İmam Ali’nin, Malik-i Eşter'e emirnamesi -2-
“Kendin, sırdaşların, ailen ve raiyetinden sevdiğin kimseler hususunda Allah'ın ve insanların hakkını korumada insaflı ol; böyle yapmazsan, zulmetmiş olursun
19.01.2025 18:27:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi
"Kendin, sırdaşların, ailen ve raiyetinden sevdiğin kimseler hususunda Allah'ın ve insanların hakkını korumada insaflı ol; böyle yapmazsan, zulmetmiş olursun.
Allah'ın kullarına zulmedenin düşmanıysa Allah'tır, kulları değil; Allah ise düşmanlık ettiği kimsenin delilini batıl kılar ve bu kimse, zulümden vazgeçip tövbe edinceye dek Allah'la savaş hâlinde olur.
Allah'ın nimetlerini zail eden şeyler içinde zulümden daha güçlüsü yoktur. Allah mazlumların dualarını duymaktadır ve zalimlere karşı ise pusuda beklemektedir. Böyle bir kimse, dünya ve ahirette helak olur.
Sen, hakka en yakın ve adaleti kapsamlı olan ve halkı (hoşnutlukta) daha çok bütünleştiren işleri daha fazla sevmelisin.
Çünkü umumun öfkesi ve rahatsızlığı, yakınların rızasını ve hoşnutluğunu yok eder ve hiçe çevirir; ama umumun rızası kazanıldığı durumda yakınların ve ileri gelenlerin rahatsızlığı ve öfkesi affedilir.
Raiyetten (halktan) hiç kimse, valiye yükü daha ağır olan, bela zamanı ona en az yardım eden, adaletten hoşlanmayan, isteklerinde çok ısrar eden, kendilerine iyilik yapıldığı zaman en az teşekkür eden, iyilikte bulunulmadığı zaman mazereti çok geç kabul eden, zamanın zorluklarına daha az dayanan valinin yakınları gibi değildir.
Hâlbuki dinin direği olan, Müslümanların genelini teşkil eden ve düşmanlar karşısında duran halk kitlesidir; öyleyse onlara yönelmeli ve onlara meyil etmelisin. Yararı daha genel ve akıbeti daha hayırlı olan işlere koyulmalısın. Kuvvet yalnızca Allah'tandır.
İnsanların ayıplarını gözetleyen, onları açıp söyleyen kişiler, sana en uzak, en menfur kişiler olsunlar. Tabii ki insanlarda ayıp olabilir; valiyse bunları örtmeye en layık olan kişidir.
Öyleyse, halkın sana kapalı olan ve bilmediğin ayıplarını açmaya kalkışmayasın; ayıpları elinden geldikçe ört ki, Allah da senin, raiyetinden gizlenmesini sevdiğin ayıplarını örtsün. Halka karşı her türlü kin bağını çöz.
Halkın kalbinde sana karşı kin oluşturacak işlerden sakın; özür dileyenin özrünü kabul et; hadleri şüpheyle uzaklaştır (kesin olarak ispatlanmayan bir suça had uygulama); sence doğru olmayan şeyleri, bilmezlikten gel.
Halkın kötülüğünü söyleyenlerin sözlerini, hemencecik tasdik etme. Çünkü halkın kötülüğünü söyleyen, öğütçülere benzese bile garaz (kötü niyet) sahibidir." (Hasan b. Ali el-Harrani, Tuhefu'l Ukul eserinden)
Allah'ın kullarına zulmedenin düşmanıysa Allah'tır, kulları değil; Allah ise düşmanlık ettiği kimsenin delilini batıl kılar ve bu kimse, zulümden vazgeçip tövbe edinceye dek Allah'la savaş hâlinde olur.
Allah'ın nimetlerini zail eden şeyler içinde zulümden daha güçlüsü yoktur. Allah mazlumların dualarını duymaktadır ve zalimlere karşı ise pusuda beklemektedir. Böyle bir kimse, dünya ve ahirette helak olur.
Sen, hakka en yakın ve adaleti kapsamlı olan ve halkı (hoşnutlukta) daha çok bütünleştiren işleri daha fazla sevmelisin.
Çünkü umumun öfkesi ve rahatsızlığı, yakınların rızasını ve hoşnutluğunu yok eder ve hiçe çevirir; ama umumun rızası kazanıldığı durumda yakınların ve ileri gelenlerin rahatsızlığı ve öfkesi affedilir.
Raiyetten (halktan) hiç kimse, valiye yükü daha ağır olan, bela zamanı ona en az yardım eden, adaletten hoşlanmayan, isteklerinde çok ısrar eden, kendilerine iyilik yapıldığı zaman en az teşekkür eden, iyilikte bulunulmadığı zaman mazereti çok geç kabul eden, zamanın zorluklarına daha az dayanan valinin yakınları gibi değildir.
Hâlbuki dinin direği olan, Müslümanların genelini teşkil eden ve düşmanlar karşısında duran halk kitlesidir; öyleyse onlara yönelmeli ve onlara meyil etmelisin. Yararı daha genel ve akıbeti daha hayırlı olan işlere koyulmalısın. Kuvvet yalnızca Allah'tandır.
İnsanların ayıplarını gözetleyen, onları açıp söyleyen kişiler, sana en uzak, en menfur kişiler olsunlar. Tabii ki insanlarda ayıp olabilir; valiyse bunları örtmeye en layık olan kişidir.
Öyleyse, halkın sana kapalı olan ve bilmediğin ayıplarını açmaya kalkışmayasın; ayıpları elinden geldikçe ört ki, Allah da senin, raiyetinden gizlenmesini sevdiğin ayıplarını örtsün. Halka karşı her türlü kin bağını çöz.
Halkın kalbinde sana karşı kin oluşturacak işlerden sakın; özür dileyenin özrünü kabul et; hadleri şüpheyle uzaklaştır (kesin olarak ispatlanmayan bir suça had uygulama); sence doğru olmayan şeyleri, bilmezlikten gel.
Halkın kötülüğünü söyleyenlerin sözlerini, hemencecik tasdik etme. Çünkü halkın kötülüğünü söyleyen, öğütçülere benzese bile garaz (kötü niyet) sahibidir." (Hasan b. Ali el-Harrani, Tuhefu'l Ukul eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.