İslam'ın temel müesseselerine taarruz etmek demek, bizzat İslam'a taarruz etmek demektir. Zira İslam bir bütündür. Hz. Peygamberin, merkez olması sebebiyle, Ashabı Kiram'ın her birinin yolu, Peygamber Efendimize, dolaysıyla Hakk'a doğrudur. Nitekim Resulullah (sav), "Ashabım gökteki yıldızlar gibidir. Hangisine tabi olursanız, Hakk'a gidersiniz. Hidayete erişirsiniz" buyurarak, sahabei kiramın bir manada kendisini temsil ettiklerini ortaya koymuşlardır.Hülasa, hak mezhep ve meşrepler, İslam'ın iman amel ve ahlak boyutlarıyla bir bütün olarak insanımıza ulaşmasında cidde ve tarihi misyonu üstlenmiş müesseselerdir. İslam'a bizzat taarruz edemeyenlerin bu müesseselere karşı taarruzda bulunmaları, İslam'a kastetmek anlamı ve tehlikesini içermektedir. Bu sebeple İslam'ın yaşanan bir hayat olarak devam edebilmesinin teminatı olan bu müesseselere yönelik bu taarruzlar, bilfiil İslam'a yönelik kabul edilmelidir.Bu hayatî ehemniyeti haiz tespitlerden sonra İslam binasını ilmî, imani, ameli ve ahlaki plandan, daha yakından tanımaya çalışmak yerinde olacaktır. Bu sahada, insanın daha çok dış tabiatını ilgilendiren, İslam'ın zahiri prensiplerini serdetmek dinimizin bütünlüğü açısından uygun olacaktır...İnsanın yaratılış gayesinin Allah'a kulluk olduğu, kulluğun özünün de Hakk'a marifet kesbetmek ve ibadet etmek olduğunu her fırsatta vurgulamıştık. Bu bakımdan insanın manevi bir seferde olduğu, sözkonusu yolculuğunu kalbiyle gerçekleştirdiği bir gerçektir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.