hayır ehli ile beraber olmak ve fıkhî konular üzerinde düşünmektir
23.03.2025 17:16:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi





İmam Cafer-i Sadık (a.s) buyuruyor ki; 'Yiğitlik iki çeşittir: Vatan yiğitliği ve sefer yiğitliği. Vatandaki yiğitlik, Kur'ân okumak, camide hazır bulunmak, hayır ehli ile beraber olmak ve fıkhî konular üzerinde düşünmektir.
Sefer yiğitliği de azığı bağışlamak, Allah'ı gazaplandırmayacak derecede şaka yapmak, arkadaşlara karşı fazla muhalefet etmemek ve ayrıldıktan sonra da yolculuktaki olayları (her yerde) anlatmamak.
İmam aleyhi's-selâm ashabından birine şöyle buyurdular: Bil ki, Hazret-i Ali aleyhi's-selâm'ı kılıçla öldüren kimse, bana bir emanet verir veya benden nasihat ister veya benimle istişarede bulunur ve ben de kabul edersem, emaneti kendisine iade ederim (nasihat ve istişarede de ona hıyanet etmem).
Süfyan şöyle diyor: İmam Sadık aleyhi's-selâm'a "İnsanın kendisini övmesi caiz midir?" diye sordum, İmam şöyle buyurdu: "Evet, mecbur olursa sakıncası yoktur. Yusuf'un (Mısır'ın Aziz'ine) dediği şu sözü duymamış mısın? "Beni ülkenin hazinelerine memur et, şüphe yok ki ben, onları iyi korurum ve ne yapacağımı bilirim." Salih kul (Hazreti Hud) da şöyle buyurdu: "Ben size nasihat edecek emin birisiyim."
Allah-u Teâla, Davut aleyhi's-selâm'a şöyle vahyetti: Ya Davut, sen de irade ediyorsun, ben de; benim irademle yetinirsen dilediğin şey hakkında seni yeterli kılarım. Fakat sadece kendi irade ettiğin şeyi dilersen (o zaman) dilediğin şey hakkında seni zorluğa düşürürüm; sonunda da yine benim irade ettiğim olur.
Muhammed İbn Kays şöyle diyor: İmam Sadık aleyhi's-selâm'a: "Batıl ehlinden olup birbirlerine karşı cephe alan iki gruba silah satayım mı?" diye sorduğumda İmam Sadık aleyhi's-selâm şöyle buyurdu: Zırh, kalkan, miğfer vb. gibi canı korumaya vesile olan şeyleri sat.
Hacca, Umre'ye, sadakaya ve cihada; hıyanet, haksızlık, hırsızlık ve riya karışmamalıdır.
Allah, dünyayı sevdiği ve sevmediği herkese verir. Ama imanı sadece kullarından seçkin olanlara verir.
İnsanları, içlerinde kendisinden daha bilgili birisi olduğu hâlde kendine davet eden kimse bidat ehli ve sapığın tâ kendisidir.
"Lokman'ın vasiyetlerinde ne gibi sözler vardı?" diye soranın cevabında İmam Sadık aleyhi's-selâm şöyle buyurdu: Lokman'ın sözlerinde acaib şeyler vardı; hepsinden daha acaib olanı oğluna tavsiyede bulunduğu şu sözlerdir:
"(Bütün) Cin ve insanların ibadet ve itaati ile Allah'ın huzuruna çıkacak olsan dahi yine de muhtemel günahlarından seni azaplandıracağından dolayı kork; (bütün) insanların ve cinlerin günahlarıyla O'nun huzuruna çıksan bile yine de umudunu O'ndan kesme (ümitli ol)."
Daha sonra İmam aleyhi's-selâm şöyle buyurdu: Kalbinde iki nur bulunmayan hiçbir mümin yoktur. Bu nurlar; korku ve umut nurudur. Bunlardan hangisi ölçülse diğerinden fazla gelmez.
