Tarih 29 Ekim 2004 idi. Türkiye'de Cumhuriyetin kuruluş yıldönümü yani esaretten bağımsızlığa atılan adımın resmileşmesinin yıl dönümü kutlanıyordu.
Oysa bu Türkiye Cumhuriyetinin başbakanı Erdoğan ve dış işleri bakanı Gül, bütün Türkleri katletmek için ant içmiş Papa X. Innocenizo'nun heykeli önünde AB Anayasası'na imza atıyordu. Yani Türkiye Cumhuriyeti bağımsızlık ve egemenliğinin bir kısmını AB'ye devrediyordu.
Sayın Erdoğan çok mutluydu. 90'lardaki 'İktidara gelirsek AB'ye zaten girmeyeceğiz. Orası Hıristiyan topluluğudur, Hıristiyaaaan' sözlerini çoktan unutmuş ve bu imzayı, 'AB ile Katolik nikahı kıydık' diye tariflendirmişti.
Bu imzadan sonra devlet ve milletimizin milli ve manevi bütün değerleri yerinden oynatıldı. (Faiz, zina, domuz eti, tarım ve hayvancılık, ekonomi, hukuk vs. gibi)
Erdoğan siyasetinin 'her istediklerini verdiklerinden' biri de AB'dir. Bunlardan istediği tek şeyi bile alamayanda Erdoğan siyasetidir. Bu mealde 12 yıldır AB'ye veriyorlar.
Ülkemizde siyaset tıkandı. Toplum huzursuz, gelecek karanlık. Erdoğan'ın ayakta kalabilmesi için vurucu gündemler lazım. Bunlardan birisi de AB oldu.
AB'nin çirkin yüzlü olduğunu söylüyor, Sayın Erdoğan. Ey Cameron! Benim karşımda böyle konuşamıyordun, diyor. "Ey Avrupa Birliği Komisyon Başkanı, sen Türk milletini tanımadın, tanımamışsız, aklını başına al, vari cümleler kuruyor.
Akıllarını başlarına almazlarsa ne yapacağını da sıralıyor; Mültecileri salarız üstünüze. Referanduma gideriz, 'AB ile müzakerelere devam mı tamam mı?' diye sorarız, diyor. Diğer taraftan da AB'nin, Türkiye'yi birliğe almayacaklarını, bunun nedenini de Müslüman olduğumuzdan dolayı olduğunu Fransa'nın eski dış işleri bakanının sözleriyle de itiraf ediyor.
Bu ne yaman çelişkidir Ya Rabbi!
Bu sözleri nerede ediyor Sayın Erdoğan? Haliç'te. Brüksel'de etsene! Tutan mı var! Sonra mültecileri salarız üstünüze, sözünün mantığını kim anlatabilir. Mülteciler insan ve Müslüman. Ne demek salarız!
Referanduma filanda gerek yok. Hayır, de, çek imzayı. Kim sana bir şey diyebilir? CHP mi? CHP, karşına çıkarsa oyun 5, 10 puan daha artar. Daha ne istiyorsun? Hadi çek AB imzasını. Hadi çeksene!
Topçu kışlası
Dün Topçu kışlasının yapacağız, diye Taksim parkına el attılar. Vatandaş hayır, istemiyoruz, diyerek Taksim parkında sabahlamaya başladı. Bir el gitti çadırlarını yaktı. Türkiye'de gördü bu eli ve hemen ses verdi.
İlk üç gün demokrasi sınırları için Türkiye'nin dört bir yanında hükümeti eleştiren gösteriler düzenlendi. Erdoğan sıkıştı ve 'hepimiz Türk'üz' diyerek adeta 'bu kadar büyütmeye gerek yok,' mesajı verdi.
Arkasından bir el, terör örgütlerini devreye soktu. Polisle, devletle çatışmaya başladılar ve olay hak arayışından çıktı. Onlarca masum can verildi. Ama bu süreci Erdoğan çok iyi siyasi malzemeye çevirdi. 3 yıldır dillendiriyor.
