İnsanın kamil hale gelmesi, ahlakının güzel olması, bir yardımcı, bir öğretici, bir terbiyeci olmadan mümkün olabilir mi? El cevap: Olmaz. Niye? Çünkü, o nefsin zemime tarafı, yani huylarınızın tek tek idam edilmesi lazım.
Bir insanın boğazına geçen halka ne ise, o huyların, o tabiatının tamamen yok olması da odur.Karakterinizi inkar edeceksiniz. Şimdi size soruyorum: Nefsinize bu derece ağır fatura malolursa, alıştığınız kötü şeyden vazgeçmeniz mümkün olabilir mi? Mümkün olmaz. Kimseyi kandırmayalım. Onun içindir ki, adamlar kumarın çok zararlı olduğunu bildirirler ama hastalık haline geldiği için gece-gündüz oynarlar. Ki o dediğim nitelikte de kumar, hırsızlık vs. o huyun bir yansımasıdır. O huy, o tabiat, o ahlak, onun içindedir.Hz. Peygamber: "Beni Rabbim terbiye etti. En güzel terbiye ile terbiye etti" buyuruyor. Allah'tan ayrılmıyor. Rabıtası direkt Allah'a Allah'ın elinde, 'yed-i kudretinde. Onun elinin dışında değil. Allah öyle bir şekil vermiş ki, sadece maddi bir şekil de değil. İnsanlar içerisinde davranış biçimleri bir örnektir Onun. Cenab-ı Hak O'nu öyle bir programlamış ki, Resulüllah'ın mutlak kaderi mükemmel insan olmaktı.Bazılarının zannedip iddia ettiği gibi; "Şurada burada çalıştı da bunlar oldu. Akıllı maharetli biriydi de doğru oldu." Bu, çok yanlış, batıl bir iddiadır. Onda o kabiliyet ve iktidar, sırf o risaletin, nübüvvetin nuru münasebetiyledir. Bütün dünya bir araya gelse, o vadide o kulvarda aynı medotla aynı gayeye varmak için çalışsa Hz. Muhammed (as) Efendimizin tırnağı olması mümkün değildir. Bastığı toprak olması mümkün değildir. Bütün bunlar bir formülün neticesi değildir. Tamamen nasib-i ilahi Allah'ın lütfu ve keremidir. Ayette: "Biz seni alemlere rahmet olarak gönderdik" (Enbiya, 21/107) buyuruluyor. O, aleme rahmet olarak gönderilmiş, yani o bir vazifeye gönderilmiştir. O matlup; sen, ben ve bütün insanlık da taliptir. O Allah'ın matlubu, Allah'ın sevdiği seçtiğidir. Cenabı Fahri Kainat Efendimiz, "Ben güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderildim" (İman Malik, Muvatta, Hüsnül hukuk, 8) buyuruyor. Maksat gaye, o güzel ahlaktır. Kendisinden: "Ya Resulüllah din nedir?" diye sorulduğu zaman, ilginçtir; "Güzel ahlaktır" buyuruyor. Bir daha sorululuyor. Cevap yine "Güzel ahlaktır" oluyor. Demek ki güzel ahlak bir şey değil çok şey. İşin özü bu.
İman ve İnsan, Prof. Dr. Haydar Baş
Bir insanın boğazına geçen halka ne ise, o huyların, o tabiatının tamamen yok olması da odur.Karakterinizi inkar edeceksiniz. Şimdi size soruyorum: Nefsinize bu derece ağır fatura malolursa, alıştığınız kötü şeyden vazgeçmeniz mümkün olabilir mi? Mümkün olmaz. Kimseyi kandırmayalım. Onun içindir ki, adamlar kumarın çok zararlı olduğunu bildirirler ama hastalık haline geldiği için gece-gündüz oynarlar. Ki o dediğim nitelikte de kumar, hırsızlık vs. o huyun bir yansımasıdır. O huy, o tabiat, o ahlak, onun içindedir.Hz. Peygamber: "Beni Rabbim terbiye etti. En güzel terbiye ile terbiye etti" buyuruyor. Allah'tan ayrılmıyor. Rabıtası direkt Allah'a Allah'ın elinde, 'yed-i kudretinde. Onun elinin dışında değil. Allah öyle bir şekil vermiş ki, sadece maddi bir şekil de değil. İnsanlar içerisinde davranış biçimleri bir örnektir Onun. Cenab-ı Hak O'nu öyle bir programlamış ki, Resulüllah'ın mutlak kaderi mükemmel insan olmaktı.Bazılarının zannedip iddia ettiği gibi; "Şurada burada çalıştı da bunlar oldu. Akıllı maharetli biriydi de doğru oldu." Bu, çok yanlış, batıl bir iddiadır. Onda o kabiliyet ve iktidar, sırf o risaletin, nübüvvetin nuru münasebetiyledir. Bütün dünya bir araya gelse, o vadide o kulvarda aynı medotla aynı gayeye varmak için çalışsa Hz. Muhammed (as) Efendimizin tırnağı olması mümkün değildir. Bastığı toprak olması mümkün değildir. Bütün bunlar bir formülün neticesi değildir. Tamamen nasib-i ilahi Allah'ın lütfu ve keremidir. Ayette: "Biz seni alemlere rahmet olarak gönderdik" (Enbiya, 21/107) buyuruluyor. O, aleme rahmet olarak gönderilmiş, yani o bir vazifeye gönderilmiştir. O matlup; sen, ben ve bütün insanlık da taliptir. O Allah'ın matlubu, Allah'ın sevdiği seçtiğidir. Cenabı Fahri Kainat Efendimiz, "Ben güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderildim" (İman Malik, Muvatta, Hüsnül hukuk, 8) buyuruyor. Maksat gaye, o güzel ahlaktır. Kendisinden: "Ya Resulüllah din nedir?" diye sorulduğu zaman, ilginçtir; "Güzel ahlaktır" buyuruyor. Bir daha sorululuyor. Cevap yine "Güzel ahlaktır" oluyor. Demek ki güzel ahlak bir şey değil çok şey. İşin özü bu.
İman ve İnsan, Prof. Dr. Haydar Baş
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.