İmam Ali’nin, Malik-i Eşter'e emirnamesi 5: Ordu komutanları
Ordunun başına Allah, Resulü ve İmam'ın için daha çok ihlâslı, emanet ve iffet bakımından en temiz, hilimde (olgunlukta) en üstün, ilim ve siyasette ise en seçkin kimseleri komutan olarak seç
21.01.2025 08:57:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi
"Ordunun başına Allah, Resulü ve İmam'ın için daha çok ihlâslı, emanet ve iffet bakımından en temiz, hilimde (olgunlukta) en üstün, ilim ve siyasette ise en seçkin kimseleri komutan olarak seç.
Bu komutanları, öfkelendiği zaman öfkesini yenebilen, özrü kabul eden, zayıfları esirgeyen, güçlülere karşı gevşemeyen, ne zora başvuran, ne de zaafa düşen kimselerden seçip tayin et.
Sonra toplumun soylu ve aile bakımından şereflilerine, geçmişlerinde iyilik bulunanlarına, yiğit, cesur, cömert ve bağışlayıcı olanlarına sarıl.
Çünkü bunlarda yüce ve temiz huylar bir araya gelmiştir. Bunlar halkı Allah'a karşı iyimser kılıp, kaza ve kaderine iman etmelerini sağlarlar.
Daha sonra da şefkatli bir babanın evladını görüp gözetmesi, esirgemesi gibi, onların işini gör gözet.
Onların eğitimi ve güçlü kılınması için harcadığın bütçeyi, ne kadar olursa olsun, gözünde büyütme.
Onlar hakkında yapacağın muhabbet ve lütuf az bile olsa, önemsiz görünmesin sana. Zira bu, onların senin hayrını istemelerine ve senin hakkında iyi düşünmelerine sebep olur.
Onların büyük işlerini göreceğim diye küçük işlerini de ihmal etme. Az bir lütfun bile bir yerde işe yarar, ondan faydalanırlar; çoğunun da yeri var, ondan da ihtiyaçsız kalamazlar.
Askerlerine kardeşçe davranan ve düşmanla savaşmaktan başka bir kaygıları kalmaması için askerlerin kendilerini ve geride bıraktıkları ailelerini kapsayacak şekilde onlara bağışta bulunan komutanları diğer komutanlardan daha çok sevmelisin ve onlara daha fazla değer vermelisin; sürekli olarak onlara karşı beslediğin kalbi duyguları dile getir ki, senin yanında aziz, değerli olduklarını ve senin onların yaşamını daha da iyileştirmeyi düşündüğünü bilsinler. Güzel bir şekilde sevgi ve ikramda bulunarak, vaatlerinin doğruluğunu ispatla.
Valilerin gözlerini aydınlatan işlerin en üstünü, memlekette adaleti yaymak, halkın dostluğunu ve sevgisini kazanmaktır. Halkın sevgisi ise ancak gönüllerinin sıhhatli olmasıyla mümkün olur. Onların hayır istemeleri de ancak valilerinin korunmasına ilgi duymaları, devletlerini kendilerine bir yük olarak görmemeleri ve onların hizmet süresinin bitmesini bir an önce istememeleriyle mümkün olur.
Sonra orduyu idare etmekte, yalnız onların arasında taksim ettiğin savaş ganimetleriyle yetinme; ganimetlerin yanı sıra Allah'ın nasip ettiği beytülmalden da, Allah'ın dinine yardıma koşmalarını sağlayabilmen için onların eksikliklerini gider.
Askerlerin arasında cesur kişilerden beklediğin hayırseverliğin son derecesine ulaşabilmen için onlara daha fazla bağışta bulun, maddi imkân sağla, övgü ve teşekkürde bulun, tek tek her birinin hâlini sor ve gönlünü al, gösterdikleri yiğitlikleri methet, öv.
Çünkü onların hizmetlerini fazla dile getirmen, Allah'ın izniyle, yiğitleri teşvik eder ve geri kalanları da o yola yöneltir.
Fakat (onlara itimadın olmasıyla birlikte, onların durumlarını gözlemekten de gafil olma) halk arasında emaneti korumak ve hakkı söylemekte meşhur olan denetleyici kişileri, onların hizmetlerini sana bildirmeleri ve hizmet edenlerin, çektiği zahmetlerin sana gizli kalmadığını anlamaları için onlara gözlemci kıl.
Sonra herkesin yaptığı hizmetin hakkını iyice bil; birinin çektiği zahmeti başkasına mal etme; herkese noksansız olarak hakkını ver.
Birisinin büyük oluşu, yaptığı küçük işi büyük görmene, yine birinin küçük oluşu, yaptığı büyük işi küçük görmene sebep olmasın.
Sakın geçmişi iyi olan bir asker, küçük bir yanlışlık ve küçük bir olay için gözünden düşmesin; zira yücelik Allah'a mahsustur; onu, dilediği kimseye verir, akıbet takva sahiplerinindir.
Ordudan düşmana darbe indirenlerden biri şehit olduğunda, şehit olanın ailesine şefkatli ve güvenilir bir vasi gibi vekil ve halef olmalısın; onun yok oluşu, ailesinin yaşantısını etkilememeli.
