İmam Cafer: ‘Allah sığınakların sığınağıdır’
İmam Câfer, tevhid konusuna özel bir önem vermiştir. Zira onun yaşadığı dönemde zındıklık yani inkarcılık taraftarları Müslümanları etkilemeye çalışıyorlardı
07.09.2022 23:47:00
İmam Câfer, tevhid konusuna özel bir önem vermiştir. Zira onun yaşadığı dönemde zındıklık yani inkarcılık taraftarları Müslümanları etkilemeye çalışıyorlardı.
İmam'ın öğrencilerinden Mufaddal, bu zihniyete karşı İmamın sözlerinden oluşan bir tevhid risalesi dahi kaleme almıştır.
İmam şöyle buyurmuştur:
"Allah, kendisine haksız yere izafe edilenlerden, o izafe edilen şeylerle vasıflandırılmaktan ve mahlukatına benzetilmekten münezzehtir.
Bil ki, Allah'ın sıfatları Kur'an'da belirtilen sıfatlardır. Öyleyse, Allah'a iftira etmeyin. O'nu bir şeye benzetmeyin. O'nu vasıflandırmakta Kur'an'ın önüne geçmeyin ki, dalalete düşersiniz."
Ebu'l Hasan el-Mevsilî, İmam Câfer'den şöyle rivayet etmiştir:
"Yahudi bilginlerden biri İmam Ali'nin yanına geldi ve "Rabbin ne zaman var oldu?" diye sordu.
Emirü'l-mü'minin, "Ne zaman olmadı ki, ne zaman var oldu diye sorulsun, benim Rabbim önceden önce, öncesiz vardı. Sonradan sonra, sonrasız vardır. Sonluğunun sonu, sınırı yoktur. Sonlar O'nda son bulur. O, her şeyin sonudur."
Yahudi dedi ki: "Yoksa sen, nebi misin?"
Ali dedi ki: "Yazıklar olsun sana! Ben ancak Hz. Muhammed'e inananlardan bir kulum."
Mürazim, İmam Câfer'den şöyle rivayet eder:
"Allah, Kur'an'da her şeyin açıklamasını indirmiştir. Allah, kulların ihtiyaç duydukları hiçbir şeyi eksik bırakmamıştır. Bir insan, "Keşke Kur'an'da bu hususta bir ayet indirilmiş olsaydı" diyemez, çünkü mutlaka onunla ilgili bir ayet vardır."
Fudayl b. Yesar rivayet ediyor:
"İmam Câfer'den şöyle duydum: "Allah vasfedilemez. Nasıl vasfedilir ki? Kur'an'da 'Allah'ı hakkıyla tanıyamadılar' buyurulmuştur. O, hangi kriterle takdir edilirse muhakkak ondan büyüktür, yücedir."
Hişam b. Sâlim rivayet eder:
"İmam Câfer buyurdu ki: Allah, insanlara kaldıramayacakları şeyleri yüklemeyecek kadar kerem sahibidir. Allah, mülkünde istemediği bir şeyin olmasından da yücedir, azizdir."
Zurare b. Ayen şöyle rivayet eder:
"İmam Câfer'in şöyle dediğini duydum: Allah yarattıklarından ayrı ve yarattıkları da O'ndan ayrıdır. Allah dışında şey diye nitelendirilen her varlık, her şey yaratıcı Allah tarafından yaratılmıştır.
'Benzeri gibi hiçbir şey bulunmayan Allah münezzehtir. O, işitendir, bilendir.'"
Allah sığınakların sığınağıdır
Bir adam İmam Sâdık'ın huzuruna geldi ve Allah-ü Teala'nın varlığı hakkında soru sordu.
İmam ona, "Ey Allah'ın kulu, şimdiye kadar gemiye bindin mi?" diye sordu.
Adam "evet" dedi.
İmam buyurdu ki: "Acaba gemin denizde hiç kırılmış mı, öyle ki denizin dalgalarına yakalanmış olasın ve o yakınlarda da seni kurtaracak ne bir gemi ve ne de güçlü bir dalgıç bulunsun ve kurtuluş ümidi de tamimiyle yüzüne kapanmış olsun?"
Soru soran şahıs, "Evet, böyle bir durumla karşılaştım" dedi.
İmam, "O korkunç ve tehlikeli durumda kalbin seni, o korkunç tehlikeden kurtarabilecek bir şeye yöneldi mi?"
Soru soran şahıs, "evet" dedi.
O zaman İmam şöyle buyurdu: "İşte O şey, kurtarıcı olmayan yerde, tek kurtarıcı olarak akla gelen, yardımcı bulunmayan yerde yardım etmeye kâdir olan ve sığınaksızların sığınağı olan Allah'tır."
Allah için sevme ve Allah için buğzetme
Ebu Ubeyde el-Hazza rivayet eder: "Ebu Abdullah (Câfer Sâdık Aleyhisselam) buyurdu ki:
Allah için seven, Allah için buğzeden ve Allah için veren kimse, imanı kâmil kimselerdendir."
