'Hoş Geldin Atatürk büyük bir çığır açtı'
Yeni Mesaj Gazetesi tarafından Kocaeli'de düzenlenen Atatürk Vatandır Sempozyumunda konuşan BTP Kadın Kolları Başkanı Seçil Mumcuoğlu, "Mustafa Kemal Atatürk'ün yaptıklarına baktığımızda onun sıradan bir insan olmadığını görüyoruz" dedi.
22.11.2017 00:00:00
"Siz Çanakkale'yi müdafaa ediyorsunuz ve bu müdafaanızın sonucunda doğu cephenizi garanti altına alıyorsunuz" diyen Mumcuoğlu şöyle konuştu:
"Bu sıradan bir insanın planlayacağı, yapacağı bir mesele değil. Ben bu olayı düşündüğümde bir insan nasıl böyle bir hesabı yapabilir diye kendime soruyordum. İşte Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in muhteşem eseri Hoş Geldin Atatürk bu konudaki cevabı da verdi. Çünkü Mustafa Kemal Kutbül Aktab'dır, o kendi iradesini, kalbini Allah'a teslim etmiş gerçek bir Allah dostudur. Onun yaptığı her şeyin üstünde Resulüllah'ın eli vardır. Prof. Dr. Haydar Baş'ın ifade ettiği gibi Hz. Ali'nin eli onun başının üzerindedir ve O Onların neslindendir, soyundandır. O özbeöz Türk'tür, hem ana tarafından hem de baba tarafından seyyiddir. Bunu Prof. Dr. Haydar Baş söylediği zaman garip tavırlar içine girdiler ama şu anda herkes bunu itiraf etmeye başladı. Hafızdır dediği zaman 'olur mu öyle şey uyduruyorsunuz' diyorlardı şimdi herkes hafız olduğunu söylemeye başladı. Bu literatüre Prof. Dr. Haydar Baş çok şey kattı yakında Meclis'teki arkadaşlarımızdan 'Atatürk Kutbül Aktab'dır' sözünü de duyabilirsiniz."
'Haydar Baş geleceği şekillendiriyor'
Sempozyumda konuşan isimlerden biri de Eğitimci Sabiha Karamustafa'ydı. Karamustafa, "1940'lı yıllardan itibaren 10 Kasımlara bir değer yüklenip hem bir yas hem de bir anma günü haline getirilmişti. 1980'lerde yas kısmı çıkarıldı ve geriye anma törenleri kaldı. Onlar da zaman içerisinde derinliğini kaybetti, yüzeyselleşti. Zaten zamanımıza geldiğinde 10 Kasımlar abluka altına alındı ve unutturuldu. Ta ki 2017 yılının 10 Kasım'ına gelinceye kadar. Sayın Prof. Dr. Haydar Baş tekrar Mustafa Kemal Atatürk'e misyonunu verdi, ona 10 Kasım'da verilmesi gereken değeri tekrar ortaya koydu, 'Hoş Geldin Atatürk' dedi O'na... Kendisine bu manada sonsuz şükranlarımı sunuyorum. Sayın Haydar Baş'ın yazdığı bu eser bir biyografi. Biyografiler aynı zamanda bir belgesel. Zira anlatılan kişinin yaşadığı yılların olaylarını ve olaylar karşısındaki tavrını ortaya koyar. O kişinin anılarını, tecrübelerini, düşüncelerini aktarır. Sayın Prof. Dr. Haydar Baş aslında bizim geleceğimizi şekillendiriyor. Hoş Geldin Atatürk eseri üzerinden bize Mustafa Kemal Atatürk'ü aktarıyor. Bu bakımdan kendisine sonsuz teşekkür ve şükran borçluyuz" dedi.
