AKP İstanbul milletvekili Türkan Dağoğlu’ndan gelen e–postadan biliyor musunuz ne çıktı?
Paskalya yortusunu kutlama mesajı.
Mesajında, Hıristiyan yurttaşlarımızın Paskalya yortusunu kutladıktan sonra, dünyada yaşanan onca acı, mutsuzluk ve gözyaşına rağmen Türkiye’de yaşanan birliktelikten dem vuruyorlar.
İyi de dünyada yaşanan onca savaş, acı, gözyaşı, hem de onlarca kez bu Paskalyalıların eseri olarak yaşanmıyor mu?
Onlar değil mi masum insanların üzerine, gözyaşı, acı, feryat–u figan yağdıran?
Canı istediği zaman, canı istediği gibi, canı istediği yerde canilik yapanlar onlar değil mi?
Her canı istediğini yapan cani, kendi dışındaki canilikleri de istediği zaman önleme imkân ve iktidarına sahip demektir.
Tabii, onda da asıl cani kendisi değilse.
Hayır, biz yapmıyoruz, dışımızdakiler yapıyor, müdahalede bulunmak da bize düşüyor yalanına bir an kandığımızı sansınlar. Ama, senin hakim olduğun dünyada işlenen her kabahatten sen sorumlusun.
Dicle kenarında kurdun kaptığı kuzudan sorumlu olmak misali.
Yoksa senin Paskalyan mı ilham kaynağın bütün bu yaptıklarına?
Tanrı’nın Bush’u Irak’ı işgale icbar etmesi misali.
AKP’li Sayın Tükan Dağoğlu’nun e–postası şöyle.
Yüzyıllardır bu topraklarda yan yana, kardeşçe yaşadığımız Hıristiyan yurttaşlarımızın Paskalya yortusunu tebrik ediyor; kendilerine huzur ve mutluluk dolu günler diliyorum.
Dünyada yaşanan onca savaş, acı, mutsuzluk, gözyaşı karşısında Türkiye’de her sene tüm renkleriyle sergilenen bu güzel birliktelik, uluslararası camianın gözünde bir örnek oluşturmalıdır.
Birlikte parçası olduğumuz ve birlikte yaşama kültürü içinde zevk aldığımız bu nadide güzelliklerin sunduğu atmosferin, tüm dünyanın takdir ettiği bir model teşkil etmesi, en büyük temennimdir.
Prof. Türkan DAĞOĞLU
Ak Parti İstanbul Milletvekili
Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Başkanvekili
Asırlardır talepsizlik yüzünden kapalı yüzlerce kiliseyi, devletin trilyonlarca lirası ile restore ettirip “ayine” hazırlayanlar, şimdi de Müslüman Türk toplumuna Paskalyayı mı içselleştiriyorlar diye düşündüm bir an.
Sadece bana ve yanlışlıkla gönderildiyse ne âlâ.
Ya benim gibi yüzlerce insana ulaştırıldıysa?
Ya içlerinden birinin gönlü Paskallaştırıldıysa?
Hem sonra benim ismim Müslim.
Aman efendim, şu ülkede AKP sayesinde nice Müslüman Paskalya ile kandil arasında hiçbir fark görmüyor artık diyebilirsiniz.
Ama biz taa baştan duruşumuzu net olarak ortaya koyduk.
Hem düşünürüm.
AKP sayesinde ve AB’ye girme ham hayali uğruna Müslüman Türk toplumunda oluşturulan haçlı sevgisi ve sevdası acaba nereye varır?
Gelen bir başka e–posta da ise Cemal Atalar bir video gönderdi.
AKP’yi kuranların şaşkınlık veren (hatta ibretlik) değişimini konu ediniyor bu videolar. Montaj falan değil, orijinal.
Bu videolardan biri ise, 08.03.1995 tarihinde TBMM’de konuşan Sayın Abdullah Gül’e ait.
Şöyle diyor o konuşmasında özetle:
“Türkiye’nin AB’ye giremeyeceği kesindir. Çünkü Avrupa Birliği bir Hıristiyan birliğidir. Bunu biz söylemiyoruz, birliği kuranlar söylüyor…”
Eee, nerden nereye, atla dereye.
Son bir not: Bana gönderilen bu e–posta ülkemin, kerametleri kendinden fersah fersah önde giden “mübarek” zatlarına da gönderildiyse sorun yok.
