Her türlü nefret söylemi yok olmalı
Almanya'ya gerçekleştirdiği ziyaret sırasında Berlin'deki Türk Büyükelçilik binasında önemli açıklamalarda bulunan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, “Her türlü ayrımcılık, her türlü ırkçılık, her türlü İslamofobik nefret söylemi yok
07.10.2012 00:00:00
Almanya ziyareti kapsamında Berlin'de bulunan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Berlin'deki büyükelçilik binasında İslamofobya'ya ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. “Gerçekten bütün dünya yeni bir olguyla karşı karşıya. Özellikle küreselleşmeyle birlikte herkes yerinden yurdundan oldu ve bütün uzaklar yakın oldu, bütün dinler komşu oldu bütün kültürler birlikte yaşamaya başladı. Ancak bu durum insanlık için yeni bir durumdu ve insanlar bu duruma uygun yeni bir dil bulamadılar yahut bulmakta zorluk çektiler. Yeni bir kültür, yeni bir düşünce oluşturamadılar. Eş zamanlı evrensel ilahi dinler de evrensel yorumlarıyla katkıda bulunarak, bu sorunun üstesinden gelemediler. Bir barış dili bir gönül dili geliştirmede insanlık yetersiz kaldı” diyen Görmez, Almanya'da ve dünyada, İslamiyet'e ve Müslümanlara yönelik sergilenen tavırlar hakkında açıklamalar yaptı. Öncelikle Almanya'da yürürlüğe konan sünnet yasağını gündeme getiren Görmez, “bir mahkemenin kararıyla sünnet yasağı bize şunu gösteriyor: Toplumların kaderlerini yönetmek üzere talip olan siyasetçilerin, hukukçuların daha fazla dinler tarihi okumalarını zorunlu kılıyor. Bu yeni bir durum. Dolayısıyla bunun izah edilmesi gerekiyor. Belki makul izahı yapıldığında herkes farklı düşünecektir. Belki hayra vesile olacaktır böylece başka yerlerde de buna bir teşebbüs olmayacaktır. Çünkü hem Yahudilikte hem İslam'da hatta Hıristiyanlığın Orta Doğudaki bütün mezheplerinde, hatta Müslüman olmayan pek çok Amerikalının başvurduğu bir uygulama bildiğiniz gibi. Ayrıca sıradan bir uygulama olarak da kabul görmemiştir tarihte” dedi.
İslam karşıtı afişler üzüntü verici
Almanya'daki İslamiyet karşıtı afiş kampanyasıyla ilgili yorumlarda bulunan Görmez, “Yine gelmeden önce özellikle güvenlik işbirliği çerçevesinde bir takım afişlerin asılarak hem de mütebessim çehreler altında garip yazılar üstünde aranıyor sloganı ile düşünülüyor olması dahi son derece üzücü olmuştur. Yani henüz uygulamaya konulmadı. Uygulamaya konulacağına da ben şahsen ihtimal vermek istemiyorum. Ancak bu afiş kampanyası niyetini özellikle her türlü aşırıcılık ile mücadele adı altında herkesin aynı kefeye konulduğunu, özellikle bir ülkede İslam'ın ve Müslümanların varlığının asla bir güvenlik meselesi olarak görülmemesi gerektiğini, sadece güvenlik ve entegrasyon politikalarıyla değil, çok daha farklı politikalarla, uygulamalarla, özellikle hukuk, adalet, özgürlükler bu çerçevede bakılması gerektiğini ortaya koyuyor” diye konuştu.
Eleştiri değil, hakaret
İslam karşıtı film ile ilgili yorumlar da yapan Görmez, eleştiriyle hakaret arasındaki çizginin belirlenmesi gerektiğini söyleyerek, “Aslında eleştiriyle, ifade hürriyetini ve mukaddes değerlere hakaret ederek toplumları aşağılamayı artık birbirinden ayırt etmenin zamanının geldiğini gösteren önemli bir süreçle karşı karşıyayız. Aslında İslam'ı eleştiren binlerce İngilizce, Almanca, Fransızca kitap var piyasada. Ve bu kitapları bir araya getirdiğimizde dünyanın en büyük kütüphanelerinden birisini oluşturur. Dolayısıyla eleştiri yapmak başka bir şeydir ancak toplumların mukaddes değerlerini aşağılamak, hakaret etmek, hakaret ederek o toplumlara bir baskı uygulamak başka bir şeydir” dedi.
