Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın 'İmam Hasan' eserinde, İmam Ali'nin, yerine vekil bırakması meselesi hakkında şu bilgilere yer veriliyor:
"Belazurî ve Taberî gibi bazı tarihçiler, Hz. Ali'nin yerine kimseyi vekil olarak bırakmadığını yazmışlardır. Belazurî bu konuda şöyle yazar: "Cündeb b. Abdillah Hz. Ali'ye gelerek oğlu Hasan'ı halife seçmek istediklerini, bu konudaki fikrini sorduğunu, Hz. Ali'nin de, 'Size bunu emretmeyeceğim gibi sizi bundan da alıkoymam' dediği rivayet edilir." (Belazurî, Kitab-u Cümel min Ensabi'l Eşraf, c.3, s.262; Taberî, Tarih, c.6, s.73).
"… Hz. Ali kendisinden sonraki halifeyi belirlemek istememiştir. Nitekim kendisine bu talepte bulunanlara Hz. Peygamberi örnek almak istediğini ifade ederek, kimseyi kendisinden sonraki halife olarak zikretmeyeceğini söylemiştir." (İbn-i Kesir, el-Bidaye ve'n-Nihaye, c.8, s.16).
Yani, bu düşünceye göre, Hz. Ali kimseyi yerine halife olarak bırakmadı. Ve bu şekilde Peygamberin yolunu izlemiş oldu. (Burada önemli bir husus şudur ki, eğer Hz. Ali iddia edildiği gibi yerine oğlu Hasan'ı vekil bırakmayarak Allah Resulü'nün yolunu izledi ise, o zaman kendisinden sonraki halifeyi işaret eden Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer, Peygamberin yolunu izlememişlerdir!).
Ancak Hz. Peygamberin yerine bir vekil tayin etmediği iddiası hiçbir şekilde gerçeklerle bağdaşmamaktadır. Bilindiği gibi Resûlullah, Veda Haccı dönüşünde Gadir-i Hum denen yerde kafileyi durdurarak bir hutbe irad etmiş ve hutbesinde açıkça Hz. Ali'yi kendisinden sonraki halife olarak ilan etmiştir.
Allah Resulü bu hutbenin 7 ayrı yerinde Hz. Ali'yi halife ve imam olarak ilan etmiştir: "Ali b. Ebi Tâlib, benim kardeşimdir, vasimdir, halifemdir.
Ey insanlar, biliniz ki, Yüce Allah, Muhacirler'e, Ensar'a ve onlara iyilikle tâbi olanlara, köylüye ve şehirliye, Arab'a ve Acem'e, özgüre ve köleye, büyüğe ve küçüğe, beyaza ve siyaha Ali'ye itaat etmeyi farz kılmış, onu imam ve yetki sahibi kılmıştır.
Benden sonra da Ali, Allah'ın emriyle sizin veliniz ve imamınızdır. İmamet makamı ondan sonra da Allah ve Resulü ile görüşeceğiniz güne kadar onun evlatlarından olan benim neslimin hakkıdır.
Ali, Allah tarafından tayin edilen imamdır.
İyi bilin ki Mü'minlerin Emiri ancak benim şu kardeşimdir. Müminlerin Emiri olmak benden sonra ondan başka hiç kimse için helal değildir.
Ey insanlar, bu Ali'dir. O benim kardeşim, vasim, ilmimi toplayan ve ümmetim arasında iman eden kimseler üzerinde halifemdir.
Ey insanlar, Ben hilafet emrini kıyamet gününe kadar imamet veraseti olarak neslime emanet ediyorum."
Resûlullah, Hz. Ali'yi insanların en üstünü olarak ilan etmiş ve ashabına ona muhalefet etmemelerini emretmiştir.
"… Ey insanlar, Ali'yi üstün bilin zira o, Allah rızık indirdiği ve yaratıklar baki kaldığı müddetçe kadın ve erkek tüm insanların en üstünüdür. Bu sözü reddeden ve onunla uyumlu olmayan kimse melundur, melundur, gazaba uğramıştır, gazaba uğramıştır." (Ravzatü'l-Muttakin, c.13, s.247; el-İhticac, c.1, s.68; Ravzatü'l-Vaizin, c.1, s.89)." (devam edecek…)
- Büyük Ortadoğu Projesi’nin Türkiye ayağı / 24.10.2024
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-II / 10.12.2020
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-I / 09.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-VI / 08.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-V / 07.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-IV / 04.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-III / 03.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-II / 02.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-I / 01.12.2020