Ebu Bâsir rivayet eder: "Ebu Abdullah (Câfer Sâdık Aleyhisselam)'ın şöyle dediğini duydum:
Birbirlerini Allah için sevenler kıyamet günü nurdan minberler üzerinde olurlar. Onların yüzlerinin, bedenlerinin ve minberlerinin nuru her şeyi aydınlatır. Öyle ki, onlar bununla tanınırlar ve denilir ki: Bunlar birbirlerini Allah için seven kimselerdir."
Fudayl b. Yesar rivayet eder: "Ebu Abdullah (Câfer Sâdık Aleyhisselam)'a sordum: Sevmek ve buğzetmek imandan mıdır?"
Buyurdu ki: "İman sevmekten ve buğzetmekten başka bir şey midir ki?"
Sonra şu ayeti okudu: "Allah size imanı sevdirdi ve onu sizin kalplerinizde süsledi ve size küfrü, fıskı ve isyanı çirkin gösterdi. İşte doğru yolda olanlar bunlardır."
Amr b. Müdrik et-Taî rivayet eder: "Ebu Abdullah (Câfer Sâdık Aleyhisselam) buyurdu ki:
"Resulûllah (sallallahu aleyhi ve alihi) ashabına sordu: "İmanın hangi kulpu daha sağlamdır?"
Dediler ki: "Allah ve Resulü daha iyi bilir?"
Sonra bazıları, namaz dedi, bazıları, zekat dedi, bazıları, oruç dedi, bazıları, hac ve umre dedi, bazıları da, cihad dedi.
Resulûllah buyurdu ki: "Bu dediklerinizin her birinin bir fazileti vardır fakat imanın en sağlam kulpu, Allah için sevmek, Allah için buğzetmek, Allah'ın dostlarını dost edinmek ve Allah'ın düşmanlarından uzaklaşmaktır."
Davud b. Ferkad rivayet eder:
"Ebu Abdullah (Câfer Sâdık Aleyhisselam) buyurdu ki: Üç şey mü'minin alametlerindendir: Allah'ı bilmesi, Allah için kimi seveceğini ve kime buğzedeceğini bilmesi."
Beşir el-Kunasî rivayet eder:
"Ebu Abdullah (Câfer Sâdık Aleyhisselam) buyurdu ki: Sevgi, Allah ve Resulü için olabileceği gibi, dünya için de olabilir. Allah ve Resulü için olan sevgiye sevap verilir. Dünya için olan sevgiye ise hiçbir ödül verilmez."
Sema'e b. Mihran rivayet eder:
"Ebu Abdullah (Câfer Sâdık Aleyhisselam) buyurdu ki: İki Müslüman karşılaştıkları zaman, kimin diğerine karşı sevgisi daha çoksa, o daha üstündür." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Cafer eserinden)
İmam'ın öğrencilerinden Mufaddal, bu zihniyete karşı İmamın sözlerinden oluşan bir tevhid risalesi dahi kaleme almıştır.
İmam şöyle buyurmuştur:
"Allah, kendisine haksız yere izafe edilenlerden, o izafe edilen şeylerle vasıflandırılmaktan ve mahlukatına benzetilmekten münezzehtir.
Bil ki, Allah'ın sıfatları Kur'an'da belirtilen sıfatlardır. Öyleyse, Allah'a iftira etmeyin. O'nu bir şeye benzetmeyin. O'nu vasıflandırmakta Kur'an'ın önüne geçmeyin ki, dalalete düşersiniz."
Ebu'l Hasan el-Mevsilî, İmam Câfer'den şöyle rivayet etmiştir:
"Yahudi bilginlerden biri İmam Ali'nin yanına geldi ve "Rabbin ne zaman var oldu?" diye sordu.
Emirü'l-mü'minin, "Ne zaman olmadı ki, ne zaman var oldu diye sorulsun, benim Rabbim önceden önce, öncesiz vardı. Sonradan sonra, sonrasız vardır. Sonluğunun sonu, sınırı yoktur. Sonlar O'nda son bulur. O, her şeyin sonudur."
Yahudi dedi ki: "Yoksa sen, nebi misin?"
Ali dedi ki: "Yazıklar olsun sana! Ben ancak Hz. Muhammed'e inananlardan bir kulum."
Mürazim, İmam Câfer'den şöyle rivayet eder:
"Allah, Kur'an'da her şeyin açıklamasını indirmiştir. Allah, kulların ihtiyaç duydukları hiçbir şeyi eksik bırakmamıştır. Bir insan, "Keşke Kur'an'da bu hususta bir ayet indirilmiş olsaydı" diyemez, çünkü mutlaka onunla ilgili bir ayet vardır."
Fudayl b. Yesar rivayet ediyor:
"İmam Câfer'den şöyle duydum: "Allah vasfedilemez. Nasıl vasfedilir ki? Kur'an'da 'Allah'ı hakkıyla tanıyamadılar' buyurulmuştur. O, hangi kriterle takdir edilirse muhakkak ondan büyüktür, yücedir."
