Kıbrıs müzakerelerinin kesilmesi tüm Batı'yı nerede ise komaya soktu. Bekledikleri sonucu elde edememeleri tamamen Rum kesiminin aç gözlülüğü sonucudur. Buna rağmen Türkleri suçlamaları ise aslında Allah'ın kafası çalışmayanlara bir yol göstermesidir. Ne dersiniz!
Anlayana sivrisinek saz, anlamayana ne desek az. Önümüzde, saymakla bitmeyen ve her seferinde aldatıldık diye sineye çekilen, AB uyum yasaları ve Zombi Kapitülasyon.
ABD ve AB etkileri ile bizi teröre esir eden, Güneydoğu'da açınımlar, BOP haçlı seferi işbirliği, paralel yapılaşmalar, malum ABD ve NATO üslerinin ülkemizde yaygınlaştırılması, komşularımızla; Irak, Libya, Suriye, Afganistan olaylarında ABD'ye uşaklık, stratejik ortaklıklar?
Borçlanarak yapılan ve nerede ise tamamı yabancılara peşkeş çekilen yollar, fabrikalar, köprüler, tesisler yer altında ve üstündeki kaynaklar?
53 yıldır peşinde koşulan ihtimali sıfır olan, ülkenin tamamına karşılık girebileceğimiz AB şoku yeni bir aldatılma değildir.
Bu 53 yılın tüm başa geçenlerinin ve Meclis'te susanların vatana yaptıkları büyük kötülüklerinden biridir. Tek bir kişi vardır ki, bunu devamlı söylemiş ve haklı çıkmıştır. Hatta yetmemiş siyaset alanında AB'ye 'Hayır', ABD'ye 'Hayır', borçlanmaya 'Hayır' diyerek, inkar edilemez çözüm projelerini milletine sunmuştur.
Dert çok ancak bugün sadece Kıbrıs için çözümü söylüyorum. Madem ki, şu ana kadar bazı tavizler verdiniz. Rum tarafı kabul etmedi. Eğer müzakerelere devam edilecekse artık taviz asla vermeyin. Hatta verdiklerinizden cayabilirsiniz çünkü vazgeçen onlardır. Neden tavizler veriyorsunuz ki, Osmanlı İmparatorluğu Kıbrıs'ı Yunan'dan almadı. İngilizlere geçici olarak kiraladı. İngilizler oraya el koydu. Yani kiracı bedel ödemeden eve sahip oldu. Sonradan adaya Rumlar doldu. Türkleri asimilasyona ve yok etmeye başladılar ve herkesin bildiği gibi KKTC oluştu. Orada Rumların ancak kendilerine ait kısımda yaşamalarına müsaade edilmiştir. Ada'nın tamamının sahibi aslında T.C.'dir.
Her zaman olduğu gibi Batı, pis huyları ile BM kanalı ile baskısını ANNAN planı ile yürürlüğe koydu. Gaye Kıbrıs'ı kendilerinden olan Rumlara, daha doğrusu AB'ye bağlamak ve tek yönetim olarak Rum kesimini tanımaktır.
Kıbrıs'ta bağımsızlığı yeniden devreye koymanın zamanıdır. Kıbrıs'ı tüm dünyada kabul edecek en azından DÖRT MİLYAR bir nüfus hazır beklemektedir. Anahtar Prof. Dr. Haydar Baş'tadır. Aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti'nin, Batı medeniyetsizlerinden, onların ikiz muamelesinden, FETÖ'den olduğu gibi terörden sorumlu olan, AB, ABD ve NATO'dan ayrılıp tek başına Bağımsız bir devlet olması şarttır. Başında kim olursa olsun yeter ki, Dünyayı kurtaracak Prof. Dr. HAYDAR BAŞ'ı bulsun.
Anlayana sivrisinek saz, anlamayana ne desek az. Önümüzde, saymakla bitmeyen ve her seferinde aldatıldık diye sineye çekilen, AB uyum yasaları ve Zombi Kapitülasyon.