Başta da dediğim gibi ülkemiz siyaseti tıkandı. Şov lazım. Bunlardan biri de Topçu kışlası olacak. Daha birkaç hafta önce Kılıçtaroğlu'nu, 'kan akıtmadan başaramazsınız' sözünü dilinden düşürmeyen, CHP'ye demediğini bırakmayan Sayın Erdoğan şimdi 'TOPŞU KIŞLASINI NE PAHASINA OLURSA OLSUN ORAYA YAPACAĞIZ' diyor. Ne pahasına? Kan mı?
Erol Evgin
Daha üç ay önce bir profesör ekranlardan, 'eğitim düzeyi arttıkça beni afakanlar basıyor. Ben daha çok cahil ve okumamış, tahsilsiz kesimin ferasetine güveniyorum bu ülkede. Ülkeyi ayakta tutacak olanlar okumamış hatta ilkokul bile okumamış, üniversite okumamış cahil halkın ferasetine ben güveniyorum." Demişti.
Beklerdik ki! "Ey filan kişi! Sen kimsin, nesin? Benim dinimin ilk emri okudur. İlim Müslüman'ın yitik malıdır. Nerde bulursa alır, medeniyetinin temsilcileriyiz bizler. Sen, nasıl olurda cahilliği översin. Kusura bakma ama profesör olmakla adam olunmuyor." Denilsin. Ama denilmedi.
Bu lafları diyemeyenler şimdi sanatçı Erol Evgin'in okuma-yazma bilmeyenlerle, üniversite bitirmiş olanların aynı oy hakkına sahip olmamalı, fikrine lav püskürtüyor.
"Bunlar ne cins adamlar. Sen sanatçı olsan ne olur, profesör olsan ne olur, doçent olsan ne olur. Önce millete saygı duyacaksın. Bu milletin hiçbirini küçümseyemezsin" diyorlar.
Neden alındılar acaba? Milletimizi düşündüklerinden ötürü mü? Öyle olsaydı dinimize rağmen cahilliği öven, cahil kalın, diyen profesöre tepki gösterirlerdi. Di mi ama!
Oysa bu Türkiye Cumhuriyetinin başbakanı Erdoğan ve dış işleri bakanı Gül, bütün Türkleri katletmek için ant içmiş Papa X. Innocenizo'nun heykeli önünde AB Anayasası'na imza atıyordu. Yani Türkiye Cumhuriyeti bağımsızlık ve egemenliğinin bir kısmını AB'ye devrediyordu.
Sayın Erdoğan çok mutluydu. 90'lardaki 'İktidara gelirsek AB'ye zaten girmeyeceğiz. Orası Hıristiyan topluluğudur, Hıristiyaaaan' sözlerini çoktan unutmuş ve bu imzayı, 'AB ile Katolik nikahı kıydık' diye tariflendirmişti.
Bu imzadan sonra devlet ve milletimizin milli ve manevi bütün değerleri yerinden oynatıldı. (Faiz, zina, domuz eti, tarım ve hayvancılık, ekonomi, hukuk vs. gibi)
Erdoğan siyasetinin 'her istediklerini verdiklerinden' biri de AB'dir. Bunlardan istediği tek şeyi bile alamayanda Erdoğan siyasetidir. Bu mealde 12 yıldır AB'ye veriyorlar.
Ülkemizde siyaset tıkandı. Toplum huzursuz, gelecek karanlık. Erdoğan'ın ayakta kalabilmesi için vurucu gündemler lazım. Bunlardan birisi de AB oldu.
AB'nin çirkin yüzlü olduğunu söylüyor, Sayın Erdoğan. Ey Cameron! Benim karşımda böyle konuşamıyordun, diyor. "Ey Avrupa Birliği Komisyon Başkanı, sen Türk milletini tanımadın, tanımamışsız, aklını başına al, vari cümleler kuruyor.
Akıllarını başlarına almazlarsa ne yapacağını da sıralıyor; Mültecileri salarız üstünüze. Referanduma gideriz, 'AB ile müzakerelere devam mı tamam mı?' diye sorarız, diyor. Diğer taraftan da AB'nin, Türkiye'yi birliğe almayacaklarını, bunun nedenini de Müslüman olduğumuzdan dolayı olduğunu Fransa'nın eski dış işleri bakanının sözleriyle de itiraf ediyor.
Bu ne yaman çelişkidir Ya Rabbi!
