Aşağıdaki Hadis-i Şerifi birkaç kez okumuşsunuzdur. Günümüz Türkiye ve dünya şartlarını da göz önünde bulundurarak bu Hadisi bir daha ama her seferkinden daha dikkatli okumanızı istiyorum.
Hadis-i Şerif şöyleydi:
Hz. Peygamber (as) şöyle buyuruyor:
"Ümmetime öyle bir dönem gelecek ve ulema ve fukahadan kaçacaklar. (İslam'da alimin tarifini de düşünerek) buna karşılık Allah onlara üç bela verecek:
1- Geçimlerini temin ettikleri yerlerden bereketi kaldıracak.
2- Başlarına işinin ehli olmayan yöneticiler gelecek.
3- Dünyadan imansız göç edecekler."
Medrese yıllarında okuduğum bu Hadis-i Şerifin kaynağını hatırlamak için çok çalıştım ama olmadı.
Müslümanlar arasında şüpheyi yerleştirmek için yoğun gayret içinde olan müsteşrikler ve onların İslam içindeki temsilcileri bu kaynak masalına insanımızı çok şartlandırdıkları için böyle bir hadisin kaynağını bir zamanlar ben de bulayım dedim.
Gerek bu hadisin ayetlerle olan uyumu ve gerekse de günümüzün şartlarını izah etmesi beni bu çalışmadan men etti. Ben kaynak aramayacağım, isteyen arasın, bulsun.
Yani, bu Hadis-i Şerif iki yönden sahihtir.
Taşıdığı mananın günümüze tam denk düşmesi ve aynı manaya gelen Ayetler:
a- Geçimimizi temin ettiğimiz yerlerden bereketin kalkmış olması konusunda hiç kimsenin itirazı yok. Eskiden yirmi kişilik aileye yeten bir arazı, fabrika, işyeri bu gün iki aileye bile yetmiyor. Yetmediği için de aile içi geçimsizlikler, evladın babasını öldürecek kadar vahşileşmesi, ihanetleri, boşanmalar, çalmalar, çırpmalar aldı başını gidiyor.
b- İşinin ehli olmayan idareciler şıkkına da kimsenin itirazı yok. Bu
hal birinci şıkkın da müsebbibi aslında. İşinin ehli olmayanlar tarafından idare edilen bu güzelim ülke, sadece ekonomik yönden değil her yönden dibe vurmuş durumda. Hadiste; "Allah, başlarına zalim kişileri musallat edecek." şeklinde geçiyor. İslamî kaynaklarda da zulüm; "Eşyayı laik olmadığı yerde kullanmak" olarak tarif edilir.
Siz isterseniz bu tarife göre hadisi ele alın, isterseniz sadece günlük kullanımda ki, zulüm manasında ele alın. Aynı yere varırsınız.
Boğazda denizi seyrederken şiir yazacak kabiliyette birini siz işinizin başına korsanız, bol nakarat dinlersiniz.
c- Dünyadan imansız göç edecekler.
Bu konuda elimizde vesika olmadığı için müşahhas bir şey söyleme imkanımız yok. Ama siz bu son şıkkı ilk iki şıkla beraber düşündüğünüz zaman bir yere varırsınız mutlaka.
Yukarıda da ifade ettiğim gibi, bu Hadisin günümüz şartlarıyla ele alındığı zaman sahih olmaması için bir sebep yok.
Şunu da söylemek lazım ki, bu husus sadece bizim ülkemiz için değil, tüm İslam alemi için de geçerlidir.
Bu hadisin, diğer bütün hadisler gibi sahih olduğunun bir başka ölçüsü de Kur'an ayetlerine uygunluğudur.
İşte yukarıdaki hadisin sahih olduğuna delil birkaç ayet:
"... Artık benden size hidayet geldiğinde, kim benim hidayetime uyarsa o sapmaz ve bedbaht olmaz." (20/123)
"Kim de beni zikirden/anmaktan yüz çevirirse şüphesiz onun sıkıntılı bir hayatı/maişeti (geçimi) olacak ve biz onu, kıyamet günü kör olarak haşredeceğiz." (20/124)
"O: Rabbim! Beni niçin kör olarak haşrettin? Oysa ben, hakikaten görür idim!, der." (20/125)
"(Allah) buyurur ki: İşte böyle. Çünkü sana ayetlerimiz geldi; ama sen onları unuttun. Bugün de aynı şekilde sen unutuluyorsun!" (20/126)
"Doğru yoldan sapanı ve Rabbinin ayetlerine inanmayanı işte böyle cezalandırırız. Ahiret azabı, elbette daha şiddetli ve daha süreklidir." (20/127)
Kur'an'da bu manaya gelen başka bir çok ayet-i kerime var. Onları da inşallah başka bir yazıda ele alacağız.
