Hukuk eğitiminde kalite artacak

Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Erinç Sağkan, Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı'nı çok önemsediklerini ve desteklediklerini belirterek, "Sınavı önemli bir basamak olarak görüyoruz. Sınav, hukuk eğitiminin kalitesine de katkı sağlayacak" dedi. Sağkan, Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı'na ilişkin yasal düzenlemenin 2019'un Ekim ayında yapıldığını, fakat hukuk fakültesi öğrencilerinin kazanılmış haklarının ihlal edilmemesi için yasanın yürürlük tarihinin 4 yıl ertelendiğini söyledi. Yasaya göre, 2024 yılından itibaren hukuk fakültesi mezunlarından avukat, hakim, savcı veya noter olmak isteyenlerin Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı'na girmelerinin zorunlu olduğunu belirten Sağkan, şu bilgileri verdi: "31 Mart 2024'ten sonra hukuk fakültelerinden mezun olan herkes, avukatlık stajına başlayabilmek, hakim ve savcı yardımcılığı sınavına girebilmek veya noterlik başvurusu yapabilmek için öncelikle bu sınavda başarılı olmak ve başarı belgesini ilgili kurumlara sunmak durumundadır. Yasal düzenleme bu şekilde. Uygulamanın 2024'ten itibaren zorunlu olacağı aynı yasal düzenlemenin içinde tespit edilmiş durumda. Haliyle 2019'da bu kanun çıktıktan sonra hukuk fakültesini tercih edenler zaten bu sınava girmek zorunda olduklarını bilerek tercihlerini yaptılar. Dolayısıyla bugün itibarıyla artık bir kazanılmış hak tartışmasının yapılması mümkün değil."

Avukat sayısı ihtiyacın çok üzerinde

Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı'nı önemli bir basamak olarak gördüklerini vurgulayan Erinç Sağkan, "Sınav, hukuk eğitiminin kalitesine de katkı sağlayacak" dedi. Türkiye'de halen 180 bin avukat bulunduğunu ifade eden Sağkan, avukat sayısının ihtiyacın çok üzerinde olduğunu bildirdi. Sağkan, 92 hukuk fakültesinin her yıl yeni mezun verdiğini belirterek, şöyle devam etti: "Maalesef hukuk eğitimimizin niteliğinin gittikçe azaldığını ifade etmek durumundayım. Nitelikli eğitim veren sınırlı sayıdaki fakülteyi bunun dışında tutmak isterim. Ancak genel olarak baktığımızda bu niteliğin ciddi oranda düşmesi, aslında yurttaşın adalete erişiminde dezavantajlı duruma düşmesiyle de eş değer bir durum. Bu sebeple eğitimde bir standardın sağlanabilmesi bakımından Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı'nı biz de çok önemsiyor ve destekliyoruz."

Sınav etkin ve eleyici biçimde yapılmalı

Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı'nın tek başına yeterli olmayacağını bildiren Sağkan, sınavın göstermelik değil, etkin ve eleyici bir biçimde yapılması gerektiğini söyledi. Hukuk fakülteleriyle ilgili düzenlemeler yapılması gerektiğini dile getiren Erinç Sağkan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Hukuk fakültelerinin akreditasyon koşulları belirlenerek, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından bu akreditasyon koşullarını taşımayan fakültelerin belirli bir zaman periyodu içinde bu özellikleri yerine getirmemeleri halinde kapanacaklarına dönük kararlar alınıp etkin şekilde uygulamaya konulmalı. Hukuk fakültesi başarı puanı sıralaması ivedi olarak 50 bine çekilmeli ve kontenjanlar ihtiyaca göre belirlenmeli. Bunların yapılmaması halinde diplomalı binlerce işsiz hukukçunun yanına başkaları da eklenecek. Aynı zamanda hukukçu niteliğinin çok düştüğü bir hukuk sistemine hep beraber sebebiyet vermiş olacağız."

'Yargı reformu strateji belgesini destekliyoruz'

Adalet Bakanlığının Yargı Reformu Strateji Belgesi'ne ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Sağkan, bu belgeyi iktidarın bir taahhüdü olarak görüp desteklediklerini bildirdi. Erinç Sağkan, "Gerçekten bağımsız bir yargı isteniyorsa olmazsa olmaz olarak nitelendirdiğimiz bazı unsurların strateji belgesinde yer alması gerektiği kanaatindeyiz" dedi. En önemli problemin yargı bağımsızlığına dönük sıkıntılar olduğuna dikkati çeken Sağkan, şu görüşleri dile getirdi: "Hakimler ve Savcılar Kurulunun yapısına ilişkin düzenleme önerilerimiz var. Öncelikle kurul, yürütmenin etkisinden tamamen bağımsız hale getirilmeli. Hakimler ve Savcılar Kurulunun hakimler kurulu ve savcılar kurulu olarak ayrılması gerektiğini düşünüyoruz. Bu kurul eliyle yapılacak düzenlemelerde coğrafi teminatın, hakimlik teminatının tam olarak sağlanması gerektiğini düşünüyoruz. Hakimler kurulu ile savcılar kurulunun alacağı tüm kararlara karşı yargı yolunun açılmasının en önemli unsur olduğu inancındayız."