İmam Bakır’ın, İslam itikadı üzerine önemli tespitleri
İmam Bâkır (a.s.), bir taraftan İslam ile alakası olmayan ama İslam ümmetinin kafasını karıştıran düşüncelerin yanlışlarını ortaya koyarken, diğer yandan da İslam'ı anlatıyor, değişen değerlerini esasları ile aktarıyordu
12.11.2023 17:58:00 / Güncelleme: 12.11.2023 18:40:54
Hasan Parlak
Hasan Parlak





İmam Bâkır (a.s.), bir taraftan İslam ile alakası olmayan ama İslam ümmetinin kafasını karıştıran düşüncelerin yanlışlarını ortaya koyarken, diğer yandan da İslam'ı anlatıyor, değişen değerlerini esasları ile aktarıyordu.
Kur'an-ı Kerim'in faziletleri, Tevhid inancı, Allah'ın varlığı ve birliği, İslam inancında mü'min ve müslüman farkı gibi itikadî meseleleri ümmete izah ediyordu.
İMAM BÂKIR (A.S.), ALLAH'IN ZÂTI HAKKINDA KONUŞMAYI MEN ETMİŞTİR
Allah'ın, mahlukâta benzetilmesi ve Zâtına şekil verilmeye çalışılması büyük bir şirktir.
İmam Bâkır (a.s.) bu konuda şunu tavsiye etmektedir:
"İnsanların her zaman dinlenecek bir sözleri vardır, ta ki, Allah'ın Zâtı hakkında konuşmaya başlayıncaya kadar...
Allah hakkında konuşmaya başladıklarını duyduğunuz zaman şöyle deyin: Eşi ve benzeri olmayan tek Allah'tan başka ilah yoktur."
İmam Bâkır (a.s.), Allah hakkında konuşmayı men etmiştir: "Arş'tan yukarısı hakkında konuşmayın. Çünkü bir topluluk Allah hakkında konuşmaya daldı da yolunu şaşırdı."
ALLAH'I GÖRME İDDİASININ BÂTIL OLUŞU
Abdullah b. Sinan, babasından şöyle rivayet etmiştir: "Bir gün Ebu Câfer'in (Muhammed Bâkır Aleyhisselâm) huzuruna gittim. O sırada Hâricîler'den biri içeri girdi ve şöyle dedi: 'Ey Ebu Câfer! Neye tapıyorsun?'
'Allah'a' dedi.
'Peki, O'nu gördün mü?' diye sordu.
'Hayır, çünkü O'nu çıplak gözle görmek mümkün değildir; fakat kalpler O'nu iman hakikatleriyle görür. Mukayeseyle bilinmez, duyularla algılanmaz, insanlara benzemez. Ayetlerle vasfedilir, alâmetlerle bilinir. Hükmederken zulmetmez. İşte Allah bu! O'ndan başka ilâh yoktur.'
Adam çıkıp gitti bir yandan da, 'Allah, risâletinin temsil yetkisini kime vereceğini herkesten daha iyi bilir' diyordu."
ZÂTIN SIFATLARI
Muhammed b. Müslim şöyle rivayet etmiştir: "Ebu Câfer'in (Muhammed Bâkır Aleyhisselâm) şöyle dediğini duydum:
"Allah Azze ve Celle vardı ve O'ndan başka hiçbir şey yoktu. O, olacakları biliyordu. Varlıkların olmasından önce onları bilmesi, olmalarından sonra onları bilmesi gibidir."
Fudayl b. Sukkera şöyle rivayet etmiştir:
"Ebu Câfer'e (Muhammed Bâkır Aleyhisselâm) dedim ki: 'Sana kurban olayım. Eğer uygun görürsen bana; Yüce Allah, varlıkları yaratmadan önce tek olduğunu biliyor muydu? Çünkü senin dostların bu hususta farklı görüşleri savunuyorlar.
Bazısı diyor ki: 'Varlıklardan herhangi bir şeyi yaratmadan önce biliyordu.' Bazısı ise şu görüşü savunuyor: 'Biliyor'un anlamı, yapıyordur. Allah, varlıkları yaratmadan önce kendisinden başka kimsenin olmadığını bugün biliyor.'
Ayrıca diyorlar ki: 'Eğer Allah'ın her zaman kendisinden başka kimsenin olmadığını bildiğini söylersek, O'nunla birlikte ezelî niteliğine sahip bir başkasını da ispatlamış oluruz.'
Efendim, eğer uygun görürsen ötesine geçemeyeceğim, başka bir şeye ihtiyaç duyamayacağım bir bilgiyi öğret.'
Bana şu cevabı yazdı: Şânı kutlu ve yüce olan Allah, her zaman bilendir."