Bu şekilde muamelede bulunman, senin dostlarının kalbinde sana karşı olan muhabbeti ve onlarda olan itaat duygusunu daha çok artırır ve senin emrinde her çetin ve şiddetli tehlikeye karşı koymak için hazır olurlar." (Hasan b. Ali el-Harrani, Tuhefu'l Ukul eserinden)
Bu komutanları, öfkelendiği zaman öfkesini yenebilen, özrü kabul eden, zayıfları esirgeyen, güçlülere karşı gevşemeyen, ne zora başvuran, ne de zaafa düşen kimselerden seçip tayin et.
Sonra toplumun soylu ve aile bakımından şereflilerine, geçmişlerinde iyilik bulunanlarına, yiğit, cesur, cömert ve bağışlayıcı olanlarına sarıl.
Çünkü bunlarda yüce ve temiz huylar bir araya gelmiştir. Bunlar halkı Allah'a karşı iyimser kılıp, kaza ve kaderine iman etmelerini sağlarlar.
Daha sonra da şefkatli bir babanın evladını görüp gözetmesi, esirgemesi gibi, onların işini gör gözet.
Onların eğitimi ve güçlü kılınması için harcadığın bütçeyi, ne kadar olursa olsun, gözünde büyütme.
Onlar hakkında yapacağın muhabbet ve lütuf az bile olsa, önemsiz görünmesin sana. Zira bu, onların senin hayrını istemelerine ve senin hakkında iyi düşünmelerine sebep olur.
Onların büyük işlerini göreceğim diye küçük işlerini de ihmal etme. Az bir lütfun bile bir yerde işe yarar, ondan faydalanırlar; çoğunun da yeri var, ondan da ihtiyaçsız kalamazlar.
Askerlerine kardeşçe davranan ve düşmanla savaşmaktan başka bir kaygıları kalmaması için askerlerin kendilerini ve geride bıraktıkları ailelerini kapsayacak şekilde onlara bağışta bulunan komutanları diğer komutanlardan daha çok sevmelisin ve onlara daha fazla değer vermelisin; sürekli olarak onlara karşı beslediğin kalbi duyguları dile getir ki, senin yanında aziz, değerli olduklarını ve senin onların yaşamını daha da iyileştirmeyi düşündüğünü bilsinler. Güzel bir şekilde sevgi ve ikramda bulunarak, vaatlerinin doğruluğunu ispatla.
Valilerin gözlerini aydınlatan işlerin en üstünü, memlekette adaleti yaymak, halkın dostluğunu ve sevgisini kazanmaktır. Halkın sevgisi ise ancak gönüllerinin sıhhatli olmasıyla mümkün olur. Onların hayır istemeleri de ancak valilerinin korunmasına ilgi duymaları, devletlerini kendilerine bir yük olarak görmemeleri ve onların hizmet süresinin bitmesini bir an önce istememeleriyle mümkün olur.
Sonra orduyu idare etmekte, yalnız onların arasında taksim ettiğin savaş ganimetleriyle yetinme; ganimetlerin yanı sıra Allah'ın nasip ettiği beytülmalden da, Allah'ın dinine yardıma koşmalarını sağlayabilmen için onların eksikliklerini gider.
Askerlerin arasında cesur kişilerden beklediğin hayırseverliğin son derecesine ulaşabilmen için onlara daha fazla bağışta bulun, maddi imkân sağla, övgü ve teşekkürde bulun, tek tek her birinin hâlini sor ve gönlünü al, gösterdikleri yiğitlikleri methet, öv.
Çünkü onların hizmetlerini fazla dile getirmen, Allah'ın izniyle, yiğitleri teşvik eder ve geri kalanları da o yola yöneltir.
Fakat (onlara itimadın olmasıyla birlikte, onların durumlarını gözlemekten de gafil olma) halk arasında emaneti korumak ve hakkı söylemekte meşhur olan denetleyici kişileri, onların hizmetlerini sana bildirmeleri ve hizmet edenlerin, çektiği zahmetlerin sana gizli kalmadığını anlamaları için onlara gözlemci kıl.
Sonra herkesin yaptığı hizmetin hakkını iyice bil; birinin çektiği zahmeti başkasına mal etme; herkese noksansız olarak hakkını ver.
Birisinin büyük oluşu, yaptığı küçük işi büyük görmene, yine birinin küçük oluşu, yaptığı büyük işi küçük görmene sebep olmasın.
Sakın geçmişi iyi olan bir asker, küçük bir yanlışlık ve küçük bir olay için gözünden düşmesin; zira yücelik Allah'a mahsustur; onu, dilediği kimseye verir, akıbet takva sahiplerinindir.
Ordudan düşmana darbe indirenlerden biri şehit olduğunda, şehit olanın ailesine şefkatli ve güvenilir bir vasi gibi vekil ve halef olmalısın; onun yok oluşu, ailesinin yaşantısını etkilememeli.
Bu şekilde muamelede bulunman, senin dostlarının kalbinde sana karşı olan muhabbeti ve onlarda olan itaat duygusunu daha çok artırır ve senin emrinde her çetin ve şiddetli tehlikeye karşı koymak için hazır olurlar." (Hasan b. Ali el-Harrani, Tuhefu'l Ukul eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.