Yeni Atatürkçülere samimiyet testi
Eğitimci Asude Havuzlu da Kocaeli'de düzenlenen Atatürk Vatandır sempozyumunda konuştu. İktidarın aniden Atatürkçü olmasını değerlendiren Havuzlu şu dikkat çekici soruları sordu: "Şimdi bir insan hem Atatürkçü olup, Atatürk'ü sevdiğini iddia edip hem de bir taraftan Said Nursi'yi, İskilipli Atıf'ı, Mustafa Sabri'yi sevebilir mi? Hayır. Hem Atatürkçü olup hem dinlerarası diyalog çalışmaları yürütüp, 40 bin kilise evi açıp, zinayı suç olmaktan çıkarıp, domuz etini kasaplık et yapıp aynı zamanda Atatürkçü olabilir mi? Hayır. Tarım ürünlerine kota koyup köylü nüfusunu yüzde 7'ye kadar düşüren, buğdayı, otu bile ithal eden, hayvancılığı bitirip bizi Sırp kasabının kestiği ete mecbur bırakan bir zihniyet, 'köylü milletin efendisidir' diyen Atatürk'ü sevebilir mi? Hayır. Bu toprakların her bir santimetre karesinin kanla sulandığını bile bile Atatürk'ün Maden Tetkik Arama'yı, o madenleri milletin hizmetine vermek için kurduğunu bile bile madenleri yabancı şirketlere verip, çıkardıkları madenin yüzde 98'ini alıp götürmelerine seyirci olanlar, izin verenler Atatürkçü olabilir mi? Hayır. Hem AB'ci hem ABD'ci olup, ülkemizi borç batağına sürükleyip onlar ne derse dış politikada ekonomide onu yapanlar tam bağımsızlık aşığı, 'bağımsızlık benim karakterimdir' diyen Atatürk'ü sevebilir mi? Hayır. TC'yi tabelalardan kaldıran Türkiye Cumhuriyeti'nin tapusu olan Lozan'a hezimettir diyenler, Atatürk konularını müfredattan kaldıranlar, 23 Nisan, 19 Mayıs, 29 Ekim, 30 Ağustos gibi Atatürk'ün milletine hediye ettiği bayramları ufacık salonlara sıkıştıranlar, kurtuluş bayramlarını artık hiç kutlamayanlar Atatürkçü olabilir mi? Olamaz. İncirlik Üssü'nü ABD'ye kullandırtanlar, BOP için çalışanlar, Barzani ile megri megri şarkıları söyleyenler, komşularının hepsi ile sorunlu olanlar hiç 'yurtta sulh cihanda sulh' diyen Atatürk'ü sevebilir mi? Hayır."
'Bu kitap Atatürkçülüğün anayasası'
Atalarımızın 'ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz' dediğini ifade eden Asude Havuzlu şöyle devam etti: "İşte bu zihniyet Atatürk'ü anlamadığı gibi Milli Ekonomi Modeli diyen, Ehl-i Beyt diyen, Atatürk vatandır diyen, dini bütünlüğümüz milli bütünlüğümüzdür diyen hoca Atatürk'ü de anlayamıyorlar. Onun üstünü örtmeye, gizlemeye çalışıyorlar. Ama 10 Kasım 2017 gerçekten bir milat oldu ve Hoş Geldin Atatürk kitabıyla beraber Prof. Dr. Haydar Baş atasıyla milletini yeniden buluşturdu. Atatürk'ün hiç bilmediğimiz yönlerini bize tanıttı, kitabı okumaya başlayanlardan aldığımız tepkiler hep bu yönde. Türkiye Cumhuriyetinde yaşayan her bir vatandaşın elinin altında olması gereken, Ünal Emiroğlu hocamın tabiri ile Atatürkçülüğün anayasası olan bu kitap, adeta ezberlenmesi gereken bir eser böyle bir eseri de zaten Prof. Dr. Haydar Baş'tan başkası yazamazdı."
"Bu sıradan bir insanın planlayacağı, yapacağı bir mesele değil. Ben bu olayı düşündüğümde bir insan nasıl böyle bir hesabı yapabilir diye kendime soruyordum. İşte Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in muhteşem eseri Hoş Geldin Atatürk bu konudaki cevabı da verdi. Çünkü Mustafa Kemal Kutbül Aktab'dır, o kendi iradesini, kalbini Allah'a teslim etmiş gerçek bir Allah dostudur. Onun yaptığı her şeyin üstünde Resulüllah'ın eli vardır. Prof. Dr. Haydar Baş'ın ifade ettiği gibi Hz. Ali'nin eli onun başının üzerindedir ve O Onların neslindendir, soyundandır. O özbeöz Türk'tür, hem ana tarafından hem de baba tarafından seyyiddir. Bunu Prof. Dr. Haydar Baş söylediği zaman garip tavırlar içine girdiler ama şu anda herkes bunu itiraf etmeye başladı. Hafızdır dediği zaman 'olur mu öyle şey uyduruyorsunuz' diyorlardı şimdi herkes hafız olduğunu söylemeye başladı. Bu literatüre Prof. Dr. Haydar Baş çok şey kattı yakında Meclis'teki arkadaşlarımızdan 'Atatürk Kutbül Aktab'dır' sözünü de duyabilirsiniz."
