İdlib'de süreç işliyor
Suriye'de hükümet karşıtı muhaliflerin son kalesi İdlib'de Türkiye'nin girişimi ile hayata geçirilen silahsızlanma bölgesindeki tüm ağır silahlar çıkarıldı. Silahtan arındırılmış bölgede Türk ve Rus askerlerinin ortaklaşa gerçekleştireceği devriye görevi ise hafta başı başlayacak
13.10.2018 00:00:00





HABER MERKEZİ
Suriye hükümeti, ülkede isyanların başladığı ilk kent olan Dera'da kontrolü Temmuz ayında sağlayınca, ülkede muhaliflerin kontrolündeki son kent olarak İdlib geriye kalmıştı. Son iki yıllık dönemde Suriye ordusunun kontrolü sağladığı yerlerden kaçan sivil ve muhaliflerin gelişiyle nüfusu 4 milyona ulaşan İdlib, 'Küçük Suriye' diye adlandırılıyordu.
Suriye hükümeti ve Rusya güçlerinin Ağustos ayında operasyona hazırlandığı İdlib'de insani bir dram yaşanmaması için harekete geçen Türkiye, 7 Eylül'de İran'ın başkenti Tahran'da yapılan üçlü zirvenin ardından 17 Eylül'de Rusya'nın Soçi kentinde diplomasi trafiğini sonuçlandırdı.
Soçi'de yapılan zirvede Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, İdlib'de muhalifler ile hükümet birlikleri arasında 15 kilometrelik silahtan arındırılmış bölge kurulması mutabakatına vardı. İmza altına alınan mutabakat kapsamında hükümet ve muhalif güçler arasındaki cephe hatları arasındaki 15 kilometrelik bölgelerde ağır silahların çıkarılması kararlaştırıldı. Bu kararın ardından İdlib kırsalına yönelik hava saldırıları sona erdi, karadan yapılan saldırılar da en düşük seviyeye indi. Mutabakatın ardından tansiyonun düştüğü kentte insanlar rahat nefes almaya başlarken, saldırılar nedeniyle köy ve kasabalarını terk edenler de yeniden evlerine döndü.
Suriye hükümeti ve Rusya güçlerinin Ağustos ayında operasyona hazırlandığı İdlib'de insani bir dram yaşanmaması için harekete geçen Türkiye, 7 Eylül'de İran'ın başkenti Tahran'da yapılan üçlü zirvenin ardından 17 Eylül'de Rusya'nın Soçi kentinde diplomasi trafiğini sonuçlandırdı.
Soçi'de yapılan zirvede Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, İdlib'de muhalifler ile hükümet birlikleri arasında 15 kilometrelik silahtan arındırılmış bölge kurulması mutabakatına vardı. İmza altına alınan mutabakat kapsamında hükümet ve muhalif güçler arasındaki cephe hatları arasındaki 15 kilometrelik bölgelerde ağır silahların çıkarılması kararlaştırıldı. Bu kararın ardından İdlib kırsalına yönelik hava saldırıları sona erdi, karadan yapılan saldırılar da en düşük seviyeye indi. Mutabakatın ardından tansiyonun düştüğü kentte insanlar rahat nefes almaya başlarken, saldırılar nedeniyle köy ve kasabalarını terk edenler de yeniden evlerine döndü.
Ağır silahlar cepheden çekildi
17 Eylül'de varılan ve sivilleri mutlu eden mutabakat; ilk etapta İdlib'deki silahlı güçler arasında ise görüş ayrılığına yol açtı. Kentin önemli bölümünde söz sahibi olan Heyeti Tahriri Şam (HTŞ), radikal görüşleri ile ön plana çıkan Ceyş El İzze ve bazı küçük gruplar, mutabakat zaptına uymayacaklarını dile getirdi.
Ancak, aradan geçen süre içerisinde üye sayısı ve etki alanı ile ön plana çıkan Ahrar'uş Şam ve Feylak Şam'ın da aralarında olduğu 16 grubun bir araya gelmesiyle kurulan Ulusal Kurtuluş Cephesi ve diğer ılımlı muhaliflerin mutabakata uyacaklarını ilan etmesi ve yine sivillerin baskısıyla HTŞ ile Ceyş El İzze geri adım atmak zorunda kaldı. Bu gelişmelerin ardından 10 Ekim tarihinde cephe hattındaki tüm ağır silahlar silahsızlanma bölgesinden çıkarılmış oldu.
Ağır silahların çıkarıldığı cephe hatlarında artık sadece muhalif güçler hafif silahları ile nöbet tutuyor. Ağır silahların çıkarılmasının ardından muhalifler, olası bir saldırıya karşı cephe hatlarını güçlendiriyor. Mevcut cephe hatlarında ağır silahların çıkarılmasının ardından toprak setler oluşturan muhalifler, gözetleme yaptıkları alanların çevresini de kum torbaları ile güçlendirdi.
Ancak, aradan geçen süre içerisinde üye sayısı ve etki alanı ile ön plana çıkan Ahrar'uş Şam ve Feylak Şam'ın da aralarında olduğu 16 grubun bir araya gelmesiyle kurulan Ulusal Kurtuluş Cephesi ve diğer ılımlı muhaliflerin mutabakata uyacaklarını ilan etmesi ve yine sivillerin baskısıyla HTŞ ile Ceyş El İzze geri adım atmak zorunda kaldı. Bu gelişmelerin ardından 10 Ekim tarihinde cephe hattındaki tüm ağır silahlar silahsızlanma bölgesinden çıkarılmış oldu.