Bu tarz eylemlerin İslam dünyasında olumsuz tepkilere yol açtığını ve bunun da dolaylı olarak İslamofobya'yı beslediğini belirten Görmez, Müslümanların ve çağdaş dünyanın bu döngüden kurtulmasının lazım geldiğini ifade etti. Görmez, “İslam dünyasında da yanlış tepkilerin doğmasına yol açıyor. İslam dünyasındaki yanlış tepkilerde dönüp İslamofobya'yı besliyor. Bu çok kötü bir sarmaldır. Bu sarmaldan Müslümanların kurtulması lazım, çağdaş dünyanın kurtulması lazım. Kurtulmak için de ifade hürriyetiyle, düşünce hürriyetiyle, toplumları, kültürleri aşağılayan mukaddes değerlere hakareti birbirinden ayırt etmemiz gerekiyor. Bunun çok önemli olduğunu düşünüyorum. Yakın gelecekte de zannediyorum bütün dünya bunu konuşacaktır ve inşallah en kısa zamanda bunu düzeltecektir” açıklamalarında bulundu. HABER MERKEZİ
İslam karşıtı afişler üzüntü verici
Almanya'daki İslamiyet karşıtı afiş kampanyasıyla ilgili yorumlarda bulunan Görmez, “Yine gelmeden önce özellikle güvenlik işbirliği çerçevesinde bir takım afişlerin asılarak hem de mütebessim çehreler altında garip yazılar üstünde aranıyor sloganı ile düşünülüyor olması dahi son derece üzücü olmuştur. Yani henüz uygulamaya konulmadı. Uygulamaya konulacağına da ben şahsen ihtimal vermek istemiyorum. Ancak bu afiş kampanyası niyetini özellikle her türlü aşırıcılık ile mücadele adı altında herkesin aynı kefeye konulduğunu, özellikle bir ülkede İslam'ın ve Müslümanların varlığının asla bir güvenlik meselesi olarak görülmemesi gerektiğini, sadece güvenlik ve entegrasyon politikalarıyla değil, çok daha farklı politikalarla, uygulamalarla, özellikle hukuk, adalet, özgürlükler bu çerçevede bakılması gerektiğini ortaya koyuyor” diye konuştu.
Eleştiri değil, hakaret
İslam karşıtı film ile ilgili yorumlar da yapan Görmez, eleştiriyle hakaret arasındaki çizginin belirlenmesi gerektiğini söyleyerek, “Aslında eleştiriyle, ifade hürriyetini ve mukaddes değerlere hakaret ederek toplumları aşağılamayı artık birbirinden ayırt etmenin zamanının geldiğini gösteren önemli bir süreçle karşı karşıyayız. Aslında İslam'ı eleştiren binlerce İngilizce, Almanca, Fransızca kitap var piyasada. Ve bu kitapları bir araya getirdiğimizde dünyanın en büyük kütüphanelerinden birisini oluşturur. Dolayısıyla eleştiri yapmak başka bir şeydir ancak toplumların mukaddes değerlerini aşağılamak, hakaret etmek, hakaret ederek o toplumlara bir baskı uygulamak başka bir şeydir” dedi.
Bu tarz eylemlerin İslam dünyasında olumsuz tepkilere yol açtığını ve bunun da dolaylı olarak İslamofobya'yı beslediğini belirten Görmez, Müslümanların ve çağdaş dünyanın bu döngüden kurtulmasının lazım geldiğini ifade etti. Görmez, “İslam dünyasında da yanlış tepkilerin doğmasına yol açıyor. İslam dünyasındaki yanlış tepkilerde dönüp İslamofobya'yı besliyor. Bu çok kötü bir sarmaldır. Bu sarmaldan Müslümanların kurtulması lazım, çağdaş dünyanın kurtulması lazım. Kurtulmak için de ifade hürriyetiyle, düşünce hürriyetiyle, toplumları, kültürleri aşağılayan mukaddes değerlere hakareti birbirinden ayırt etmemiz gerekiyor. Bunun çok önemli olduğunu düşünüyorum. Yakın gelecekte de zannediyorum bütün dünya bunu konuşacaktır ve inşallah en kısa zamanda bunu düzeltecektir” açıklamalarında bulundu. HABER MERKEZİ
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.