Hadis-i Şerif şöyleydi:
Hz. Peygamber (as) şöyle buyuruyor:
"Ümmetime öyle bir dönem gelecek ve ulema ve fukahadan kaçacaklar. (İslam'da alimin tarifini de düşünerek) buna karşılık Allah onlara üç bela verecek:
1- Geçimlerini temin ettikleri yerlerden bereketi kaldıracak.
2- Başlarına işinin ehli olmayan yöneticiler gelecek.
3- Dünyadan imansız göç edecekler."
Medrese yıllarında okuduğum bu Hadis-i Şerifin kaynağını hatırlamak için çok çalıştım ama olmadı.
Müslümanlar arasında şüpheyi yerleştirmek için yoğun gayret içinde olan müsteşrikler ve onların İslam içindeki temsilcileri bu kaynak masalına insanımızı çok şartlandırdıkları için böyle bir hadisin kaynağını bir zamanlar ben de bulayım dedim.
Gerek bu hadisin ayetlerle olan uyumu ve gerekse de günümüzün şartlarını izah etmesi beni bu çalışmadan men etti. Ben kaynak aramayacağım, isteyen arasın, bulsun.
Yani, bu Hadis-i Şerif iki yönden sahihtir.
Taşıdığı mananın günümüze tam denk düşmesi ve aynı manaya gelen Ayetler:
a- Geçimimizi temin ettiğimiz yerlerden bereketin kalkmış olması konusunda hiç kimsenin itirazı yok. Eskiden yirmi kişilik aileye yeten bir arazı, fabrika, işyeri bu gün iki aileye bile yetmiyor. Yetmediği için de aile içi geçimsizlikler, evladın babasını öldürecek kadar vahşileşmesi, ihanetleri, boşanmalar, çalmalar, çırpmalar aldı başını gidiyor.
b- İşinin ehli olmayan idareciler şıkkına da kimsenin itirazı yok. Bu
hal birinci şıkkın da müsebbibi aslında. İşinin ehli olmayanlar tarafından idare edilen bu güzelim ülke, sadece ekonomik yönden değil her yönden dibe vurmuş durumda. Hadiste; "Allah, başlarına zalim kişileri musallat edecek." şeklinde geçiyor. İslamî kaynaklarda da zulüm; "Eşyayı laik olmadığı yerde kullanmak" olarak tarif edilir.
Siz isterseniz bu tarife göre hadisi ele alın, isterseniz sadece günlük kullanımda ki, zulüm manasında ele alın. Aynı yere varırsınız.
Boğazda denizi seyrederken şiir yazacak kabiliyette birini siz işinizin başına korsanız, bol nakarat dinlersiniz.
c- Dünyadan imansız göç edecekler.
Bu konuda elimizde vesika olmadığı için müşahhas bir şey söyleme imkanımız yok. Ama siz bu son şıkkı ilk iki şıkla beraber düşündüğünüz zaman bir yere varırsınız mutlaka.
Yukarıda da ifade ettiğim gibi, bu Hadisin günümüz şartlarıyla ele alındığı zaman sahih olmaması için bir sebep yok.
Şunu da söylemek lazım ki, bu husus sadece bizim ülkemiz için değil, tüm İslam alemi için de geçerlidir.
Bu hadisin, diğer bütün hadisler gibi sahih olduğunun bir başka ölçüsü de Kur'an ayetlerine uygunluğudur.
İşte yukarıdaki hadisin sahih olduğuna delil birkaç ayet:
"... Artık benden size hidayet geldiğinde, kim benim hidayetime uyarsa o sapmaz ve bedbaht olmaz." (20/123)
"Kim de beni zikirden/anmaktan yüz çevirirse şüphesiz onun sıkıntılı bir hayatı/maişeti (geçimi) olacak ve biz onu, kıyamet günü kör olarak haşredeceğiz." (20/124)
"O: Rabbim! Beni niçin kör olarak haşrettin? Oysa ben, hakikaten görür idim!, der." (20/125)
"(Allah) buyurur ki: İşte böyle. Çünkü sana ayetlerimiz geldi; ama sen onları unuttun. Bugün de aynı şekilde sen unutuluyorsun!" (20/126)
"Doğru yoldan sapanı ve Rabbinin ayetlerine inanmayanı işte böyle cezalandırırız. Ahiret azabı, elbette daha şiddetli ve daha süreklidir." (20/127)
Kur'an'da bu manaya gelen başka bir çok ayet-i kerime var. Onları da inşallah başka bir yazıda ele alacağız.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Ana-baba hakları-2 / 30.04.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024