'Haydar Baş geleceği şekillendiriyor'
Sempozyumda konuşan isimlerden biri de Eğitimci Sabiha Karamustafa'ydı. Karamustafa, "1940'lı yıllardan itibaren 10 Kasımlara bir değer yüklenip hem bir yas hem de bir anma günü haline getirilmişti. 1980'lerde yas kısmı çıkarıldı ve geriye anma törenleri kaldı. Onlar da zaman içerisinde derinliğini kaybetti, yüzeyselleşti. Zaten zamanımıza geldiğinde 10 Kasımlar abluka altına alındı ve unutturuldu. Ta ki 2017 yılının 10 Kasım'ına gelinceye kadar. Sayın Prof. Dr. Haydar Baş tekrar Mustafa Kemal Atatürk'e misyonunu verdi, ona 10 Kasım'da verilmesi gereken değeri tekrar ortaya koydu, 'Hoş Geldin Atatürk' dedi O'na... Kendisine bu manada sonsuz şükranlarımı sunuyorum. Sayın Haydar Baş'ın yazdığı bu eser bir biyografi. Biyografiler aynı zamanda bir belgesel. Zira anlatılan kişinin yaşadığı yılların olaylarını ve olaylar karşısındaki tavrını ortaya koyar. O kişinin anılarını, tecrübelerini, düşüncelerini aktarır. Sayın Prof. Dr. Haydar Baş aslında bizim geleceğimizi şekillendiriyor. Hoş Geldin Atatürk eseri üzerinden bize Mustafa Kemal Atatürk'ü aktarıyor. Bu bakımdan kendisine sonsuz teşekkür ve şükran borçluyuz" dedi.
Yeni Atatürkçülere samimiyet testi
Eğitimci Asude Havuzlu da Kocaeli'de düzenlenen Atatürk Vatandır sempozyumunda konuştu. İktidarın aniden Atatürkçü olmasını değerlendiren Havuzlu şu dikkat çekici soruları sordu: "Şimdi bir insan hem Atatürkçü olup, Atatürk'ü sevdiğini iddia edip hem de bir taraftan Said Nursi'yi, İskilipli Atıf'ı, Mustafa Sabri'yi sevebilir mi? Hayır. Hem Atatürkçü olup hem dinlerarası diyalog çalışmaları yürütüp, 40 bin kilise evi açıp, zinayı suç olmaktan çıkarıp, domuz etini kasaplık et yapıp aynı zamanda Atatürkçü olabilir mi? Hayır. Tarım ürünlerine kota koyup köylü nüfusunu yüzde 7'ye kadar düşüren, buğdayı, otu bile ithal eden, hayvancılığı bitirip bizi Sırp kasabının kestiği ete mecbur bırakan bir zihniyet, 'köylü milletin efendisidir' diyen Atatürk'ü sevebilir mi? Hayır. Bu toprakların her bir santimetre karesinin kanla sulandığını bile bile Atatürk'ün Maden Tetkik Arama'yı, o madenleri milletin hizmetine vermek için kurduğunu bile bile madenleri yabancı şirketlere verip, çıkardıkları madenin yüzde 98'ini alıp götürmelerine seyirci olanlar, izin verenler Atatürkçü olabilir mi? Hayır. Hem AB'ci hem ABD'ci olup, ülkemizi borç batağına sürükleyip onlar ne derse dış politikada ekonomide onu yapanlar tam bağımsızlık aşığı, 'bağımsızlık benim karakterimdir' diyen Atatürk'ü sevebilir mi? Hayır. TC'yi tabelalardan kaldıran Türkiye Cumhuriyeti'nin tapusu olan Lozan'a hezimettir diyenler, Atatürk konularını müfredattan kaldıranlar, 23 Nisan, 19 Mayıs, 29 Ekim, 30 Ağustos gibi Atatürk'ün milletine hediye ettiği bayramları ufacık salonlara sıkıştıranlar, kurtuluş bayramlarını artık hiç kutlamayanlar Atatürkçü olabilir mi? Olamaz. İncirlik Üssü'nü ABD'ye kullandırtanlar, BOP için çalışanlar, Barzani ile megri megri şarkıları söyleyenler, komşularının hepsi ile sorunlu olanlar hiç 'yurtta sulh cihanda sulh' diyen Atatürk'ü sevebilir mi? Hayır."
'Bu kitap Atatürkçülüğün anayasası'
Atalarımızın 'ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz' dediğini ifade eden Asude Havuzlu şöyle devam etti: "İşte bu zihniyet Atatürk'ü anlamadığı gibi Milli Ekonomi Modeli diyen, Ehl-i Beyt diyen, Atatürk vatandır diyen, dini bütünlüğümüz milli bütünlüğümüzdür diyen hoca Atatürk'ü de anlayamıyorlar. Onun üstünü örtmeye, gizlemeye çalışıyorlar. Ama 10 Kasım 2017 gerçekten bir milat oldu ve Hoş Geldin Atatürk kitabıyla beraber Prof. Dr. Haydar Baş atasıyla milletini yeniden buluşturdu. Atatürk'ün hiç bilmediğimiz yönlerini bize tanıttı, kitabı okumaya başlayanlardan aldığımız tepkiler hep bu yönde. Türkiye Cumhuriyetinde yaşayan her bir vatandaşın elinin altında olması gereken, Ünal Emiroğlu hocamın tabiri ile Atatürkçülüğün anayasası olan bu kitap, adeta ezberlenmesi gereken bir eser böyle bir eseri de zaten Prof. Dr. Haydar Baş'tan başkası yazamazdı."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.