Hep haklı çıkmaktan usandık

Geride bıraktığımız her yıl, her ay, her hafta, her gün ve her saat; BTP Lideri Prof. Dr. Haydar Baş'ın söylediklerini ve elinizdeki gazetenin yazdıklarını, köşe yazılarını haklı çıkarıyor.

Yıllardır hep feryad ettik, bu Dinlerarası Diyalog denilen şey, bu isimle yapılan icraatlar sıradan, masum şeyler değil, bu işin içinde bir hinoğlu hinlik var. Bu sinsi faaliyetin dinimiz, milletimiz ve vatanımız adına hiç bir getirisi yok, bu işler her şeyimizi alıp götürmeye yönelik işler dedik, diyoruz, yine de diyeceğiz. Gelen her gün, bizi doğrulayan olaylarla ve gelişmelerle geliyor.

Bu arkadaşlar, yıllardır Kur'an ve Sünnet ölçülerini altüst ederek; üç büyük din dediler, üç tek tanrılı din dediler, İbrahimî dinler dediler sonunda Tevrat'tan, İncil'den ve Kur'an'dan iktibaslarla yeni bir kutsal kitap, "Gerçek Furkan" diye bir kitap yayınladılar. Bir papaz tarafından hazırlandığını söylersek, daha gerisini söylemeye gerek kalmaz herhalde. İslam dünyasında ücretsiz dağıtılan bu kitapta nice genç dimağları zehirleyecekler Allah bilir...

Bizi bir kez daha haklı çıkaran bir gelişme daha yaşadık.

ABD Ankara Büyükelçisi, Fener Rum Patriği adına bir toplantı düzenledi ve gönderdiği davetiyelere "Evrensel Patrik" diye imza attı. Yapılan eleştirilere de "Biz onu hep evrensel tanıdık" diyerek meydan okudu. Tartışmanın merkezindeki isim olan Fener Rum Patriği ise söz konusu toplantıda yaptığı konuşmada; "Neyi, nerede kullanacağımızı onlara soracak değiliz" diyerek hem Hükümete, hem Türkiye Cumhuriyeti Devletine, hem de Lozan'ın ilgili maddelerine meydan okudu.

Halbuki bu patrik, yaklaşık on yıldır Diyalog ve Hoşgörü adına STV ekranlarında bolca arz-ı endam etti, Zaman gazetesinin ilk sayfalarında Fettullah Gülen ile boy boy pozlar verdi ve ortak demeçler yayınladılar. Yine aynı grubun düzenlediği Diyalog iftaralarının baş konuğu, bugün Türk Devleti'ne meydan okuyan bu patrik idi. Daha geçtiğimiz Ramazan Bayramı günlerinde Patriğin sadık dostu Fettullah Gülen, Zaman gazetesinde şunları yazmıştı.

"... Televizyonda seyrettiğim iftar sofraları, hoşgörü deyip bir araya gelen farklı düşünce temsilcilerinin el ele tutuşması ve artık birbirine "öteki" nazarıyla bakmayan insanların varlığı, bana kundaklanan hoşgörü ve diyalog günlerini ve o güzel günlerin kundakçılarını bir kere daha hatırlattı."

Bu paragrafın altına, Fener Rum Patriği'nin, daha mürekkebi kurumamış cümlesi iyi gider herhalde. 'Ekümenik sıfatını kullanmana itirazlar var' diyenlere cevap: "Neyi nerede kullanacağımızı onlara soracak değiliz"

Sayın Gülen! Ne oldu, nasılsın? Rengin yerinde mi? Patriğin "onlar" dediği kim? Topyekün Türk milleti ve Türk Devleti mi? Yoksa sizin Diyalog lugatınızda "onlar", "öteki" anlamına gelmiyor mu?

Bilmem, bir avuç azınlığa şirin görünmek için, içinden çıktığın bu aziz millete "öteki" muamelesi yaptığının farkında mısın?

Yoksa işin içinde işler mi var?..