Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden
Dini ve Milli Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler
Hadislerin Yazılması
Resulullah (sav)'in devrinde hadislerin en sağlam tespit ve saklama yolu yazı idi. Bir kısım sahabelerin hadis yazdığına ve yazdıkları hadisleri Resulullah'a kontrol ettirdiklerine dair de rivayetler vardır. Abdullah bin Amr şöyle diyor: "Ben Hazret-i Peygamberden öğrendiğim şeyleri ezberlemek arzusuyla yazıyordum. Kureyş beni men ederek 'Resulullah (sav) bir insandır. Öfke ve rıza her iki halde de konuşur' dediler. Bunun üzerine yazmaktan vazgeçtim. Ancak durumu da Hz. Peygambere arz ettim. Resulullah (sav) parmağıyla mübarek ağızlarına işaret buyurarak 'yaz' dedi: 'Nefsimi elinde tutan Allah'a kasem ederim ki buradan Haktan başka bir şey çıkmaz'.
Hz. Peygamberden çok hadis bilmede Abdullah İbn-i Amr hariç bana yetişen yoktur. O beni geçer, zira o yazardı, ben ise yazmazdım".
Ayrıca hafızasının zayıflığından şikayet edenlere Resulullah "sağ elinizi yardıma çağırın, ilmi yazı ile bağlayın" gibi tavsiyelerde bulunmuştur.
Hadis Yazan Sahabeler
Abdullah İbn-i Amr (ra)
Hadis yazan sahabelerin başlıcalarındandır. Yazdıkları, "Sahife-i Sadıka" ismiyle anılır. Abdullah İbn-i Amr aynı zamanda hadis imla ettiren sahabelerdendi. Hz. Abdullah Sahife-i Sadıka'ya Resulullah (sav)'den bizzat işittiği hadisleri yazmıştır. Burada bin kadar hadis yer aldığı rivayet edilmiştir. Bu rivayetler Ahmed bin Hanbel'in "Müsned"inde yer alır. Sahife-i Sadıka, Hz. Abdullah'ın vefatından sonra torunlarına intikal etti. Torunları vasıtasıyla rivayet edildi.
Ebu Hureyre (ra)
Hz. Ebu Hureyre'nin, Resullullah'tan işittiği hadisleri yazdığı sahifenin adı "Sahife-i Sahiha"dır. El Hasan İbn-i Amr İbni Ümeyye ed-Damri şöyle anlatıyor: "Ebu Hureyre'nin yanında bir hadis rivayet ettim. Ancak o, 'Böyle bir hadis yok' diye inkar etti. Bunu kendisinden işittiğimi söyledim. O zaman 'bunu benden işitmişsen bu bende yazılıdır' dedi. Ve elimden tutarak beni evine götürdü. Orada bana Hz. Peygamberin hadislerinin yazılı bulunduğu pek çok kitap 'Kütüben Kesireten' gösterdi. Rivayet ettiğim hadisi burada buldu. Ve 'ben sana demedim mi, eğer ben bir hadis rivayet ettiysem o, yanımda yazılı olarak mevcuttur' dedi".
Ebu Hureyre'nin sahifesinin bir kısmı talebesi Hemmam b. Münebbih tarafından bize intikal etmiş "Sahifetu Hemmam" adıyla şöhret bulmuştur.
Bu sahifeyi zamanımızda Profesör Muhammed Hamidullah bulmuş ve neşretmiştir. Hamidullah'a göre bulunan bu risale, hadislerin Peygamber'den yüzlerce yıl sonra yazılmaya başladığını, dolayısıyla mevcut hadis kitaplarının güvenilir olmadığını iddia eden müsteşriklere (ki bu iddiaları daha önce ayrıntılı olarak zikretmiştik) mükemmel bir cevaptır. Profesör Hamidullah'ın Kütüb-i Sitte'nin l. cildinin 30 ve 31. sayfalarında yer alan konuyla ilgili yorumu şu şekildedir:
"Hicretin takriben birinci asrı ortasına ait olan bu mecmua, tarihî ehemmiyeti bakımından çok kıymetli bir vesikadır. Resul-i Ekrem (sav)'in hadislerinin yazılması Peygamber (sav)'den iki veya üç yüz sene sonra başlamıştır iddiasında bulunanlar olmuş ve bu faraziyeye dayanarak İbn-i Hanbel, Buhari, Müslim, Tirmizi vs. gibi şahsiyetlere (haşa) hilekârlık isnad edilmiştir. Delillerini, Hz. Peygamber (sav) ve ashab zamanında hadislerin yazılmadığı iddiası üzerine dayamışlardır. Halbuki şimdi Resulullah (sav)'in en yakın ashabından birinin telifi elimizde bulunuyor. Dikkatle mukayese edildiği ve karşılaştırıldığı zaman İbn-i Hanbel, Buhari, Tirmizi gibi sonradan gelen müelliflerin hadislerin umumi manası şöyle dursun, onların bir harfini, bir noktasını dahi değiştirmemiş olduklarını görüyoruz.
