ABD'ye boşuna kızıyoruz? "Benim teröristim gerçek terörist, seninki koftiden terörist" deyince kıyametleri boşuna koparıyoruz! Neden mi?Önce kendimiz inanmalıyız PKK'nın terörist bir örgüt olduğuna, masum sivilleri katlettiğine ve bu terör belasıyla canla başla mücadele etmemiz gerektiğine. Sonra kalkıp, ABD'ye, Avrupa'ya vesair düvel-i muazzama artıklarına hesap sormalıyız terörde ikiyüzlülük yapmayın diye. Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'ün "kısıtlanmış yetki" siteminden sonra Bakanlar Kurulu acilen toplandı. Toplantı sonrasında basına yansıdığı kadarıyla Başbakan Erdoğan oldukça haklı ve de mağrur bir edayla "bizden yetki istendi de biz mi vermedik" diyerek, Demirel üslubunu nasıl da özümsediğini dosta düşmana göstermiş. Sayın Başbakan madem yetki verme noktasında bir sıkıntınız yoktu da, neden o yetkileri kaldırdınız diye sormak gerekiyor. Sonra da kalkıp "siz yetki isteyin, biz verelim" diye Kasımpaşalı tavırlarla ahkam kesmek de nereden çıktı?Asker "terörle mücadele elim kolum bağlandı, adamlar C4'leri, mayınları şehirden şehre araçlarla dolaştırıyor, ben o araçları yolda durdurup arayamıyorum bile" diye yakınıyor, Başbakan Erdoğan yetki vermekten bahsediyor. AB istedi diye yapılan sözde reformlarla Terörle Mücadele Yasası'nın 8. maddesini kaldıran hükümet bakın askerin elini kolunu nasıl bağladı. AB'ye uyum kapsamında 2003'te kaldırılan Terörle Mücadele Yasası'nın 8. maddesi "devletin bölünmezliği aleyhine propaganda" suçunu düzenliyordu. Maddeye göre, bütünlüğü bozmak amacıyla propaganda yapanlar, eylemin herhangi bir örgütle bağlantısı olsun veya olmasın 1 yıldan 3 yıla kadar hapisle cezalandırılıyordu. Kaldırılan TMY 8, "bölünmez bütünlüğe aykırı bulunan her türlü söz, yazı, resim, konuşma vb. eylemin cezalandırılmasını sağlıyordu. Yeni TCK'daki düzenleme ise sadece bir örgüte yandaş kazandırmaya yönelik örgüt amacına uygun propaganda suçunu cezalandırıyor.Avrupa Birliği istedi diye AKP hükümetinin kısıtladığı yetkilerden bazılarını şöyle sıralayabiliriz:Asker kendi yetkisini kullanarak kırsal alanda teröristleri etkisiz hale getirmek için operasyon yapamıyor. Güvenlik güçleri artık yollarda arama yapamıyor. Yol kontrolleri ve aramalarda karşılaşılan yetki kısıtlamasını teröristler çok iyi değerlendiriyor. Bir yerden bir yere gitmesi gereken teröristler, sivil kıyafetlerini giyip acil durumlarda yolculuklarını araçlarla yapıyor. PKK yanlısı televizyonlarda, çatışmalardan yarım saat sonra öldürüldüğü öne sürülen teröristlerin kod isimleri açıklanıyor. Çocuklarının örgütteki kod isimlerini bilen aileler, bu haber üzerine çocuklarını güvenlik güçlerinden almak için başvuruyor. Eğer, cesedi kendilerine teslim etmezlerse, güvenlik güçleri hakkında şikayette bulunuluyor ve haklarında soruşturma başlatılıyor. Çatışma bölgesinde öldürülen, örneğin 3 teröristten birisinin yanında eğer silah bulunamazsa, güvenlik güçlerinin masum insanı öldürdüğü öne sürülüp görevliler hakkında dava açılıyor. Evet bütün bunları 2003 yılında yasalaştıran AKP hükümeti şimdi çıkmış "yetki vermekten" bahsediyor. Peki Avrupalı İngiltere ne yapıyor? Bırakın teröre açık destek vermeyi, terörü övenleri bile "vatana ihanet" suçundan ömür boyu hapse mahkum ediyor. Bu suçtan 3 imam ömür boyu hapse mahkum edildi bile.Türkiye böyle bir "ihanet-i vataniye" kanununu çıkarmadan, vatan hainlerini bu şekilde cezalandırmadan sükûn ortamına kavuşması mümkün değil. Bu saatten sonra Avrupa karşı çıkar, insan haklarına aykırı diye bir bahaneyi hiç kimse öne süremez. Çünkü Avrupa'nın bizzat kendisi terörle mücadelede bu yöntemi kullanıyor. Hükümet askerle arasındaki "yetki isteyin, verelim" diyaloğundan haz duyuyor olabilir ama aynı hazzı Türkiye düşmanlarına daha fazla yaşatmadan bu soruna bir nokta koymanın vakti geldi de geçiyor bile.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Alperen Polat / diğer yazıları
- Sadaka sosyalizmi / 17.04.2013
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012