Ağır silahların çıkarıldığı cephe hatlarında artık sadece muhalif güçler hafif silahları ile nöbet tutuyor. Ağır silahların çıkarılmasının ardından muhalifler, olası bir saldırıya karşı cephe hatlarını güçlendiriyor. Mevcut cephe hatlarında ağır silahların çıkarılmasının ardından toprak setler oluşturan muhalifler, gözetleme yaptıkları alanların çevresini de kum torbaları ile güçlendirdi.
Pazartesi ortak devriyeler başlıyor
15 Ekim'den (yarın) itibaren Türk ve Rus askerleri güvenliği sağlama, mutabakatın ihlalini engelleme amacıyla silahtan arındırılmış bölgede devriye görevi yapacak. Bu tarihten önce ise Astana mutabakatı kapsamında garantör ülke Türkiye'nin kurduğu 12 gözlem noktasında 'Gerginliği Azaltma Kontrol Gücü' olarak İdlib'de bulunan Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) birlikleri, silahtan arındırılmış bölgedeki gelişmeleri devriye görevi öncesi drone ile sürekli olarak gökyüzünden kontrol ediyor.
Drone görüntüleri ile TSK birlikleri, cephe hatlarındaki hareketlilik ve ağır silahların tahliyesini adım adım takip etti. TSK birlikleri zırhlı araçlarla devriye görevi yapacağı güzergahı, gökyüzünden drone ve insansız hava araçları ile sürekli izleyecek.
Drone görüntüleri ile TSK birlikleri, cephe hatlarındaki hareketlilik ve ağır silahların tahliyesini adım adım takip etti. TSK birlikleri zırhlı araçlarla devriye görevi yapacağı güzergahı, gökyüzünden drone ve insansız hava araçları ile sürekli izleyecek.
HTŞ, İdlib'de tasfiye edilecek
Öte yandan, Türkiye ve neredeyse tüm dünyanın varlığından rahatsızlığını sürekli dile getirdiği HTŞ ise adım adım kırsal bölgelerden çıkarılarak İdlib şehir merkezine sıkıştırılıyor. Son süreçte Ulusal Kurtuluş Cephesi bileşenlerinden Nureddin Zengi ile Feylaş Şam grupları, özellikle Halep'in batısındaki bölgelerde bulunan HTŞ unsurlarını aralarında çıkan çatışma sonrası uzaklaştırdı. Halep'in batısındaki bölgelerden çekilen HTŞ üyeleri, örgütün merkezi konumundaki İdlib'e çekilmek zorunda kaldı. Yaşanan bu gelişme sonrası, Ulusal Kurtuluş Cephesi bileşenleri kırsal bölgelerdeki HTŞ unsurlarını benzer yöntemler ile püskürterek İdlib şehir merkezinde sıkıştırmayı hedefliyor. Cisr Eş Şuğur ilçesinin de Ulusal Kurtuluş Cephesi'nin düzenleyeceği operasyon ile HTŞ'den arındırılması hedefleniyor. Zamana yayılarak yapılacak bu uygulama sonunda HTŞ'nin sadece İdlib kent merkezine sıkıştırılması ve burada da uluslararası baskı, ılımlı muhalefeti benimseyen siviller ve örgüt içerisinde başlaması beklenen çözülmemeler ile radikal görüşte olanların tasfiyesi amaçlanıyor.
Radikaller Hurrasuddin etrafında toplanıyor
İdlib'de Heyeti Tahriri Şam (HTŞ) dışında, sayısal gücü az olsa da, radikal görüşleri ile ön plana çıkan El Kaide ile doğrudan bağlantılı Hurrasuddin örgütü kenti bekleyen tehlike olarak görülüyor. İdlib ile ilgili kararın Suriyelilerin dışında alınmasına tepki gösterenler ile HTŞ'nin geri adım atmasını hazmedemeyen radikallerin yeni adresi Hurrasuddin oldu.
Muhalif grupların mutabakata bağlı olarak ağır silahlarını çekmesi, radikallerin de sahadaki aktörlerin arasından çıkarılacak olmasını eleştirerek taban kazanmaya çalışması, ilerleyen günlerde Hurrasuddin isminin daha fazla duyulacağının sinyali olarak yorumlanıyor. Bu örgütün, İdlib ve çevresinde DEAŞ terör örgütünün uyuyan hücrelerini de aktif hale getirip bünyesine katarak güçlenmeyi hedeflediği de konuşulan senaryolar arasında yer alıyor.
Muhalif grupların mutabakata bağlı olarak ağır silahlarını çekmesi, radikallerin de sahadaki aktörlerin arasından çıkarılacak olmasını eleştirerek taban kazanmaya çalışması, ilerleyen günlerde Hurrasuddin isminin daha fazla duyulacağının sinyali olarak yorumlanıyor. Bu örgütün, İdlib ve çevresinde DEAŞ terör örgütünün uyuyan hücrelerini de aktif hale getirip bünyesine katarak güçlenmeyi hedeflediği de konuşulan senaryolar arasında yer alıyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.