Sahife-i Hemmam'ın Ebu Hureyre'ye atfen rivayet edilmiş her hadisi yalnız "Sahih-i Sitte" denilen muteber hadis kitaplarında bulunmuyor, belki orada bulunan her hadisin manası (meali) Hz. Peygemberin (sav)'in diğer ashabı tarafından da rivayet edilmiş bulunuyor. Böylece Hz. Peygamber (sav)'e atfedilen hadislerin hayalî ve mesnedsiz olmadığının delillerini ortaya koymuş oluyor. Mesela, elimizde bulunan bu mecmua da 56 no'lu hadisin, Buhari'nin Sahih'in de Enes tarafından da rivayet edilmiş olduğunu görüyoruz. Ve l24 no'lu gösterilen hadisi Buhari'den Abdullah İbn-i Ömer tarafından rivayet edilmiş buluyoruz. Ve bu mutabakatlar devam edip gidiyor".
Hz. Ali (ra)
Buhari ve Müslim'in sahihleri başta olmak üzere en muteber hadis kitaplarından gelen rivayete göre Hz. Ali'nin kılıcının kabzasında asmış olarak beraberinde taşıdığı bir yazılı tomardan bahsedilir. Bu sahifede ne var diye sorulduğunda "Diyet, esirleri serbest bırakma, bir kafire mukabil bir Müslümanın öldürülemeyeceği vardır" cevabını verir.
Cabir b. Abdullah (ra)
Zehebi, Cabir'in sahifesinde Menasık-i Hacc'dan bahsedildiğini yazar. Hz. Cabir, Mescid-i Nebevî'de ders halkası kurup, talebelerine hadis rivayet etmiştir.
Enes b. Malik (ra)
Enes b. Malik, Resulullah (sav)'den her duyduğunu yazmış ve Resulullah'a arzetmiştir. (Bağdadi Takyidu İlm). Hubeyre b. Abdurrahman'ın anlattığına göre "halk Enes'e hadis hususunda fazla ısrar etmişti. Onlara bir kısım mecmualar getirerek, bunlar Resulullah'dan işitip yazdıklarımdır. Yazdıktan sonra bunları Resulullah'a okuyup, arz ettim".
Semure İbn-i Cunâbe (ra)
Bir kısım rivayetler Hz. Semure'nin de bazı hadisleri bir kitap halinde topladığını yazar.
Dini ve Milli Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler
Hadislerin Yazılması
Resulullah (sav)'in devrinde hadislerin en sağlam tespit ve saklama yolu yazı idi. Bir kısım sahabelerin hadis yazdığına ve yazdıkları hadisleri Resulullah'a kontrol ettirdiklerine dair de rivayetler vardır. Abdullah bin Amr şöyle diyor: "Ben Hazret-i Peygamberden öğrendiğim şeyleri ezberlemek arzusuyla yazıyordum. Kureyş beni men ederek 'Resulullah (sav) bir insandır. Öfke ve rıza her iki halde de konuşur' dediler. Bunun üzerine yazmaktan vazgeçtim. Ancak durumu da Hz. Peygambere arz ettim. Resulullah (sav) parmağıyla mübarek ağızlarına işaret buyurarak 'yaz' dedi: 'Nefsimi elinde tutan Allah'a kasem ederim ki buradan Haktan başka bir şey çıkmaz'.
Hz. Peygamberden çok hadis bilmede Abdullah İbn-i Amr hariç bana yetişen yoktur. O beni geçer, zira o yazardı, ben ise yazmazdım".
Ayrıca hafızasının zayıflığından şikayet edenlere Resulullah "sağ elinizi yardıma çağırın, ilmi yazı ile bağlayın" gibi tavsiyelerde bulunmuştur.
Hadis Yazan Sahabeler
Abdullah İbn-i Amr (ra)
Hadis yazan sahabelerin başlıcalarındandır. Yazdıkları, "Sahife-i Sadıka" ismiyle anılır. Abdullah İbn-i Amr aynı zamanda hadis imla ettiren sahabelerdendi. Hz. Abdullah Sahife-i Sadıka'ya Resulullah (sav)'den bizzat işittiği hadisleri yazmıştır. Burada bin kadar hadis yer aldığı rivayet edilmiştir. Bu rivayetler Ahmed bin Hanbel'in "Müsned"inde yer alır. Sahife-i Sadıka, Hz. Abdullah'ın vefatından sonra torunlarına intikal etti. Torunları vasıtasıyla rivayet edildi.