Ebu Basir şöyle diyor: İmam Sadık aleyhi's-selâm'a, "İman nedir?" diye sorduğumda: "Allah'a inanmak ve O'na karşı günah işlememektir." buyurdu.
"İslâm nedir?" diye sorduğumda, şöyle buyurdu: (Müslüman,) bizim gibi ibadet eden ve bizim gibi (İslâm kanunlarına uygun olarak) hayvan kesen kimsedir. Kim hidayet edici bir söz söyler, halk da onunla amel ederse, o sözü söyleyen, onunla amel eden kimse gibi sevap alır.
Yine kim saptırıcı bir söz söyler ve halk da onunla amel ederse, o sözü söyleyenin, onunla amel eden kimsenin günahı kadar günahı olur.
"Hıristiyanlar, Hazret-i İsa'nın doğum gecesinin Aralık ayının yirmi dördüne rastladığını söylüyorlar." dediklerinde İmam Sadık aleyhi's-selâm şöyle buyurdu: "Yalan söylüyorlar; Hz. İsa aleyhi's-selâm'ın doğum gecesi Haziran'ın ortasıdır. Mart ayının ortasında ise gece ve gündüz eşit olur.
Hazret-i İsmail Hazret-i İshak'tan beş yaş büyüktür, kurban edilen de İsmail aleyhi's-selâm idi. Hazret-i İbrahim'in şöyle dediğini görmüyor musun? "Rabbim bana temiz kişilerden olan bir oğul ihsan et." Böylece Hazret-i İbrahim Allah'ın kendisine salih bir oğul vermesini diledi. Sâffat Suresi'nin 100. ayetinde şöyle buyuruyor:
"Derken biz de ona tedbirle hareket eden ve aceleci olmayan bir oğul vereceğimizi müjdeledik." Yani İsmail'i. (Kurban olayını naklettikten) sonra da şöyle buyuruyor: "Ona temiz kişilerden ve peygamber olan İshak'ı müjdeledik."( ) Öyleyse kim İshak'ın İsmail'den büyük olduğunu sanırsa, Allah'ın nazil ettiği Kur'ân'ı yalanlamış olur. (Hasan B. Ali el-Harranî Tuheful Ukul eserinden)
Sefer yiğitliği de azığı bağışlamak, Allah'ı gazaplandırmayacak derecede şaka yapmak, arkadaşlara karşı fazla muhalefet etmemek ve ayrıldıktan sonra da yolculuktaki olayları (her yerde) anlatmamak.
İmam aleyhi's-selâm ashabından birine şöyle buyurdular: Bil ki, Hazret-i Ali aleyhi's-selâm'ı kılıçla öldüren kimse, bana bir emanet verir veya benden nasihat ister veya benimle istişarede bulunur ve ben de kabul edersem, emaneti kendisine iade ederim (nasihat ve istişarede de ona hıyanet etmem).
Süfyan şöyle diyor: İmam Sadık aleyhi's-selâm'a "İnsanın kendisini övmesi caiz midir?" diye sordum, İmam şöyle buyurdu: "Evet, mecbur olursa sakıncası yoktur. Yusuf'un (Mısır'ın Aziz'ine) dediği şu sözü duymamış mısın? "Beni ülkenin hazinelerine memur et, şüphe yok ki ben, onları iyi korurum ve ne yapacağımı bilirim." Salih kul (Hazreti Hud) da şöyle buyurdu: "Ben size nasihat edecek emin birisiyim."
Allah-u Teâla, Davut aleyhi's-selâm'a şöyle vahyetti: Ya Davut, sen de irade ediyorsun, ben de; benim irademle yetinirsen dilediğin şey hakkında seni yeterli kılarım. Fakat sadece kendi irade ettiğin şeyi dilersen (o zaman) dilediğin şey hakkında seni zorluğa düşürürüm; sonunda da yine benim irade ettiğim olur.
