Memleket havuzu tamamen su tutmuyor diyemeyiz ama bir türlü su yükselmiyor ve havuz dolmuyor.
Havuzu besleyen ve yedi iklim dört bucaktan akan coşkun derelere rağmen havuzun su seviyesi belli bir noktaya kadar çıkıyor ve orada kalıyor, hatta zaman geçtikçe inişe geçiyor.
Memleket havuzunda ciddi kaçaklar var ama kim ya da kimler tamir edecekler?
Ülkenin, meşhur rivayetlere ve iddialara bakılırsa Avrupa kıtasının en gözde, en bilinen tamircileri havuzu gözden geçiriyor, elden geçiriyorlar ve zaman geçtikçe kaçakların daha da çoğaldığı, deliklerin arttığı anlaşılıyor.
Memleket havuzunu tamir etsinler, kaçakları kapatsınlar, delikleri tıkasınlar diye teslim edilen ustaların ve çırakların değişmesi gerekiyor.
Artık iyice anlaşıldı, durum-vaziyet iyice belli beyan oldu ki mevcut ustaların ve çırakların bakımları ve tamirleri ile bu havuzun su tutacağı ve gerekli seviyeye ulaşacağı mümkün görünmüyor.
Havuzda kaçak var.
Söz konusu kaçaklar yüzünden memleket havuzu bir türlü arzu edilen seviyeye çıkamadığı için bu havuzdan köylü su alamıyor, çiftçi su alamıyor, hayvancılıkla haşir-neşir olanlar su alamıyorlar.
Üretim yapmaya, istihdam alanları oluşturmaya çalışan sanayi kuruluşları yeterince su alamıyorlar, emekçiler su alamıyor, emekliler su alamıyor ve toplumun bütün katmanlarının hararetle ve hasretle bekledikleri su, kendilerine bir türlü ulaşamıyor.
Söz konusu suya, hayat suyuna öğrenci hasret, öğretmen hasret, veli hasret, faturaları ile boğuşan dar gelirli hasret, tarlada toprağı çatlamış olan çiftçi her iki suya da hasret.
Yap işlet devret modeli ile yaptırılan yol, köprü, havaalanı ve hastanelerin müteahhitlerine verilen, söz verilen ve önümüzdeki otuz yıla, kırk yıla yayılan astronomik ödemeler yüzünden havuz bir türlü su tutmuyor.
Bir türlü ve hiçbir zaman önüne geçilemeyen dudak uçuklatan kamu harcamaları, satın alınan ve kiralanan makam araçları yüzünden, sayıları artık onlarla ifade edilen maaşlı bürokratlar yüzünden havuz bir türlü dolmuyor, dolan da mevcut dertlere derman olmuyor, olamıyor.
Havuzda kaçak var.
Burada durup Nahl suresinin 112. ayetini tane tane, tertil üzere bir daha, bin daha okuyalım lütfen:
"Allah şöyle bir ülkeyi örnek verdi: Bu ülke güvenli, huzurlu idi; ona rızkı her yerden bol bol gelirdi. Sonra onlar, Allah'ın nimetlerine karşı nankörlük ettiler. Allah da onlara yaptıklarından dolayı açlık sıkıntısını ve korkuyu tattırdı." (Nahl: 112)
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025