Ebu Hureyre (ra)
Hz. Ebu Hureyre'nin, Resullullah'tan işittiği hadisleri yazdığı sahifenin adı "Sahife-i Sahiha"dır. El Hasan İbn-i Amr İbni Ümeyye ed-Damri şöyle anlatıyor: "Ebu Hureyre'nin yanında bir hadis rivayet ettim. Ancak o, 'Böyle bir hadis yok' diye inkar etti. Bunu kendisinden işittiğimi söyledim. O zaman 'bunu benden işitmişsen bu bende yazılıdır' dedi. Ve elimden tutarak beni evine götürdü. Orada bana Hz. Peygamberin hadislerinin yazılı bulunduğu pek çok kitap 'Kütüben Kesireten' gösterdi. Rivayet ettiğim hadisi burada buldu. Ve 'ben sana demedim mi, eğer ben bir hadis rivayet ettiysem o, yanımda yazılı olarak mevcuttur' dedi".
Ebu Hureyre'nin sahifesinin bir kısmı talebesi Hemmam b. Münebbih tarafından bize intikal etmiş "Sahifetu Hemmam" adıyla şöhret bulmuştur.
Bu sahifeyi zamanımızda Profesör Muhammed Hamidullah bulmuş ve neşretmiştir. Hamidullah'a göre bulunan bu risale, hadislerin Peygamber'den yüzlerce yıl sonra yazılmaya başladığını, dolayısıyla mevcut hadis kitaplarının güvenilir olmadığını iddia eden müsteşriklere (ki bu iddiaları daha önce ayrıntılı olarak zikretmiştik) mükemmel bir cevaptır. Profesör Hamidullah'ın Kütüb-i Sitte'nin l. cildinin 30 ve 31. sayfalarında yer alan konuyla ilgili yorumu şu şekildedir:
"Hicretin takriben birinci asrı ortasına ait olan bu mecmua, tarihî ehemmiyeti bakımından çok kıymetli bir vesikadır. Resul-i Ekrem (sav)'in hadislerinin yazılması Peygamber (sav)'den iki veya üç yüz sene sonra başlamıştır iddiasında bulunanlar olmuş ve bu faraziyeye dayanarak İbn-i Hanbel, Buhari, Müslim, Tirmizi vs. gibi şahsiyetlere (haşa) hilekârlık isnad edilmiştir. Delillerini, Hz. Peygamber (sav) ve ashab zamanında hadislerin yazılmadığı iddiası üzerine dayamışlardır. Halbuki şimdi Resulullah (sav)'in en yakın ashabından birinin telifi elimizde bulunuyor. Dikkatle mukayese edildiği ve karşılaştırıldığı zaman İbn-i Hanbel, Buhari, Tirmizi gibi sonradan gelen müelliflerin hadislerin umumi manası şöyle dursun, onların bir harfini, bir noktasını dahi değiştirmemiş olduklarını görüyoruz.
Sahife-i Hemmam'ın Ebu Hureyre'ye atfen rivayet edilmiş her hadisi yalnız "Sahih-i Sitte" denilen muteber hadis kitaplarında bulunmuyor, belki orada bulunan her hadisin manası (meali) Hz. Peygemberin (sav)'in diğer ashabı tarafından da rivayet edilmiş bulunuyor. Böylece Hz. Peygamber (sav)'e atfedilen hadislerin hayalî ve mesnedsiz olmadığının delillerini ortaya koymuş oluyor. Mesela, elimizde bulunan bu mecmua da 56 no'lu hadisin, Buhari'nin Sahih'in de Enes tarafından da rivayet edilmiş olduğunu görüyoruz. Ve l24 no'lu gösterilen hadisi Buhari'den Abdullah İbn-i Ömer tarafından rivayet edilmiş buluyoruz. Ve bu mutabakatlar devam edip gidiyor".
Hz. Ali (ra)
Buhari ve Müslim'in sahihleri başta olmak üzere en muteber hadis kitaplarından gelen rivayete göre Hz. Ali'nin kılıcının kabzasında asmış olarak beraberinde taşıdığı bir yazılı tomardan bahsedilir. Bu sahifede ne var diye sorulduğunda "Diyet, esirleri serbest bırakma, bir kafire mukabil bir Müslümanın öldürülemeyeceği vardır" cevabını verir.
Cabir b. Abdullah (ra)
Zehebi, Cabir'in sahifesinde Menasık-i Hacc'dan bahsedildiğini yazar. Hz. Cabir, Mescid-i Nebevî'de ders halkası kurup, talebelerine hadis rivayet etmiştir.
Enes b. Malik (ra)
Enes b. Malik, Resulullah (sav)'den her duyduğunu yazmış ve Resulullah'a arzetmiştir. (Bağdadi Takyidu İlm). Hubeyre b. Abdurrahman'ın anlattığına göre "halk Enes'e hadis hususunda fazla ısrar etmişti. Onlara bir kısım mecmualar getirerek, bunlar Resulullah'dan işitip yazdıklarımdır. Yazdıktan sonra bunları Resulullah'a okuyup, arz ettim".
Semure İbn-i Cunâbe (ra)
Bir kısım rivayetler Hz. Semure'nin de bazı hadisleri bir kitap halinde topladığını yazar.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.