Hastanelerde güvenlik Allah'a emanet!
Çalıştığı özel hastanede 2018'de silahla öldürülen psikiyatri uzmanı bir hekim için açılan dava sonucu, hastanelerdeki güvenlik tedbirlerini Çalışma Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı'nın denetlemediği ortaya çıktı
26.01.2022 15:06:00





Sağlıkta şiddet olayları önlenemezken sağlık kuruluşlarında çalışanların güvenliği için alınan önlemlerin denetlenmesinde Sağlık Bakanlığı ile Çalışma Bakanlığı arasında bir yetki karmaşası yaşandığı ortaya çıktı. Geçtiğimiz günlerde bir hemşirenin daha aile sağlık merkezinde silahla öldürülmesinin ardından gözler yine sağlık kuruluşlarındaki güvenlik sorununa çevrilmiş durumda. 2018'de işlenen bir hekim cinayetine ilişkin ortaya çıkan belgelere göre hastanelerde güvenlik önlemlerini ne Sağlık Bakanlığı ne Çalışma Bakanlığı denetliyor. 2018 yılında çalıştığı özel hastanede hastası tarafından silahla vurularak hayatını kaybeden bir psikiyatrist cinayetinde yürütülen ceza yargılamasında saldırganın X-ray ve güvenlik görevlisi olmayan kapıdan hastaneye girdiği, bir süre doktorun odasının önünde beklediği, saldırıdan sonra da hastaneden koşarak kaçtığı ve bir akrabasının evinde yakalandığı öğrenilmişti.
Olayın ardından Türkiye Psikiyatri Derneği'nin güvenlik tedbirlerinin denetimi için Çalışma ve Sağlık Bakanlıkları'na açtığı davada sona gelindi. Yaklaşık dört yıllık yargı sürecinde dernek, her iki bakanlığa da olayın yaşandığı hastanede iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin alınıp alınmadığını, hastanenin güvenlik açısından denetlenip denetlenmediğini sordu ve denetime ilişkin belgelerin paylaşılmasını istedi. Verilen yanıtlarda Çalışma Bakanlığı sağlık kuruluşlarında herhangi bir teftiş yapmanın kendi görevi olmadığını söylerken, Sağlık Bakanlığı bu kuruluşları iş sağlığı ve güvenliği yönünden denetlemediğini, bu denetimi Çalışma Bakanlığı'nın yapması gerektiğini savundu.
Davaya bakan avukatlardan Hazal Aktepe, çeşitli yargı aşamalarının ardından gelinen durumu, "Bütün bu süreç bize iki şey göstermiş oldu: Ne Çalışma Bakanlığı ne de Sağlık Bakanlığı sağlık kuruluşlarında güvenlik açısından aslında bir denetim yapıyor. Çalışma Bakanlığı bu denetim benim kriterlerime uymuyor şeklinde yanıt veriyor, Sağlık Bakanlığı da bu konuda Çalışma Bakanlığı'nı yetkili görüyor" şeklinde özetliyor.
Buna göre Sağlık Bakanlığı'nın sağlık kuruluşlarında güvenlik tedbirlerini içeren yönetmelikleri mevcut. Ancak bunların uygulanması sağlık kuruluşlarının kendi inisiyatifine bırakılıyor. Ardı ardına yaşanan şiddet olayları nedeniyle sağlık çalışanları, isteyen herkesin öldürücü alet ya da silahla hastanelere girebildiğini belirtiyor. Güvenlik önlemlerinin ve personel sayısının artırılması gerektiğini söyleyen meslek kuruluşları da acil girişleri dışında kapılara X-ray cihazı konulmasının ilk etapta caydırıcı olabileceğini belirtiyor. Sağlık Bakanlığı bir dönem hastanelere X-Ray koyulacağını açıklamış ve bunun için girişimde bulunmuştu. Ancak şu anda çoğu hastanede X-Ray olmadığı ifade ediliyor. Avukat Aktepe, sahadaki durumu "Bir AVM'ye, bir havaalanı ya da adliyeye silahla girilmesi mümkün değil. Ama sağlık kuruluşları söz konusu olduğunda silahın yanında baltayla, kaldırım taşıyla, bıçakla, çok farklı saldırıya yarayacak aletle içeriye girmek mümkün oluyor. Pek çok sağlık kuruluşunda güvenliği sağlayacak sayıda görevli ya da kamera düzeni dahi bulunmuyor" sözleriyle özetliyor. Şiddetin önlenememesi ve artan iş yükü gibi çeşitli nedenlerle son dönemde çok sayıda sağlık çalışanı yurtdışına gitmek istiyor. 2021 yılında toplam 1405 hekim yurtdışına çıkmak için başvurdu.
