Başka bir vesile ile, "Meydanda arslanlar bulunmayınca/Tilkiler dolaşır boylu boyunca" demiştik, Gürüz'ün gürlemesi meselesi de tıpkısının aynısı.
Arslanlar, çam dibinde, gölgeliklerde pinekleme icraatlarını sürdürdükçe, meydanlar haliyle tilkilere kalıyor. Gürbüzlüğü, gümrahlığı ve dahi heybeti kendinden menkul tilki, ormanların kralı hissine kapılınca, her çeşit miyavlama ve ciyaklama seslerini gürleme, kükreme diye tercüme ediyor. İşin tuhafı, arslan gerektiği zaman ve zeminde kükremediği için, kendi sesini unuttuğu için, tilkilerin ciyaklamalarını kükreme şeklinde algılamaya başlıyor.
367 vekilden müteşekkil tek başına iktidar bir tarafa, tek başına Gürüz bir tarafa.
YÖK kanun tasarısı gündeme geliyor Gürüz gürlüyor, imam-hatiplerin mağduriyetinin giderilmesi gündeme geliyor Gürüz gürlüyor. Hatta hiç üstüne lazım olmayan konularda bile gürültüler-gurultular çıkarıyor. 367 kişilik kocaman bir çoğunluğun da hakkını yememek lazım, ara-sıra onlar da patlıyor "pıt" diye bir ses duyuyorsunuz, o kadar. Gürüz gücünü şuradan alıyormuş, buradan alıyormuş, bizi ilgilendirmez. Gürüz'ün, meşru olmayan, milletin bilmediği güç kaynaklarını tespit etmek ve şartelini indirmek de iktidar olarak senin görevin.
Bu milletin bir ferdi olarak cidden ağrımıza gidiyor, onurumuza dokunuyor. Düşünebiliyor musunuz, milletin meclisinde, millet meclisinde, başörtüsü aleyhine, imam-hatipler aleyhine Gürüz gürlüyor da milletin vekillerinden çıt yok. Milli Eğitim Bakanımız lütfedip konuşmuşlar: "Benim ağzımdan bir tek imam-hatip lisesi sözü çıkmadı" demişler.
Kardeşim sen, yapmaya çalıştığın bu yeni düzenlemede haklı mısın, haksız mısın? Doğru mu yoksa yanlış mı yapıyorsunuz? Haksız ve yanlış yaptığını düşünüyorsan ne diye boş yere bu milleti oyalıyorsun? Haklıyım, doğru yapıyorum diyorsan ne diye dimdik arkasında durmuyorsun? Senin ağzından bir tek imam-hatip lisesi sözü çıkmadı ise, çıkmıyorsa o zaman neyin peşindesin, neyi düzeltmeye çalışıyorsun?
Dünya alem biliyor ki 28 Şubat sürecinde asıl ipi çekilen, darağacına çıkarılan imam-hatiplerdir, diğer meslek liseleri de onların ateşine yanmıştır ve bu tartışmasız kocaman bir zulümdür. Bu kocman zulme son veresiniz diye bu millet size yetki vermiştir, destek vermiştir. Ağzınıza dahi alamayacak boyuttaki ürkekliğinizle, çekingenliğinizle siz bu problemi nasıl çözeceksiniz?
Bu milletin tasfiyesi anlamındaki AB sevdakârlığınız kadar bir sevdanız olsaydı, Heybeliada Ruhban Okulu'nun açılışının geç kalmasından ötürü duyduğunuz esef kadar, bu konuda da üzüntü duysaydınız, Ermenilerin teklifi ile Harran'da açılması planlanan papaz okuluna yaklaştığınız sıcaklık ve el çabukluğunu imam-hatipler konusunda da gösterseydiniz bu mesele çoktan çözülmüştü.
Hırsızın hiç mi suçu yok?
Elbette var, Gürüz Efendi'ye de bir kaç sözümüz var. Başörtüsü, imam-hatipler gündem olunca deli-divane kesilen, aleyhte gürül gürül gürleyen Gürüz'den aynı ses tonunu; Harran'daki papaz okulu için de, Heybeliada Ruhban Okulu için de, Türk devletinin imhası için atılan adımlar hakkında da bekliyoruz. Bu konularda sesi sedası çıkmazsa, bütün kininin, nefretinin, şiddetinin, bu milletin ruh köküne, inancına, örfüne, geleneğine yönelik olduğu tescillenmiş olacak, ondan sonra da gürlese ne yazar, gürlemese ne yazar?
