İmam-ı Buhari, hadis yazmak maksadıyla 14 yaşında seyahate başlamış, Buhara'dan Mısır'a kadar ne kadar ülke ve bölge varsa hepsini dolaşmıştı. İmam Hatim er-Razi şöyle diyor:
"Ben üç bin fersahdan (18 bin km) fazla mesafeyi yaya kat ettim. Sonra da km saymayı bıraktım". Endülüslü hadis âlimi İbn-i Hayyan Endülüs (İspanya), Irak, Hicaz, Yemen yetkililerinin yanlarına giderek hadis toplamıştı. Bir bakıma Atlas Okyanusu kıyısındaki Tanca'dan başlayarak, Süveyş'e kadar bütün Afrika kıtasını, sonra Kızıl Denizi aşmış buraları adım adım dolaşmıştır. Pek çok hadis âliminin seyahatnameleri üç kıtayı birden yani Asya, Afrika, Avrupa (İspanya)'yı içine almaktadır. O devrin medenî dünyasında Uzak Batıdan (Endülüs), Uzakdoğu'ya (Horasan) kadar yolculuk yapmak ve şehir şehir dolaşmak basit işti. "İmam-ı Buhari Bağdat'a geldiğinde Bağdat âlimleri onu denemek, hafıza gücünü kontrol etmek için şöyle bir imtihan uyguladılar: Yüz tane hadisin söz dizisi ile (metin), senedini (rivayet edenlerin her biri ile olan bağ zincirini) karıştırarak bir hadisin senedini başka bir hadise, bir hadisi de başka bir hadisin senedine katarak yerlerini değiştirdiler. Ve her on hadisi de ona sorsun diye bir kişiye havale ettiler. İmam-ı Buhari toplantı yerine gelince her bir kişi onar hadis okudu ve İmam-ı Buhari'nin bunlar hakkındaki bilgisini sordu. O, bunları dinledi ve 'ben bunları (böyle bir senetle gelen hadisleri) bilmiyorum' dedi. İlim erbabı bu sırrı (sözdeki gizli cevabı) anladılar. Bilgisi olmadığı için sözdeki gizli cevabı anlamayanlar güldüler. Her bir kişi sırası geldikçe kendi paylarına düşen hadisleri okuduktan sonra İmam-ı Buhari teker teker hepsine dönerek dedi ki: 'Okuduğunuz on hadisin söz dizisi (metni) şudur, senedi şudur. Sonra ikincisine, üçüncüsüne döndü. Nihayet hepsinin okuduğu hadisin doğru şeklini okudu (tashih etti) ve hangi metnin senedi hangisi ise, hangi senedin de metni hangisi ise eksiksiz okudu. Orada bulunanlar onun bilgi derinliğine, intikal suretine (hızlı hatırlamasına), hafıza gücüne şaşırıp kaldılar".
Dini ve Milli Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler / Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden
"Ben üç bin fersahdan (18 bin km) fazla mesafeyi yaya kat ettim. Sonra da km saymayı bıraktım". Endülüslü hadis âlimi İbn-i Hayyan Endülüs (İspanya), Irak, Hicaz, Yemen yetkililerinin yanlarına giderek hadis toplamıştı. Bir bakıma Atlas Okyanusu kıyısındaki Tanca'dan başlayarak, Süveyş'e kadar bütün Afrika kıtasını, sonra Kızıl Denizi aşmış buraları adım adım dolaşmıştır. Pek çok hadis âliminin seyahatnameleri üç kıtayı birden yani Asya, Afrika, Avrupa (İspanya)'yı içine almaktadır. O devrin medenî dünyasında Uzak Batıdan (Endülüs), Uzakdoğu'ya (Horasan) kadar yolculuk yapmak ve şehir şehir dolaşmak basit işti. "İmam-ı Buhari Bağdat'a geldiğinde Bağdat âlimleri onu denemek, hafıza gücünü kontrol etmek için şöyle bir imtihan uyguladılar: Yüz tane hadisin söz dizisi ile (metin), senedini (rivayet edenlerin her biri ile olan bağ zincirini) karıştırarak bir hadisin senedini başka bir hadise, bir hadisi de başka bir hadisin senedine katarak yerlerini değiştirdiler. Ve her on hadisi de ona sorsun diye bir kişiye havale ettiler. İmam-ı Buhari toplantı yerine gelince her bir kişi onar hadis okudu ve İmam-ı Buhari'nin bunlar hakkındaki bilgisini sordu. O, bunları dinledi ve 'ben bunları (böyle bir senetle gelen hadisleri) bilmiyorum' dedi. İlim erbabı bu sırrı (sözdeki gizli cevabı) anladılar. Bilgisi olmadığı için sözdeki gizli cevabı anlamayanlar güldüler. Her bir kişi sırası geldikçe kendi paylarına düşen hadisleri okuduktan sonra İmam-ı Buhari teker teker hepsine dönerek dedi ki: 'Okuduğunuz on hadisin söz dizisi (metni) şudur, senedi şudur. Sonra ikincisine, üçüncüsüne döndü. Nihayet hepsinin okuduğu hadisin doğru şeklini okudu (tashih etti) ve hangi metnin senedi hangisi ise, hangi senedin de metni hangisi ise eksiksiz okudu. Orada bulunanlar onun bilgi derinliğine, intikal suretine (hızlı hatırlamasına), hafıza gücüne şaşırıp kaldılar".
Dini ve Milli Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler / Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.