Ali evladından, Fatma ananın göz bebeklerinden ve ciğer parelerinden, son elçi son Peygamberin reyhanlarından biri olan Hüseyin'in dünyası karartıldıktan sonra ey Güneş sen artık doğmayacaktın.
Binlercesi, on binlercesi onun aleyhinde, onun güneşini söndürmek için toplanan, kılıçlarını onun kanına beleyen bir topluluğa ışık olmak için, ısı saçmak için bir daha doğmanın ne alemi vardı?
Fatma ananın nazenin çiçeğini elleriyle, dilleriyle ve kahrolası kararlarıyla solduran bir güruh için çiçekler yeşersin diye, nebatat oluşsun diye bir daha doğmayacaktın.
İslam güneşini ebediyen söndürmek için adeta ant içmiş olan o topluluk, Hüseyin'den sonra ebediyen bir daha güneş yüzü görmemeliydi.
Yol kesen yollar kesen, kol kesen kollar kesen o gözlerini kan ve yüreklerini kin bürümüş olan o güruh, o günden sonra senin ışığına hasret kalmalıydılar.
Yol kesen yollar kesen, kol kesen kollar kesen, Hüseyin ve yarenlerinin su yollarını kesen, kundaktaki Küçük Ali'nin dahi su talebine kahrolası zehirli oklarıyla karşılık veren o nasipsiz topluluk, o günden sonra bir damla suya hasret kalsınlar diye sen bir daha doğmamalıydın ey güneş.
Küçük Rukayye'nin küpelerini kulaklarıyla beraber koparıp alacak kadar gözü dönmüş, vicdanı kararmış o katiller sürüsü bir daha, senin doğuşunla oluşan tüm meyvelerden ebediyen mahrum kalmalıydılar.
Kerbela'da Hüseyin'in güneşi söndürüldükten sonra sen bir daha doğmayacaktın.
Fırat nehri ile Hüseyin evladının, Hüseyin ahfadının, Ali ve Fatma oğullarının arasına giren o yol kesenler, o su yolu kesenler güruhu, sen doğup batmaya devam ettiğin için Hüseyin'den sonra kana kana su içmeye devam ettiler.
Ehl-i Beyt fertleri hunharca kılıçtan geçirildikten sonra ey güneş senin doğuşunun da artık bir anlamı kalmadı.
Kara kalpli, kapkara vicdanlı ve Yezit tiynetli sözde insanların kirlettiği, karalar çaldığı karanlık bir gezegeni tekrar aydınlatmanın ne manası vardı?
Hüseyin'den sonra, Hüseyin'in mübarek başı gövdesinden ayrılıp naşı atlara çiğnetildikten sonra, Bacı Zeynep'in ve kafiledeki diğer kadınların feryatları arşa yükselip bütün uzay boşluğunu doldurduktan sonra ey güneş, hiçbir şey olmamış gibi senin ertesi sabah tekrar doğuşun gerçekten hayret verici bir harekettir.
Peygamber evladına karşı, Ehl-i Beyt fertlerine karşı işlenen bu korkunç cinayet karşısında, Allah'ın ayetlerinden biri olan senden de bir tavır, bir surat asma, bir kaş çatma, bir protesto beklenirdi ey güneş.
Hüseyin'den sonra doğmamalıydın ey güneş.
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025