Arslanlar, çam dibinde, gölgeliklerde pinekleme icraatlarını sürdürdükçe, meydanlar haliyle tilkilere kalıyor. Gürbüzlüğü, gümrahlığı ve dahi heybeti kendinden menkul tilki, ormanların kralı hissine kapılınca, her çeşit miyavlama ve ciyaklama seslerini gürleme, kükreme diye tercüme ediyor. İşin tuhafı, arslan gerektiği zaman ve zeminde kükremediği için, kendi sesini unuttuğu için, tilkilerin ciyaklamalarını kükreme şeklinde algılamaya başlıyor.
367 vekilden müteşekkil tek başına iktidar bir tarafa, tek başına Gürüz bir tarafa.
YÖK kanun tasarısı gündeme geliyor Gürüz gürlüyor, imam-hatiplerin mağduriyetinin giderilmesi gündeme geliyor Gürüz gürlüyor. Hatta hiç üstüne lazım olmayan konularda bile gürültüler-gurultular çıkarıyor. 367 kişilik kocaman bir çoğunluğun da hakkını yememek lazım, ara-sıra onlar da patlıyor "pıt" diye bir ses duyuyorsunuz, o kadar. Gürüz gücünü şuradan alıyormuş, buradan alıyormuş, bizi ilgilendirmez. Gürüz'ün, meşru olmayan, milletin bilmediği güç kaynaklarını tespit etmek ve şartelini indirmek de iktidar olarak senin görevin.
Bu milletin bir ferdi olarak cidden ağrımıza gidiyor, onurumuza dokunuyor. Düşünebiliyor musunuz, milletin meclisinde, millet meclisinde, başörtüsü aleyhine, imam-hatipler aleyhine Gürüz gürlüyor da milletin vekillerinden çıt yok. Milli Eğitim Bakanımız lütfedip konuşmuşlar: "Benim ağzımdan bir tek imam-hatip lisesi sözü çıkmadı" demişler.
Kardeşim sen, yapmaya çalıştığın bu yeni düzenlemede haklı mısın, haksız mısın? Doğru mu yoksa yanlış mı yapıyorsunuz? Haksız ve yanlış yaptığını düşünüyorsan ne diye boş yere bu milleti oyalıyorsun? Haklıyım, doğru yapıyorum diyorsan ne diye dimdik arkasında durmuyorsun? Senin ağzından bir tek imam-hatip lisesi sözü çıkmadı ise, çıkmıyorsa o zaman neyin peşindesin, neyi düzeltmeye çalışıyorsun?
Dünya alem biliyor ki 28 Şubat sürecinde asıl ipi çekilen, darağacına çıkarılan imam-hatiplerdir, diğer meslek liseleri de onların ateşine yanmıştır ve bu tartışmasız kocaman bir zulümdür. Bu kocman zulme son veresiniz diye bu millet size yetki vermiştir, destek vermiştir. Ağzınıza dahi alamayacak boyuttaki ürkekliğinizle, çekingenliğinizle siz bu problemi nasıl çözeceksiniz?
Bu milletin tasfiyesi anlamındaki AB sevdakârlığınız kadar bir sevdanız olsaydı, Heybeliada Ruhban Okulu'nun açılışının geç kalmasından ötürü duyduğunuz esef kadar, bu konuda da üzüntü duysaydınız, Ermenilerin teklifi ile Harran'da açılması planlanan papaz okuluna yaklaştığınız sıcaklık ve el çabukluğunu imam-hatipler konusunda da gösterseydiniz bu mesele çoktan çözülmüştü.
Hırsızın hiç mi suçu yok?
Elbette var, Gürüz Efendi'ye de bir kaç sözümüz var. Başörtüsü, imam-hatipler gündem olunca deli-divane kesilen, aleyhte gürül gürül gürleyen Gürüz'den aynı ses tonunu; Harran'daki papaz okulu için de, Heybeliada Ruhban Okulu için de, Türk devletinin imhası için atılan adımlar hakkında da bekliyoruz. Bu konularda sesi sedası çıkmazsa, bütün kininin, nefretinin, şiddetinin, bu milletin ruh köküne, inancına, örfüne, geleneğine yönelik olduğu tescillenmiş olacak, ondan sonra da gürlese ne yazar, gürlemese ne yazar?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- İktidara düşen… / 22.04.2025
- Yaşadıklarımızın resmidir / 21.04.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Yaşadıklarımızın resmidir / 21.04.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025