Paskalya yortusunu kutlama mesajı.
Mesajında, Hıristiyan yurttaşlarımızın Paskalya yortusunu kutladıktan sonra, dünyada yaşanan onca acı, mutsuzluk ve gözyaşına rağmen Türkiye’de yaşanan birliktelikten dem vuruyorlar.
İyi de dünyada yaşanan onca savaş, acı, gözyaşı, hem de onlarca kez bu Paskalyalıların eseri olarak yaşanmıyor mu?
Onlar değil mi masum insanların üzerine, gözyaşı, acı, feryat–u figan yağdıran?
Canı istediği zaman, canı istediği gibi, canı istediği yerde canilik yapanlar onlar değil mi?
Her canı istediğini yapan cani, kendi dışındaki canilikleri de istediği zaman önleme imkân ve iktidarına sahip demektir.
Tabii, onda da asıl cani kendisi değilse.
Hayır, biz yapmıyoruz, dışımızdakiler yapıyor, müdahalede bulunmak da bize düşüyor yalanına bir an kandığımızı sansınlar. Ama, senin hakim olduğun dünyada işlenen her kabahatten sen sorumlusun.
Dicle kenarında kurdun kaptığı kuzudan sorumlu olmak misali.
Yoksa senin Paskalyan mı ilham kaynağın bütün bu yaptıklarına?
Tanrı’nın Bush’u Irak’ı işgale icbar etmesi misali.
AKP’li Sayın Tükan Dağoğlu’nun e–postası şöyle.
Yüzyıllardır bu topraklarda yan yana, kardeşçe yaşadığımız Hıristiyan yurttaşlarımızın Paskalya yortusunu tebrik ediyor; kendilerine huzur ve mutluluk dolu günler diliyorum.
Dünyada yaşanan onca savaş, acı, mutsuzluk, gözyaşı karşısında Türkiye’de her sene tüm renkleriyle sergilenen bu güzel birliktelik, uluslararası camianın gözünde bir örnek oluşturmalıdır.
Birlikte parçası olduğumuz ve birlikte yaşama kültürü içinde zevk aldığımız bu nadide güzelliklerin sunduğu atmosferin, tüm dünyanın takdir ettiği bir model teşkil etmesi, en büyük temennimdir.
Prof. Türkan DAĞOĞLU
Ak Parti İstanbul Milletvekili
Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Başkanvekili
Asırlardır talepsizlik yüzünden kapalı yüzlerce kiliseyi, devletin trilyonlarca lirası ile restore ettirip “ayine” hazırlayanlar, şimdi de Müslüman Türk toplumuna Paskalyayı mı içselleştiriyorlar diye düşündüm bir an.
Sadece bana ve yanlışlıkla gönderildiyse ne âlâ.
Ya benim gibi yüzlerce insana ulaştırıldıysa?
Ya içlerinden birinin gönlü Paskallaştırıldıysa?
Hem sonra benim ismim Müslim.
Aman efendim, şu ülkede AKP sayesinde nice Müslüman Paskalya ile kandil arasında hiçbir fark görmüyor artık diyebilirsiniz.
Ama biz taa baştan duruşumuzu net olarak ortaya koyduk.
Hem düşünürüm.
AKP sayesinde ve AB’ye girme ham hayali uğruna Müslüman Türk toplumunda oluşturulan haçlı sevgisi ve sevdası acaba nereye varır?
Gelen bir başka e–posta da ise Cemal Atalar bir video gönderdi.
AKP’yi kuranların şaşkınlık veren (hatta ibretlik) değişimini konu ediniyor bu videolar. Montaj falan değil, orijinal.
Bu videolardan biri ise, 08.03.1995 tarihinde TBMM’de konuşan Sayın Abdullah Gül’e ait.
Şöyle diyor o konuşmasında özetle:
“Türkiye’nin AB’ye giremeyeceği kesindir. Çünkü Avrupa Birliği bir Hıristiyan birliğidir. Bunu biz söylemiyoruz, birliği kuranlar söylüyor…”
Eee, nerden nereye, atla dereye.
Son bir not: Bana gönderilen bu e–posta ülkemin, kerametleri kendinden fersah fersah önde giden “mübarek” zatlarına da gönderildiyse sorun yok.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Ana-baba hakları-2 / 30.04.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024