Bu sözleri nerede ediyor Sayın Erdoğan? Haliç'te. Brüksel'de etsene! Tutan mı var! Sonra mültecileri salarız üstünüze, sözünün mantığını kim anlatabilir. Mülteciler insan ve Müslüman. Ne demek salarız!
Referanduma filanda gerek yok. Hayır, de, çek imzayı. Kim sana bir şey diyebilir? CHP mi? CHP, karşına çıkarsa oyun 5, 10 puan daha artar. Daha ne istiyorsun? Hadi çek AB imzasını. Hadi çeksene!
Topçu kışlası
Dün Topçu kışlasının yapacağız, diye Taksim parkına el attılar. Vatandaş hayır, istemiyoruz, diyerek Taksim parkında sabahlamaya başladı. Bir el gitti çadırlarını yaktı. Türkiye'de gördü bu eli ve hemen ses verdi.
İlk üç gün demokrasi sınırları için Türkiye'nin dört bir yanında hükümeti eleştiren gösteriler düzenlendi. Erdoğan sıkıştı ve 'hepimiz Türk'üz' diyerek adeta 'bu kadar büyütmeye gerek yok,' mesajı verdi.
Arkasından bir el, terör örgütlerini devreye soktu. Polisle, devletle çatışmaya başladılar ve olay hak arayışından çıktı. Onlarca masum can verildi. Ama bu süreci Erdoğan çok iyi siyasi malzemeye çevirdi. 3 yıldır dillendiriyor.
Başta da dediğim gibi ülkemiz siyaseti tıkandı. Şov lazım. Bunlardan biri de Topçu kışlası olacak. Daha birkaç hafta önce Kılıçtaroğlu'nu, 'kan akıtmadan başaramazsınız' sözünü dilinden düşürmeyen, CHP'ye demediğini bırakmayan Sayın Erdoğan şimdi 'TOPŞU KIŞLASINI NE PAHASINA OLURSA OLSUN ORAYA YAPACAĞIZ' diyor. Ne pahasına? Kan mı?
Erol Evgin
Daha üç ay önce bir profesör ekranlardan, 'eğitim düzeyi arttıkça beni afakanlar basıyor. Ben daha çok cahil ve okumamış, tahsilsiz kesimin ferasetine güveniyorum bu ülkede. Ülkeyi ayakta tutacak olanlar okumamış hatta ilkokul bile okumamış, üniversite okumamış cahil halkın ferasetine ben güveniyorum." Demişti.
Beklerdik ki! "Ey filan kişi! Sen kimsin, nesin? Benim dinimin ilk emri okudur. İlim Müslüman'ın yitik malıdır. Nerde bulursa alır, medeniyetinin temsilcileriyiz bizler. Sen, nasıl olurda cahilliği översin. Kusura bakma ama profesör olmakla adam olunmuyor." Denilsin. Ama denilmedi.
Bu lafları diyemeyenler şimdi sanatçı Erol Evgin'in okuma-yazma bilmeyenlerle, üniversite bitirmiş olanların aynı oy hakkına sahip olmamalı, fikrine lav püskürtüyor.
"Bunlar ne cins adamlar. Sen sanatçı olsan ne olur, profesör olsan ne olur, doçent olsan ne olur. Önce millete saygı duyacaksın. Bu milletin hiçbirini küçümseyemezsin" diyorlar.
Neden alındılar acaba? Milletimizi düşündüklerinden ötürü mü? Öyle olsaydı dinimize rağmen cahilliği öven, cahil kalın, diyen profesöre tepki gösterirlerdi. Di mi ama!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Çatlayan sadece fay hatları değil ar damarıdır / 24.04.2025
- Bizim 23 Nisan’dan anladığımız / 23.04.2025
- Türkiye’ye ‘Escobar sistemi’ kurmuşlar / 21.04.2025
- ‘Erdoğan Amca adım Danya Ebu Muhsin’ / 20.04.2025
- 2 bin değil 2 bin 600 yıldır yapılanamayanı yaptılar? / 19.04.2025
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- Bizim 23 Nisan’dan anladığımız / 23.04.2025
- Türkiye’ye ‘Escobar sistemi’ kurmuşlar / 21.04.2025
- ‘Erdoğan Amca adım Danya Ebu Muhsin’ / 20.04.2025
- 2 bin değil 2 bin 600 yıldır yapılanamayanı yaptılar? / 19.04.2025
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025