Mevlana Celaleddin-i Rumi, şüphesiz ki, pek çok sahada ciltlerce eser vererek, cihanşümul öğütlerle insanlığı aydınlatmaya çalışmıştır. Ancak; değerleri yerli yerine oturtabilmek bakımından, temele, kaynağa, ana mecraya inmek, onun verdiklerini çarpıtmadan kavramak ve nakletmek gerekir.
Bu hususta "aşk" hakkındaki sözleri ibretlerle doldur, Mevlana sevdalısı şair Feyzi Halıcı, "Mevlana Güldestesi" adlı kitabındaki "Mevlana'nın Şiir Dünyası" başlıklı yazısında şöyle diyor: "...Ve kainatın Hak katında süresiz bir dönüş-içre oluşunun gönülce, dilce bilinişi; yedi asır önce madde-mana esprisiyle bilime imzasını atan Mevlana'nın şiirine kulak verelim:
"Senin ışığınla, senin yüceliğinle boyum yüceliyor, aşkınla bir iken yüz oluyorum. Sen, sen oldukça çevrende dönüp duruyorum. Ben sen olduktan sonra da kendi çevremde dönüyorum artık." Güzel sanatların üç boyutlu görünümünde Mevlana niceye bir seziş, duyuş ve var oluş halini yakalayınca önce: "Sureta derviş olan, olgun erin aşk varlığının zekatını nasıl tadar? Mesnevi manadır, feülün failat değildir." der, sonra son ve gerçek görüşünü açıklar: "Şiir ne oluyor ki ben ondan laf edeyim. Benim bir başka fen ve hünerim vardır ki o, şairlerin fenlerinden başkadır."
İşte gezegenlerin ve dünyanın dönüşünü ve bunun sebebini mısra mısra dile getiren gönül şairi Mevlana:
"Önce öz sevgi vardı, sınırsız aşk vardı, dost;
İlahi bir müjde saklardı dağların ardı, dost;
Aşkın dalgasındandır dönüşü gezegnelerin,
Aşk olmasaydı eğer şu dünya donardı dost." (s.4)
Evet; "Aşk olmasaydı, dünya donar kalırdı." diyor. Mevlana Hazretleri. İşte O'ndan birkaç gönül incisi daha:
"İnsan gözden ibarettir. Geri kalan deridir. Göz de dostu gören göze derler."
"Edebsiz, yalnız kendine kötülük etmez; bütün çevreye ateş saçar."
"Aşıklık gönül iniltisinden belli olur; gönül hastalığı gibi hiçbir hastalık yoktur."
"Ümitsizlik köyüne gitme; ümitler var. Karanlığa doğru yürüme, güneşler var."
"Bilgi, mal, mevki ve hüküm, kötü yaradılışlı kişilerin elinde fitnedir."
"Kötülükte bulundun mu kork, emin olma. Çünkü yaptığın kötülük bir tohumdur."
"Takdir haktır ama, kulun çalışması da hak. Kendine gel de koca şeytan gibi kör olma."
Ve:
"Varlığını, o varlığı meydana getirenin varlığında, bakırı kimya içinde eritir yok eder gibi erit, yok et (de altın ol. )"
Bu hususta "aşk" hakkındaki sözleri ibretlerle doldur, Mevlana sevdalısı şair Feyzi Halıcı, "Mevlana Güldestesi" adlı kitabındaki "Mevlana'nın Şiir Dünyası" başlıklı yazısında şöyle diyor: "...Ve kainatın Hak katında süresiz bir dönüş-içre oluşunun gönülce, dilce bilinişi; yedi asır önce madde-mana esprisiyle bilime imzasını atan Mevlana'nın şiirine kulak verelim:
"Senin ışığınla, senin yüceliğinle boyum yüceliyor, aşkınla bir iken yüz oluyorum. Sen, sen oldukça çevrende dönüp duruyorum. Ben sen olduktan sonra da kendi çevremde dönüyorum artık." Güzel sanatların üç boyutlu görünümünde Mevlana niceye bir seziş, duyuş ve var oluş halini yakalayınca önce: "Sureta derviş olan, olgun erin aşk varlığının zekatını nasıl tadar? Mesnevi manadır, feülün failat değildir." der, sonra son ve gerçek görüşünü açıklar: "Şiir ne oluyor ki ben ondan laf edeyim. Benim bir başka fen ve hünerim vardır ki o, şairlerin fenlerinden başkadır."
İşte gezegenlerin ve dünyanın dönüşünü ve bunun sebebini mısra mısra dile getiren gönül şairi Mevlana:
"Önce öz sevgi vardı, sınırsız aşk vardı, dost;
İlahi bir müjde saklardı dağların ardı, dost;
Aşkın dalgasındandır dönüşü gezegnelerin,
Aşk olmasaydı eğer şu dünya donardı dost." (s.4)
Evet; "Aşk olmasaydı, dünya donar kalırdı." diyor. Mevlana Hazretleri. İşte O'ndan birkaç gönül incisi daha:
"İnsan gözden ibarettir. Geri kalan deridir. Göz de dostu gören göze derler."
"Edebsiz, yalnız kendine kötülük etmez; bütün çevreye ateş saçar."
"Aşıklık gönül iniltisinden belli olur; gönül hastalığı gibi hiçbir hastalık yoktur."
"Ümitsizlik köyüne gitme; ümitler var. Karanlığa doğru yürüme, güneşler var."
"Bilgi, mal, mevki ve hüküm, kötü yaradılışlı kişilerin elinde fitnedir."
"Kötülükte bulundun mu kork, emin olma. Çünkü yaptığın kötülük bir tohumdur."
"Takdir haktır ama, kulun çalışması da hak. Kendine gel de koca şeytan gibi kör olma."
Ve:
"Varlığını, o varlığı meydana getirenin varlığında, bakırı kimya içinde eritir yok eder gibi erit, yok et (de altın ol. )"
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
- RESUL BALCI: Karlar düşerken / 22.02.2025
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012