BTP Genel Başkan Yardımcısı Dr. Kepekçi, Başbakan Erdoğan'nın Batının istekleri karşısında dik duramadığını, günü kurtarmanın hesabını yaptığını vurgulayarek, "Bugüne kadar AKP'nin ortaya koyduğu tavır ver-kurtul cinsinden olmuştur. AB süreci, bir anlaşma sürecinden ziyade bir teslimiyet süreci olmuştur" dedi
BTP Genel Başkan Yardımcısı Dr. Ahmet Hamdi Kepekçi, AB sürecinde Batının çok açık konuştuğunu ifade ederek, "Tavır ve davranışları kendi adlarına tutarlıdır. Sürecin sonu, batı için meçhul değildir. Batı AB süreci ile tarihi amacına ulaşmanın hesabı içindedir. Üstelik bu duruşundan taviz vermemektedir" dedi. Dr. Kepekçi, yazılı basın açıklaması yaparak, hüükmetin AB konusunda izlediği politikaları eleştirdi ve BTP'nin AB süreci ile ilgili görüşlerini dile getirdi.
Kıbrıs'ı istiyorlar
AB'nin müzakere tarihi vermek için isteklerinden birini Güney Kıbrıs Rum Devleti'nin Türkiye tarafından tanınması oluşturduğuna işaret eden Dr. Kepekçi, açıklamasını şu sözlerle sürdürdü: "AB'nin bu isteği sürpriz değildir. Kıbrıs Rum kesiminin daha önceden AB'ye üye olarak alınması, zaten bu talebin AB açısından altyapısını hazırlamak içindi. AB, 'madem birliğe girmek istiyorsun, o halde birlik üyesi olan Rum Devletini tanıyacaksın', yani KKTC'yi red edeceksin, Türk askerini Kıbrıs'ta işgalci kabul edeceksin demektedir. AB, ayak oyunları ile ülkemizi ve milletimizi parçalamanın hesabı ve çabası içindedir. Bu ayan beyan ortadadır."
Hükümet teslim oldu
Başbakan Erdoğan'nın Batının istekleri karşısında dik duramadığını, günü kurtarmanın hesabını yaptığını vurgulayan BTP Genel Başkan Yardımcısı Dr. Kepekçi, "İstenen tavizler konusunu zamana yaymanın hesabı içindedir. Bugüne kadar AKP'nin ortaya koyduğu tavır ver-kurtul cinsinden olmuştur. AB süreci, bir anlaşma sürecinden ziyade bir teslimiyet süreci olmuştur. Gelinen noktada AB şimdi yeni dayatmalarının hesabı içindedir. Verilen tavizler yeni tavizlerin kapısını açmaktadır. Ta ki Türk milleti ve Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ulusal yapısı ve Türkiye'nin coğrafyası elimizden çıkıncaya kadar, bu dayatma devam edecektir. Hükümet derhal AB sevdasından vazgeçmelidir. Bu süreçte çıkar Türkiye'nin değil, Avrupa'nın olmaktadır. AKP bütün bu gelişmelere sessiz kalarak hatta bu sürece çanak tutarak milletimizin değil Avrupa'nın yanında yer almaktadır. Kaybeden taraf Türk milleti, kazanan taraf Avrupalılar olmaktadır; kaybeden taraf tevhid, kazanan taraf teslis olmaktadır; kaybeden Türk işçisi, çiftçisi, esnafı, sanayicisi, askeri, sivili hâsılı bütün milletimiz olmaktadır. Şu unutulmamalıdır ki, bu kadar kaybın karşısında AKP de hesap veremeyecektir."
BTP bambaşka
bir yol izleyecek
Dr. Kepekçi, gelişmeler konusunda BTP'nin görüşlerini de şu şekilde ortaya koydu: "BTP kurulduğu ilk günden beri Türkiye'nin çözümünün Avrupa ile de Amerika ile de olmayacağını ifade etmektedir. Gelişen hadiseler, Genel Başkanımız Prof. Dr. Haydar Baş beyi teyit etmiştir. Sayın Baş'ın onlarca yıldan beri altını çizdiği tehdit ve tehlikeler artık yaşanır hale gelmiştir. Hatta bütün ülke gündemini işgal etmiş durumdadır; artık cümle âlem tarafından görülmektedir. Şimdi gelelim bu badireden nasıl kurtulacağımıza. Bu sorunların çözümü ancak ve ancak BTP iktidarı ile mümkün olacaktır. BTP'nin milli ekonomi modeliyle, sosyal devlet anlayışı ile mümkün olacaktır. Zaten BTP'yi diğer partilerden ayıran bir özellik de hadiseleri önceden görmesi ve milli çözümler üretmesidir. BTP çözüm partisidir; proje partisidir."
