İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Konsültasyon ve Liyezon Psikiyatrisi Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Sedat Özkan, ciddi hastalıkları olan kişilerin bu rahatsızlıkları nedeniyle ruh sağlıklarının da bozulduğunu vurgulayarak, "hastane psikiyatrisi" olarak adlandırılan Konsültasyon ve Liyezon Psikiyatrisi'nin bu sorunun giderilmesine yönelik hizmet veren bilim dalı olduğunu söyledi.
Ölüm korkusu ruhsal bozukluğu artırıyor
Prof. Dr. Özkan, "Biz tıpla psikiyatriyi bütünleştiriyoruz. Sağlığın sadece fizyolojik sağlık olmadığını, ruhsal sağlığın da önemli olduğunu ve bunların birbirini etkilediği anlayışını yürürlüğe koyuyoruz" dedi. Amaçlarının tüm hastalara fiziksel tedavi yanında eşgüdümlü olarak ruhsal tedavi hizmeti sunmak olduğunu anlatan Prof. Dr. Özkan, şöyle devam etti:"Artık doktorlar da bunun ihtiyacını yaşıyorlar. Fiziksel hastalığı olanların üçte birinde ruhsal bozukluk gelişiyor. Yatarak tedavi gören hastaların ise yarısında ruhsal hastalık, bozukluk veya uyumsuzluk görülüyor. Bu oranlar önemli. Ölüm korkusu nedeniyle en fazla kanserlilerde ruhsal bozukluk gelişir."
Hastalık her şeyi etkiliyor, kısaca huzur koymuyor
Ruhsal bozuklukların, ölüm tehlikesinin yüksek olduğu hastalıkların yanı sıra diyabet (şeker) ve kalp gibi bir ömür boyu süren hastalıklarda, ameliyat olan ve bedeninin bir kısmını yitiren kişilerde, estetik operasyon yaptıranlarda ve doğum yapan kadınlarda sıklıkla geliştiğini dile getiren Prof. Dr. Özkan, şunları kaydetti: "Kişilerin hastalığa, hayata bakış tarzı var. Hastalığın, kişinin bedenine, sevme kapasitesine, yaratıcılığına, ilişkilerine, hepsine etkisi var. Bu kişilerde uyum güçlükleri, depresyon, kaygı bozukluğu, kişilik değişikliği, psikotik bozukluklar, organik beyin sendromu, yani şaşkınlık, huzursuzluk oluşur.
Bütün bunların erken fark edilmesinin, doğru tedavisinin önemi ne?Bir kere bir insanın fiziksel sağlığı bozulduysa, artı bundan dolayı ruhsal bozukluk da gelişir. Örneğin bir diyabetli hastada panik veya depresyon gelişti, bu hastalığı etkiler. Diyabetin seyrini, tedaviye cevabını etkiliyor. İnsülin dozuna olan gereksinim artıyor."
Ölüm korkusu ruhsal bozukluğu artırıyor
Prof. Dr. Özkan, "Biz tıpla psikiyatriyi bütünleştiriyoruz. Sağlığın sadece fizyolojik sağlık olmadığını, ruhsal sağlığın da önemli olduğunu ve bunların birbirini etkilediği anlayışını yürürlüğe koyuyoruz" dedi. Amaçlarının tüm hastalara fiziksel tedavi yanında eşgüdümlü olarak ruhsal tedavi hizmeti sunmak olduğunu anlatan Prof. Dr. Özkan, şöyle devam etti:"Artık doktorlar da bunun ihtiyacını yaşıyorlar. Fiziksel hastalığı olanların üçte birinde ruhsal bozukluk gelişiyor. Yatarak tedavi gören hastaların ise yarısında ruhsal hastalık, bozukluk veya uyumsuzluk görülüyor. Bu oranlar önemli. Ölüm korkusu nedeniyle en fazla kanserlilerde ruhsal bozukluk gelişir."
Hastalık her şeyi etkiliyor, kısaca huzur koymuyor
Ruhsal bozuklukların, ölüm tehlikesinin yüksek olduğu hastalıkların yanı sıra diyabet (şeker) ve kalp gibi bir ömür boyu süren hastalıklarda, ameliyat olan ve bedeninin bir kısmını yitiren kişilerde, estetik operasyon yaptıranlarda ve doğum yapan kadınlarda sıklıkla geliştiğini dile getiren Prof. Dr. Özkan, şunları kaydetti: "Kişilerin hastalığa, hayata bakış tarzı var. Hastalığın, kişinin bedenine, sevme kapasitesine, yaratıcılığına, ilişkilerine, hepsine etkisi var. Bu kişilerde uyum güçlükleri, depresyon, kaygı bozukluğu, kişilik değişikliği, psikotik bozukluklar, organik beyin sendromu, yani şaşkınlık, huzursuzluk oluşur.
Bütün bunların erken fark edilmesinin, doğru tedavisinin önemi ne?Bir kere bir insanın fiziksel sağlığı bozulduysa, artı bundan dolayı ruhsal bozukluk da gelişir. Örneğin bir diyabetli hastada panik veya depresyon gelişti, bu hastalığı etkiler. Diyabetin seyrini, tedaviye cevabını etkiliyor. İnsülin dozuna olan gereksinim artıyor."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.