Hişam b. Sâlim rivayet eder:
"İmam Câfer buyurdu ki: Allah, insanlara kaldıramayacakları şeyleri yüklemeyecek kadar kerem sahibidir. Allah, mülkünde istemediği bir şeyin olmasından da yücedir, azizdir."
Zurare b. Ayen şöyle rivayet eder:
"İmam Câfer'in şöyle dediğini duydum: Allah yarattıklarından ayrı ve yarattıkları da O'ndan ayrıdır. Allah dışında şey diye nitelendirilen her varlık, her şey yaratıcı Allah tarafından yaratılmıştır.
'Benzeri gibi hiçbir şey bulunmayan Allah münezzehtir. O, işitendir, bilendir.'"
Allah sığınakların sığınağıdır
Bir adam İmam Sâdık'ın huzuruna geldi ve Allah-ü Teala'nın varlığı hakkında soru sordu.
İmam ona, "Ey Allah'ın kulu, şimdiye kadar gemiye bindin mi?" diye sordu.
Adam "evet" dedi.
İmam buyurdu ki: "Acaba gemin denizde hiç kırılmış mı, öyle ki denizin dalgalarına yakalanmış olasın ve o yakınlarda da seni kurtaracak ne bir gemi ve ne de güçlü bir dalgıç bulunsun ve kurtuluş ümidi de tamimiyle yüzüne kapanmış olsun?"
Soru soran şahıs, "Evet, böyle bir durumla karşılaştım" dedi.
İmam, "O korkunç ve tehlikeli durumda kalbin seni, o korkunç tehlikeden kurtarabilecek bir şeye yöneldi mi?"
Soru soran şahıs, "evet" dedi.
O zaman İmam şöyle buyurdu: "İşte O şey, kurtarıcı olmayan yerde, tek kurtarıcı olarak akla gelen, yardımcı bulunmayan yerde yardım etmeye kâdir olan ve sığınaksızların sığınağı olan Allah'tır."
Allah için sevme ve Allah için buğzetme
Ebu Ubeyde el-Hazza rivayet eder: "Ebu Abdullah (Câfer Sâdık Aleyhisselam) buyurdu ki:
Allah için seven, Allah için buğzeden ve Allah için veren kimse, imanı kâmil kimselerdendir."
Ebu Bâsir rivayet eder: "Ebu Abdullah (Câfer Sâdık Aleyhisselam)'ın şöyle dediğini duydum:
Birbirlerini Allah için sevenler kıyamet günü nurdan minberler üzerinde olurlar. Onların yüzlerinin, bedenlerinin ve minberlerinin nuru her şeyi aydınlatır. Öyle ki, onlar bununla tanınırlar ve denilir ki: Bunlar birbirlerini Allah için seven kimselerdir."
Fudayl b. Yesar rivayet eder: "Ebu Abdullah (Câfer Sâdık Aleyhisselam)'a sordum: Sevmek ve buğzetmek imandan mıdır?"
Buyurdu ki: "İman sevmekten ve buğzetmekten başka bir şey midir ki?"
Sonra şu ayeti okudu: "Allah size imanı sevdirdi ve onu sizin kalplerinizde süsledi ve size küfrü, fıskı ve isyanı çirkin gösterdi. İşte doğru yolda olanlar bunlardır."
Amr b. Müdrik et-Taî rivayet eder: "Ebu Abdullah (Câfer Sâdık Aleyhisselam) buyurdu ki:
"Resulûllah (sallallahu aleyhi ve alihi) ashabına sordu: "İmanın hangi kulpu daha sağlamdır?"
Dediler ki: "Allah ve Resulü daha iyi bilir?"
Sonra bazıları, namaz dedi, bazıları, zekat dedi, bazıları, oruç dedi, bazıları, hac ve umre dedi, bazıları da, cihad dedi.
Resulûllah buyurdu ki: "Bu dediklerinizin her birinin bir fazileti vardır fakat imanın en sağlam kulpu, Allah için sevmek, Allah için buğzetmek, Allah'ın dostlarını dost edinmek ve Allah'ın düşmanlarından uzaklaşmaktır."
Davud b. Ferkad rivayet eder:
"Ebu Abdullah (Câfer Sâdık Aleyhisselam) buyurdu ki: Üç şey mü'minin alametlerindendir: Allah'ı bilmesi, Allah için kimi seveceğini ve kime buğzedeceğini bilmesi."
Beşir el-Kunasî rivayet eder:
"Ebu Abdullah (Câfer Sâdık Aleyhisselam) buyurdu ki: Sevgi, Allah ve Resulü için olabileceği gibi, dünya için de olabilir. Allah ve Resulü için olan sevgiye sevap verilir. Dünya için olan sevgiye ise hiçbir ödül verilmez."
Sema'e b. Mihran rivayet eder:
"Ebu Abdullah (Câfer Sâdık Aleyhisselam) buyurdu ki: İki Müslüman karşılaştıkları zaman, kimin diğerine karşı sevgisi daha çoksa, o daha üstündür." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Cafer eserinden)