Peygamber Efendimiz'in insan olarak kıyamete kadar devam eden bir yönü var. Ruhaniyeti diridir. Yani siz O'nu öldü zannederseniz yanılırsınız. Nesi, cesedi aramızdan ayrıldı. Ruhaniyeti tasarruf ediyor.
Cenab-ı Hak şehitler için ne buyuruyor?: "Allah yolunda öldürülenleri sakın ölü sanmayın. Bilakis onlar diridirler; Allah'ın, lütuf ve kereminden kendilerine verdikleri ile sevinçli bir halde Rableri yanında rızıklara mazhar olmaktadırlar. Arkalarından gelecek ve henüz kendilerine katılmamış olan şehit kardeşlerine de hiçbir keder ve korku bulunmadığı müjdesinin sevincini duymaktadırlar." (Al-i İmran, 3/169-170)Şehit diri olur da bütün şehitlerin şefaatine muhtaç olduğu O yüce peygamber diri olmaz mı? Kaldı ki, İslamî kaynaklar şu hususa dikkat çeker. Hendek Savaşı'nda bir Yahudi kadının zehirli et su-i kastinden zehirlenmiş, ve son günlerinde bu zehrin sebebiyle büyük acılar çekerek ruhunu teslim ettiği için Hz. Peygamber (as) şehit olarak ruhunu teslim ettiği kabul edilmiştir. "Bana bir mümin selam verdiği zaman Allah bir melekle ruhumu bana iade eder ve ben o müminin selamına mukabele ederim" (Müsned, Ahmet b. Hambel, c. 2/367) hadis-i şerifi de Hz. Peygamber'in (as) her an ruhaniyetiyle diri olduğunun bir başka delilidir. Nitekim Hacc'a giden arkadaşlar bazen harikulade hallerden bahsediyor. Diyelim bir tanesinde psikolojik bir hal oldu. İkincisinde oldu. Milyonlarca insanda hep böyle mi olur? Sonra bu psikoloji niye burada olmuyor da orada oluyor? Bu eğer geçmişe ait bir hal olmuş olsaydı o zaman Allah'ın adaletinden şüphe etmek gerekmez miydi? Haşa! O, adil-i mutlaktır. "Bizi ondan sorumlu tutacağına göre bize göndermediği, vermediği şeyden nasıl sorumlu tutabilir?" demez mi insan. Bu, kıyamete kadar bakidir. Hiç endişeniz olmasın. *** Mümin, Müslüman bir millet olduğumuz için akıl baliğ olduktan sonra sorumluyuz. Onun için bu kılamadığımız farz namazlar varsa onları kaza olarak eda edeceğiz. Burada mezhep imamlarımız kolaylık olsun diye bazı içtihadlarda bulunmuşlar. Mesela İmam-ı Şafii Hazretleri buyurmuş ki, "Kaza namazları olan kardeşlerimiz sünnetinin yerine farzı eda etsin diyor. Arkadaşlar bunu da yapabilir. Benim bütün mezhep imamlarına saygım sonsuz. Ama ben olsam ne yaparım? Sünneti de kılarım, farzların kazasını da eda ederim. Kaza edilecek namazlar sadece farzlar ve bir de vitir namazıdır. Dört rekatlık bir sünnet senin dört dakikanı alır. Bundan kaçınmayalım ve sünnetleri de kılalım...
RAMAZAN SOHBETLERİ / Prof. Dr Haydar BAŞ'ın kaleminden Hikmetin Sırları
Cenab-ı Hak şehitler için ne buyuruyor?: "Allah yolunda öldürülenleri sakın ölü sanmayın. Bilakis onlar diridirler; Allah'ın, lütuf ve kereminden kendilerine verdikleri ile sevinçli bir halde Rableri yanında rızıklara mazhar olmaktadırlar. Arkalarından gelecek ve henüz kendilerine katılmamış olan şehit kardeşlerine de hiçbir keder ve korku bulunmadığı müjdesinin sevincini duymaktadırlar." (Al-i İmran, 3/169-170)Şehit diri olur da bütün şehitlerin şefaatine muhtaç olduğu O yüce peygamber diri olmaz mı? Kaldı ki, İslamî kaynaklar şu hususa dikkat çeker. Hendek Savaşı'nda bir Yahudi kadının zehirli et su-i kastinden zehirlenmiş, ve son günlerinde bu zehrin sebebiyle büyük acılar çekerek ruhunu teslim ettiği için Hz. Peygamber (as) şehit olarak ruhunu teslim ettiği kabul edilmiştir. "Bana bir mümin selam verdiği zaman Allah bir melekle ruhumu bana iade eder ve ben o müminin selamına mukabele ederim" (Müsned, Ahmet b. Hambel, c. 2/367) hadis-i şerifi de Hz. Peygamber'in (as) her an ruhaniyetiyle diri olduğunun bir başka delilidir. Nitekim Hacc'a giden arkadaşlar bazen harikulade hallerden bahsediyor. Diyelim bir tanesinde psikolojik bir hal oldu. İkincisinde oldu. Milyonlarca insanda hep böyle mi olur? Sonra bu psikoloji niye burada olmuyor da orada oluyor? Bu eğer geçmişe ait bir hal olmuş olsaydı o zaman Allah'ın adaletinden şüphe etmek gerekmez miydi? Haşa! O, adil-i mutlaktır. "Bizi ondan sorumlu tutacağına göre bize göndermediği, vermediği şeyden nasıl sorumlu tutabilir?" demez mi insan. Bu, kıyamete kadar bakidir. Hiç endişeniz olmasın. *** Mümin, Müslüman bir millet olduğumuz için akıl baliğ olduktan sonra sorumluyuz. Onun için bu kılamadığımız farz namazlar varsa onları kaza olarak eda edeceğiz. Burada mezhep imamlarımız kolaylık olsun diye bazı içtihadlarda bulunmuşlar. Mesela İmam-ı Şafii Hazretleri buyurmuş ki, "Kaza namazları olan kardeşlerimiz sünnetinin yerine farzı eda etsin diyor. Arkadaşlar bunu da yapabilir. Benim bütün mezhep imamlarına saygım sonsuz. Ama ben olsam ne yaparım? Sünneti de kılarım, farzların kazasını da eda ederim. Kaza edilecek namazlar sadece farzlar ve bir de vitir namazıdır. Dört rekatlık bir sünnet senin dört dakikanı alır. Bundan kaçınmayalım ve sünnetleri de kılalım...
RAMAZAN SOHBETLERİ / Prof. Dr Haydar BAŞ'ın kaleminden Hikmetin Sırları
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.