Muhammed b. Müslim, Ebu Câfer'in (Muhammed Bâkır Aleyhisselâm) kadîm sıfatı hakkında şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Allah birdir, Samed'dir. Anlam olarak birdir, farklı birçok anlamları yoktur."
Dedim ki: "Sana kurban olayım. Iraklılar'ın bazısı, Yüce Allah'ın görmeyen bir şey aracılığıyla işittiğini ve işitmeyen bir şey aracılığıyla gördüğünü söylüyorlar."
İmam buyurdu ki: "Yalan söylüyorlar. Böyle söylemekle dinden sapıyorlar ve Allah'ı kullarına benzetiyorlar. Allah işitir, görür. Görenle işitir, işitenle görür."
Dedim ki: "Yüce Allah'ın görmekten kendilerinin anladıkları tarzda gördüğüne inanıyorlar."
Bana dedi ki: "Allah bu tür yakıştırmalardan münezzehtir. Ancak yaratılmışlık sıfatına sahip olan şeyler anlaşılır. Allah ise yaratılmış değildir."
"İRADE" FİİLÎ SIFATLARDANDIR
Hamza b. el-Murtefî ashabımızın bazısından şöyle rivayet etmiştir:
"Bir gün Ebu Câfer'in (Muhammed Bâkır Aleyhisselâm) meclisinde bulunuyorken Amr b. Ubeyde içeri girdi ve İmam'a şöyle dedi: 'Sana kurban olayım! Allah Tebareke ve Teâlâ, 'Her kim ki kendisini gazabım çarparsa, hakikaten o, yıkılıp gitmiştir' buyurmuştur. Bu ayette sözü edilen gazap nedir?'
Ebu Câfer (Aleyhisselâm) buyurdu ki: Bundan maksat cezadır, ey Ömer! Bir kimse, Allah'ın bir durumdan bir duruma geçtiğini iddia ederse, O'nu kulların nitelikleriyle vasfetmiş olur. Hiçbir şey Allah-u Teâlâ'yı tâciz edemez ki O'nu değiştirsin."
SAMED SIFATININ TE'VİLİ
Câbir b. Yezid el-Cûfî şöyle rivayet etmiştir: "Ebu Câfer'e (Muhammed Bâkır Aleyhisselâm) tevhidle ilgili bir mesele hakkında bir soru sordum.
Buyurdu ki: Allah, yüce isimlere sahiptir ve kullar O'nu bu isimlerle çağırırlar. O'nun hakikati yücedir. O birdir. Birliğiyle tektir. Ardından, birliğini yarattıkları üzerinde tatbik etti. O birdir, Samed'dir. Kuddûs'tür (eksikliklerden münezzeh, pak). Her şey O'na kulluk eder, her şey O'na muhtaçtır. O, ilmiyle her şeyi kuşatmıştır." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Muhammed Bakır eserinden)
Kur'an-ı Kerim'in faziletleri, Tevhid inancı, Allah'ın varlığı ve birliği, İslam inancında mü'min ve müslüman farkı gibi itikadî meseleleri ümmete izah ediyordu.
İMAM BÂKIR (A.S.), ALLAH'IN ZÂTI HAKKINDA KONUŞMAYI MEN ETMİŞTİR
Allah'ın, mahlukâta benzetilmesi ve Zâtına şekil verilmeye çalışılması büyük bir şirktir.
İmam Bâkır (a.s.) bu konuda şunu tavsiye etmektedir:
"İnsanların her zaman dinlenecek bir sözleri vardır, ta ki, Allah'ın Zâtı hakkında konuşmaya başlayıncaya kadar...
Allah hakkında konuşmaya başladıklarını duyduğunuz zaman şöyle deyin: Eşi ve benzeri olmayan tek Allah'tan başka ilah yoktur."
İmam Bâkır (a.s.), Allah hakkında konuşmayı men etmiştir: "Arş'tan yukarısı hakkında konuşmayın. Çünkü bir topluluk Allah hakkında konuşmaya daldı da yolunu şaşırdı."
ALLAH'I GÖRME İDDİASININ BÂTIL OLUŞU
Abdullah b. Sinan, babasından şöyle rivayet etmiştir: "Bir gün Ebu Câfer'in (Muhammed Bâkır Aleyhisselâm) huzuruna gittim. O sırada Hâricîler'den biri içeri girdi ve şöyle dedi: 'Ey Ebu Câfer! Neye tapıyorsun?'
'Allah'a' dedi.
'Peki, O'nu gördün mü?' diye sordu.
'Hayır, çünkü O'nu çıplak gözle görmek mümkün değildir; fakat kalpler O'nu iman hakikatleriyle görür. Mukayeseyle bilinmez, duyularla algılanmaz, insanlara benzemez. Ayetlerle vasfedilir, alâmetlerle bilinir. Hükmederken zulmetmez. İşte Allah bu! O'ndan başka ilâh yoktur.'
