Atışlar da öyle sıradan atışlar değil? Mesela ecdadımızı katil ilan eden, bir milyon Ermeni'nin, otuz bin kürdün katledildiğini söyleyen ve bu iftirasının karşılığı olarak haçlı dünyasından ödül kapan Orhan Pamuk, Hocaefendinin gazetelerinde elbebek-gülbebek muamelesi görmektedir. Ne hikmetse, hikmet bunun neresinde ise, mesela Zaman gazetesinin abonesi olan hacı efendiler, hoca efendiler, sözde duyarlı Müslümanlar bu durumdan rahatsız olmuyorlar da, bizim eleştirilerimizden rahatsız oluyorlar.Söz konusu küstahça atışlara bir göz atalım ve vicdanı olan Zaman abonelerine havale edelim. Zaman'ın yazarı Mahcupyan şöyle diyor:"... Orhan Pamuk'un 'bu topraklarda bir milyon Ermeni'nin öldürüldüğünü' söylediği için Nobel aldığını öne sürenler, anlaşılan bu lafın 'iyi' bir edebiyatçı tarafından söylenmemesi gerektiğini ifade etmeye çalışıyorlar. Çünkü vicdanı olan kimse o cümlenin tersini söyleyemez. Bu olayların 'niçin' olduğu hakkında farklı görüşler olabilir; ama olayın olmamış olduğunu iddia etmek kişinin kendi fikirsizliğini itiraf korkusunu yansıtır sadece... Orhan Pamuk öyle biri değil... Olağanüstü yeteneğini zeka, cesaret ve vicdanla birleştiren, namuslu biri. Böyle insanları 'taşımak' tabii ki cemaatlere zor gelir...(Zaman,20-10-2006, Mahcupyan)Sayın Zaman abonesi, abone olarak ve bularak Mahcupyangillere maaş yetiştirme hizmetinde bulunan hacı efendiler, gazetenizde yayınlanan bu yazıya ne diyorsunuz? Aslında dedelerinizin katil olduğunu kabul ediyorsunuz da bunun iyi bir edebiyatçı tarafından ifade edilmesine mi karşı çıkıyorsunuz? Sizce de bu cümlenin tersini söylemek vicdansızlık mıdır? Yazarınıza göre; dünyanın en aziz milleti olan Müslüman Türk milleti haksız yere hiç kimseyi öldürmemiştir, bir milyon ermeni otuz bin kürt meselesi tamamen iftiradan ibarettir demek vicdansızlıktır. Vicdanı olan kimse bu iftiranın tersini söyleyemez diyor. Şimdi sizler, hem bu gazeteyi seve seve okuyup destek olanlar hem de iftirayı reddedenler olarak bu gazetenin vicdansız okuyucuları mı oluyorsunuz? Sizce de Orhan Pamuk; olağanüstü yeteneğini zeka, cesaret ve vicdanla birleştiren, namuslu biri mi? Namuslu olmakla, dünyanın en aziz milletini katillikle suçlamak bir kişide aynı anda toplanabilir mi?Elbette bu devran böyle sürmeyecek, çocuklarınız, torunlarınız yarın meseleyi fark edecek, Zaman'ın ciltlerini karıştırırken bu saldırı, bu hakaret, bu küfür yazılarına rastlayacaklar ve hayatta iseniz yakanıza sarılacaklar, değilseniz hesaplaşma mahşere kalacak. Hem, dedelerinizin kanları ile sulayarak vatan yapıp size emanet ettiği bu topraklarda keyfinizce yaşayın hem de dedelerinizi katil ilan edenlere maaş yetiştirmek için uğraşmanızın adını hizmet koyun, yok öyle yağma.Burada torunlarınız, ahirette de dedeleriniz yakanıza yapışacaktır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025