Psikiyatri Derneği'nden iki bakanlığa dava
Olayın ardından Türkiye Psikiyatri Derneği'nin güvenlik tedbirlerinin denetimi için Çalışma ve Sağlık Bakanlıkları'na açtığı davada sona gelindi. Yaklaşık dört yıllık yargı sürecinde dernek, her iki bakanlığa da olayın yaşandığı hastanede iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin alınıp alınmadığını, hastanenin güvenlik açısından denetlenip denetlenmediğini sordu ve denetime ilişkin belgelerin paylaşılmasını istedi. Verilen yanıtlarda Çalışma Bakanlığı sağlık kuruluşlarında herhangi bir teftiş yapmanın kendi görevi olmadığını söylerken, Sağlık Bakanlığı bu kuruluşları iş sağlığı ve güvenliği yönünden denetlemediğini, bu denetimi Çalışma Bakanlığı'nın yapması gerektiğini savundu.
Davaya bakan avukatlardan Hazal Aktepe, çeşitli yargı aşamalarının ardından gelinen durumu, "Bütün bu süreç bize iki şey göstermiş oldu: Ne Çalışma Bakanlığı ne de Sağlık Bakanlığı sağlık kuruluşlarında güvenlik açısından aslında bir denetim yapıyor. Çalışma Bakanlığı bu denetim benim kriterlerime uymuyor şeklinde yanıt veriyor, Sağlık Bakanlığı da bu konuda Çalışma Bakanlığı'nı yetkili görüyor" şeklinde özetliyor.
Sağlık kuruluşlarının keyfine bırakılmış
Buna göre Sağlık Bakanlığı'nın sağlık kuruluşlarında güvenlik tedbirlerini içeren yönetmelikleri mevcut. Ancak bunların uygulanması sağlık kuruluşlarının kendi inisiyatifine bırakılıyor. Ardı ardına yaşanan şiddet olayları nedeniyle sağlık çalışanları, isteyen herkesin öldürücü alet ya da silahla hastanelere girebildiğini belirtiyor. Güvenlik önlemlerinin ve personel sayısının artırılması gerektiğini söyleyen meslek kuruluşları da acil girişleri dışında kapılara X-ray cihazı konulmasının ilk etapta caydırıcı olabileceğini belirtiyor. Sağlık Bakanlığı bir dönem hastanelere X-Ray koyulacağını açıklamış ve bunun için girişimde bulunmuştu. Ancak şu anda çoğu hastanede X-Ray olmadığı ifade ediliyor. Avukat Aktepe, sahadaki durumu "Bir AVM'ye, bir havaalanı ya da adliyeye silahla girilmesi mümkün değil. Ama sağlık kuruluşları söz konusu olduğunda silahın yanında baltayla, kaldırım taşıyla, bıçakla, çok farklı saldırıya yarayacak aletle içeriye girmek mümkün oluyor. Pek çok sağlık kuruluşunda güvenliği sağlayacak sayıda görevli ya da kamera düzeni dahi bulunmuyor" sözleriyle özetliyor. Şiddetin önlenememesi ve artan iş yükü gibi çeşitli nedenlerle son dönemde çok sayıda sağlık çalışanı yurtdışına gitmek istiyor. 2021 yılında toplam 1405 hekim yurtdışına çıkmak için başvurdu.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.