Adam çıkıp gitti bir yandan da, 'Allah, risâletinin temsil yetkisini kime vereceğini herkesten daha iyi bilir' diyordu."
ZÂTIN SIFATLARI
Muhammed b. Müslim şöyle rivayet etmiştir: "Ebu Câfer'in (Muhammed Bâkır Aleyhisselâm) şöyle dediğini duydum:
"Allah Azze ve Celle vardı ve O'ndan başka hiçbir şey yoktu. O, olacakları biliyordu. Varlıkların olmasından önce onları bilmesi, olmalarından sonra onları bilmesi gibidir."
Fudayl b. Sukkera şöyle rivayet etmiştir:
"Ebu Câfer'e (Muhammed Bâkır Aleyhisselâm) dedim ki: 'Sana kurban olayım. Eğer uygun görürsen bana; Yüce Allah, varlıkları yaratmadan önce tek olduğunu biliyor muydu? Çünkü senin dostların bu hususta farklı görüşleri savunuyorlar.
Bazısı diyor ki: 'Varlıklardan herhangi bir şeyi yaratmadan önce biliyordu.' Bazısı ise şu görüşü savunuyor: 'Biliyor'un anlamı, yapıyordur. Allah, varlıkları yaratmadan önce kendisinden başka kimsenin olmadığını bugün biliyor.'
Ayrıca diyorlar ki: 'Eğer Allah'ın her zaman kendisinden başka kimsenin olmadığını bildiğini söylersek, O'nunla birlikte ezelî niteliğine sahip bir başkasını da ispatlamış oluruz.'
Efendim, eğer uygun görürsen ötesine geçemeyeceğim, başka bir şeye ihtiyaç duyamayacağım bir bilgiyi öğret.'
Bana şu cevabı yazdı: Şânı kutlu ve yüce olan Allah, her zaman bilendir."
Muhammed b. Müslim, Ebu Câfer'in (Muhammed Bâkır Aleyhisselâm) kadîm sıfatı hakkında şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Allah birdir, Samed'dir. Anlam olarak birdir, farklı birçok anlamları yoktur."
Dedim ki: "Sana kurban olayım. Iraklılar'ın bazısı, Yüce Allah'ın görmeyen bir şey aracılığıyla işittiğini ve işitmeyen bir şey aracılığıyla gördüğünü söylüyorlar."
İmam buyurdu ki: "Yalan söylüyorlar. Böyle söylemekle dinden sapıyorlar ve Allah'ı kullarına benzetiyorlar. Allah işitir, görür. Görenle işitir, işitenle görür."
Dedim ki: "Yüce Allah'ın görmekten kendilerinin anladıkları tarzda gördüğüne inanıyorlar."
Bana dedi ki: "Allah bu tür yakıştırmalardan münezzehtir. Ancak yaratılmışlık sıfatına sahip olan şeyler anlaşılır. Allah ise yaratılmış değildir."
"İRADE" FİİLÎ SIFATLARDANDIR
Hamza b. el-Murtefî ashabımızın bazısından şöyle rivayet etmiştir:
"Bir gün Ebu Câfer'in (Muhammed Bâkır Aleyhisselâm) meclisinde bulunuyorken Amr b. Ubeyde içeri girdi ve İmam'a şöyle dedi: 'Sana kurban olayım! Allah Tebareke ve Teâlâ, 'Her kim ki kendisini gazabım çarparsa, hakikaten o, yıkılıp gitmiştir' buyurmuştur. Bu ayette sözü edilen gazap nedir?'
Ebu Câfer (Aleyhisselâm) buyurdu ki: Bundan maksat cezadır, ey Ömer! Bir kimse, Allah'ın bir durumdan bir duruma geçtiğini iddia ederse, O'nu kulların nitelikleriyle vasfetmiş olur. Hiçbir şey Allah-u Teâlâ'yı tâciz edemez ki O'nu değiştirsin."
SAMED SIFATININ TE'VİLİ
Câbir b. Yezid el-Cûfî şöyle rivayet etmiştir: "Ebu Câfer'e (Muhammed Bâkır Aleyhisselâm) tevhidle ilgili bir mesele hakkında bir soru sordum.
Buyurdu ki: Allah, yüce isimlere sahiptir ve kullar O'nu bu isimlerle çağırırlar. O'nun hakikati yücedir. O birdir. Birliğiyle tektir. Ardından, birliğini yarattıkları üzerinde tatbik etti. O birdir, Samed'dir. Kuddûs'tür (eksikliklerden münezzeh, pak). Her şey O'na kulluk eder, her şey O'na muhtaçtır. O, ilmiyle her şeyi kuşatmıştır." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Muhammed Bakır eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.