ABD ve AB etkileri ile bizi teröre esir eden, Güneydoğu'da açınımlar, BOP haçlı seferi işbirliği, paralel yapılaşmalar, malum ABD ve NATO üslerinin ülkemizde yaygınlaştırılması, komşularımızla; Irak, Libya, Suriye, Afganistan olaylarında ABD'ye uşaklık, stratejik ortaklıklar?
Borçlanarak yapılan ve nerede ise tamamı yabancılara peşkeş çekilen yollar, fabrikalar, köprüler, tesisler yer altında ve üstündeki kaynaklar?
53 yıldır peşinde koşulan ihtimali sıfır olan, ülkenin tamamına karşılık girebileceğimiz AB şoku yeni bir aldatılma değildir.
Bu 53 yılın tüm başa geçenlerinin ve Meclis'te susanların vatana yaptıkları büyük kötülüklerinden biridir. Tek bir kişi vardır ki, bunu devamlı söylemiş ve haklı çıkmıştır. Hatta yetmemiş siyaset alanında AB'ye 'Hayır', ABD'ye 'Hayır', borçlanmaya 'Hayır' diyerek, inkar edilemez çözüm projelerini milletine sunmuştur.
Dert çok ancak bugün sadece Kıbrıs için çözümü söylüyorum. Madem ki, şu ana kadar bazı tavizler verdiniz. Rum tarafı kabul etmedi. Eğer müzakerelere devam edilecekse artık taviz asla vermeyin. Hatta verdiklerinizden cayabilirsiniz çünkü vazgeçen onlardır. Neden tavizler veriyorsunuz ki, Osmanlı İmparatorluğu Kıbrıs'ı Yunan'dan almadı. İngilizlere geçici olarak kiraladı. İngilizler oraya el koydu. Yani kiracı bedel ödemeden eve sahip oldu. Sonradan adaya Rumlar doldu. Türkleri asimilasyona ve yok etmeye başladılar ve herkesin bildiği gibi KKTC oluştu. Orada Rumların ancak kendilerine ait kısımda yaşamalarına müsaade edilmiştir. Ada'nın tamamının sahibi aslında T.C.'dir.
Her zaman olduğu gibi Batı, pis huyları ile BM kanalı ile baskısını ANNAN planı ile yürürlüğe koydu. Gaye Kıbrıs'ı kendilerinden olan Rumlara, daha doğrusu AB'ye bağlamak ve tek yönetim olarak Rum kesimini tanımaktır.
Kıbrıs'ta bağımsızlığı yeniden devreye koymanın zamanıdır. Kıbrıs'ı tüm dünyada kabul edecek en azından DÖRT MİLYAR bir nüfus hazır beklemektedir. Anahtar Prof. Dr. Haydar Baş'tadır. Aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti'nin, Batı medeniyetsizlerinden, onların ikiz muamelesinden, FETÖ'den olduğu gibi terörden sorumlu olan, AB, ABD ve NATO'dan ayrılıp tek başına Bağımsız bir devlet olması şarttır. Başında kim olursa olsun yeter ki, Dünyayı kurtaracak Prof. Dr. HAYDAR BAŞ'ı bulsun.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Ata Selçuk / diğer yazıları
- Yanlıştan, yanlışla kurtuluş olmaz / 12.09.2021
- Bir hayal peşinde -2- / 18.02.2021
- Bir hayal peşinde -1- / 17.02.2021
- Aşının özü / 22.12.2020
- Temelsiz demokrasi / 22.10.2020
- Demokrasi çamuru / 25.09.2020
- Tecelli / 27.03.2020
- Kaynayan kazan / 06.01.2018
- Hedef yalanı / 31.12.2017
- Vatanım sen yaşa / 27.12.2017
- Bir hayal peşinde -2- / 18.02.2021
- Bir hayal peşinde -1- / 17.02.2021
- Aşının özü / 22.12.2020
- Temelsiz demokrasi / 22.10.2020
- Demokrasi çamuru / 25.09.2020
- Tecelli / 27.03.2020
- Kaynayan kazan / 06.01.2018
- Hedef yalanı / 31.12.2017
- Vatanım sen yaşa / 27.12.2017