Muhammed İbn Kays şöyle diyor: İmam Sadık aleyhi's-selâm'a: "Batıl ehlinden olup birbirlerine karşı cephe alan iki gruba silah satayım mı?" diye sorduğumda İmam Sadık aleyhi's-selâm şöyle buyurdu: Zırh, kalkan, miğfer vb. gibi canı korumaya vesile olan şeyleri sat.
Hacca, Umre'ye, sadakaya ve cihada; hıyanet, haksızlık, hırsızlık ve riya karışmamalıdır.
Allah, dünyayı sevdiği ve sevmediği herkese verir. Ama imanı sadece kullarından seçkin olanlara verir.
İnsanları, içlerinde kendisinden daha bilgili birisi olduğu hâlde kendine davet eden kimse bidat ehli ve sapığın tâ kendisidir.
"Lokman'ın vasiyetlerinde ne gibi sözler vardı?" diye soranın cevabında İmam Sadık aleyhi's-selâm şöyle buyurdu: Lokman'ın sözlerinde acaib şeyler vardı; hepsinden daha acaib olanı oğluna tavsiyede bulunduğu şu sözlerdir:
"(Bütün) Cin ve insanların ibadet ve itaati ile Allah'ın huzuruna çıkacak olsan dahi yine de muhtemel günahlarından seni azaplandıracağından dolayı kork; (bütün) insanların ve cinlerin günahlarıyla O'nun huzuruna çıksan bile yine de umudunu O'ndan kesme (ümitli ol)."
Daha sonra İmam aleyhi's-selâm şöyle buyurdu: Kalbinde iki nur bulunmayan hiçbir mümin yoktur. Bu nurlar; korku ve umut nurudur. Bunlardan hangisi ölçülse diğerinden fazla gelmez.
Ebu Basir şöyle diyor: İmam Sadık aleyhi's-selâm'a, "İman nedir?" diye sorduğumda: "Allah'a inanmak ve O'na karşı günah işlememektir." buyurdu.
"İslâm nedir?" diye sorduğumda, şöyle buyurdu: (Müslüman,) bizim gibi ibadet eden ve bizim gibi (İslâm kanunlarına uygun olarak) hayvan kesen kimsedir. Kim hidayet edici bir söz söyler, halk da onunla amel ederse, o sözü söyleyen, onunla amel eden kimse gibi sevap alır.
Yine kim saptırıcı bir söz söyler ve halk da onunla amel ederse, o sözü söyleyenin, onunla amel eden kimsenin günahı kadar günahı olur.
"Hıristiyanlar, Hazret-i İsa'nın doğum gecesinin Aralık ayının yirmi dördüne rastladığını söylüyorlar." dediklerinde İmam Sadık aleyhi's-selâm şöyle buyurdu: "Yalan söylüyorlar; Hz. İsa aleyhi's-selâm'ın doğum gecesi Haziran'ın ortasıdır. Mart ayının ortasında ise gece ve gündüz eşit olur.
Hazret-i İsmail Hazret-i İshak'tan beş yaş büyüktür, kurban edilen de İsmail aleyhi's-selâm idi. Hazret-i İbrahim'in şöyle dediğini görmüyor musun? "Rabbim bana temiz kişilerden olan bir oğul ihsan et." Böylece Hazret-i İbrahim Allah'ın kendisine salih bir oğul vermesini diledi. Sâffat Suresi'nin 100. ayetinde şöyle buyuruyor:
"Derken biz de ona tedbirle hareket eden ve aceleci olmayan bir oğul vereceğimizi müjdeledik." Yani İsmail'i. (Kurban olayını naklettikten) sonra da şöyle buyuruyor: "Ona temiz kişilerden ve peygamber olan İshak'ı müjdeledik."( ) Öyleyse kim İshak'ın İsmail'den büyük olduğunu sanırsa, Allah'ın nazil ettiği Kur'ân'ı yalanlamış olur. (Hasan B. Ali el-Harranî Tuheful Ukul eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.