BTP Genel Başkan Yardımcısı Dr. Ahmet Hamdi Kepekçi, AB sürecinde Batının çok açık konuştuğunu ifade ederek, "Tavır ve davranışları kendi adlarına tutarlıdır. Sürecin sonu, batı için meçhul değildir. Batı AB süreci ile tarihi amacına ulaşmanın hesabı içindedir. Üstelik bu duruşundan taviz vermemektedir" dedi. Dr. Kepekçi, yazılı basın açıklaması yaparak, hüükmetin AB konusunda izlediği politikaları eleştirdi ve BTP'nin AB süreci ile ilgili görüşlerini dile getirdi.
Kıbrıs'ı istiyorlar
AB'nin müzakere tarihi vermek için isteklerinden birini Güney Kıbrıs Rum Devleti'nin Türkiye tarafından tanınması oluşturduğuna işaret eden Dr. Kepekçi, açıklamasını şu sözlerle sürdürdü: "AB'nin bu isteği sürpriz değildir. Kıbrıs Rum kesiminin daha önceden AB'ye üye olarak alınması, zaten bu talebin AB açısından altyapısını hazırlamak içindi. AB, 'madem birliğe girmek istiyorsun, o halde birlik üyesi olan Rum Devletini tanıyacaksın', yani KKTC'yi red edeceksin, Türk askerini Kıbrıs'ta işgalci kabul edeceksin demektedir. AB, ayak oyunları ile ülkemizi ve milletimizi parçalamanın hesabı ve çabası içindedir. Bu ayan beyan ortadadır."
Hükümet teslim oldu
Başbakan Erdoğan'nın Batının istekleri karşısında dik duramadığını, günü kurtarmanın hesabını yaptığını vurgulayan BTP Genel Başkan Yardımcısı Dr. Kepekçi, "İstenen tavizler konusunu zamana yaymanın hesabı içindedir. Bugüne kadar AKP'nin ortaya koyduğu tavır ver-kurtul cinsinden olmuştur. AB süreci, bir anlaşma sürecinden ziyade bir teslimiyet süreci olmuştur. Gelinen noktada AB şimdi yeni dayatmalarının hesabı içindedir. Verilen tavizler yeni tavizlerin kapısını açmaktadır. Ta ki Türk milleti ve Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ulusal yapısı ve Türkiye'nin coğrafyası elimizden çıkıncaya kadar, bu dayatma devam edecektir. Hükümet derhal AB sevdasından vazgeçmelidir. Bu süreçte çıkar Türkiye'nin değil, Avrupa'nın olmaktadır. AKP bütün bu gelişmelere sessiz kalarak hatta bu sürece çanak tutarak milletimizin değil Avrupa'nın yanında yer almaktadır. Kaybeden taraf Türk milleti, kazanan taraf Avrupalılar olmaktadır; kaybeden taraf tevhid, kazanan taraf teslis olmaktadır; kaybeden Türk işçisi, çiftçisi, esnafı, sanayicisi, askeri, sivili hâsılı bütün milletimiz olmaktadır. Şu unutulmamalıdır ki, bu kadar kaybın karşısında AKP de hesap veremeyecektir."
BTP bambaşka
bir yol izleyecek
Dr. Kepekçi, gelişmeler konusunda BTP'nin görüşlerini de şu şekilde ortaya koydu: "BTP kurulduğu ilk günden beri Türkiye'nin çözümünün Avrupa ile de Amerika ile de olmayacağını ifade etmektedir. Gelişen hadiseler, Genel Başkanımız Prof. Dr. Haydar Baş beyi teyit etmiştir. Sayın Baş'ın onlarca yıldan beri altını çizdiği tehdit ve tehlikeler artık yaşanır hale gelmiştir. Hatta bütün ülke gündemini işgal etmiş durumdadır; artık cümle âlem tarafından görülmektedir. Şimdi gelelim bu badireden nasıl kurtulacağımıza. Bu sorunların çözümü ancak ve ancak BTP iktidarı ile mümkün olacaktır. BTP'nin milli ekonomi modeliyle, sosyal devlet anlayışı ile mümkün olacaktır. Zaten BTP'yi diğer partilerden ayıran bir özellik de hadiseleri önceden görmesi ve milli çözümler üretmesidir. BTP çözüm partisidir; proje partisidir."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.