1916'da Bitlis'te, Ruslar tarafından 387 askerin topluca şehit edildiği, bir gazimizin hatıra defterindeki kayıtlarla bir kez daha gözler önüne serildi.
İhanet vesikası Genelkurmay'a teslim edildi
Bir hainin Ruslarla işbirliği yapması sonucu istirahatte iken gece yarısı katledilen askerlerle ilgili Genelkurmay Başkanlığı'ndan belge istenmesi üzerine araştırmalarını sürdüren Bitlis Meslek Yüksek Okulu Öğretim Görevlisi araştırmacı-yazar Törehan Serdar, Osmanlıca ve Kürtçe şivesiyle yazılmış bir belgeye ulaştı.
Araştırmacı yazar Törehan Serdar, o günleri yaşamış ve bu acı olayı kaleme alan Abdulbari Bayav'a ait hatıra defterini bulduğunu ve bu belgeyi Genelkurmay Başkanlığı Askeri Tarih ve Strateji Etüt Başkanlığı'na gönderdiğini açıkladı.
Milli bütünlüğümüz sekteye uğratılmış
Bilgileri, 1916 yılında Bitlis'in işgali ve kurtuluşunda milis olarak savaşlarda bulunmuş, bizzat bu olayları yaşayan ve şehitlerimizin gömülmesine katılan bir gazimizin hatıra defterinden alındığını belirten Törehan Serdar şunları söyledi:
"Bitlis'in Yükseliş Mahallesi'nde ikamet eden Abdulbari Bayav'ın oğlu Kutbettin Bayav'ı bulduk. Söz konusu olan hatıra notlar bizzat milis asker Abdulbari tarafından kendi el yazısıyla Osmanlıca (Arap harfleriyle) ve Kürtçe şivesiyle yazılmış. Bölgemiz yıllarca bölücü ve yıkıcılarla bunlara çanak tutanlar tarafından suiistimal edilmiş. Milli birlik ve beraberliğimiz zaman zaman sekteye uğratılmaya çalışılmıştır. Bölgemizde bu şer guruplarının çalışmaları artarak devam etmektedir.
Şehitliğimiz mutlaka ortaya çıkarılmalı
Bu şehitliğin ortaya çıkarılması, şanlarına yakışır bir şekilde şehitlik olarak tanzim edilmesi, bu şer güçlerinin oyunlarını büyük ölçüde sekteye uğratacaktır. Şehitlik, yöremizde birlik ve beraberliğin sağlanmasında, halkımızın tek yürek olmasında, bu konuda yapılan maksatlı propagandaların çürütülmesinde çok büyük önem arz etmektedir. Özellikle bu yıkıcı ve bölücü mihrakların kasıtlı olarak, 'Kürtler Çanakkale'de Türkler için öldü. Peki Kürtler için Türkler bu topraklarda hiç öldü mü ?' propagandalarının çürütülmesini sağlayacaktır. Doğusuyla, batısıyla, kuzeyi ve güneyiyle vatanın bir bütün olduğunun, vatan topraklarının her karışının ecdat kanıyla sulandığının, Çanakkale'deki askerlerin din, mezhep, ırk, cins ayrımı yapmaksızın oradan Bitlis'e kadar gelerek Bitlis halkının malını, canını, namusunu kurtardığının en güzel örneğinin bu şehitlik olacağına bütün Bitlis halkıyla beraber kalpten inanıyorum. Bu şehitlik; bölücü ve yıkıcılara indirilmiş büyük bir tokat olacaktır. Bu belgeyi Genelkurmay Başkanlığı'na gönderdim."
Canlı müşahidin hatıraları tüyler ürpertici
Hatıra defterine yazan milis Abdulbari Bayav, 218 şehidi köylülerle birlikte gömdüklerini geri kalan 169 şehidi ise derenin içerisine bırakarak toprakla kapattıkları belirterek acı olayı şöyle anlatıyor: "Ben Şeyh Abdulmenaf aşiretindenim ve Ruslar'a karşı savaşıyordum. 29 Mart 1916 tarihinde Karçinbaşı mevkiinde kahraman askerlerimiz istirahata çekilmişlerdi. Gece saat 12.15'de bir hain plan yaparak Rus askerlerini, Bitlis Kömüs deresinden Karçinbaşı mevkiine götürdü ve konaklayan askerlerimiz şehit edildi. Mevcut bulunan askerin sayısı 387 idi ve tamamı şehit oldular. Ve bizler köylülerle beraber 218 şehidimizi kuyladık (gömdük). Geri kalan 169 şehidimizi derenin içerisine bırakarak toprakla kapattık. Bu tarihi hiçbir zaman unutmam. Ve sizler de unutmayın. Ermeniler'in bu kalleşlikleri unutulmaz. Ben Duhan (Sarıkonak) deresinde nöbet bekliyordum. Gazi Kemal Paşa geldi. Elbisem bitlenmişti. Ben bitleri öldürüyordum. Kurtarıcı Kemal Paşa yanıma geldi ve ben elbisemi giymeye çalıştım. Bırakmadı ve bana "Evladım sen öldürmeye devam et. Düşmanını da aynen böyle öldür" dedi. Ve bizlere "Başhan'a kadar gidin. Zafer bizimdir" dedi. Bitlis şehrinde Ermeniler'in zulümlerini sordu ve kendisine anlatıldı."
İhanet vesikası Genelkurmay'a teslim edildi
Bir hainin Ruslarla işbirliği yapması sonucu istirahatte iken gece yarısı katledilen askerlerle ilgili Genelkurmay Başkanlığı'ndan belge istenmesi üzerine araştırmalarını sürdüren Bitlis Meslek Yüksek Okulu Öğretim Görevlisi araştırmacı-yazar Törehan Serdar, Osmanlıca ve Kürtçe şivesiyle yazılmış bir belgeye ulaştı.
Araştırmacı yazar Törehan Serdar, o günleri yaşamış ve bu acı olayı kaleme alan Abdulbari Bayav'a ait hatıra defterini bulduğunu ve bu belgeyi Genelkurmay Başkanlığı Askeri Tarih ve Strateji Etüt Başkanlığı'na gönderdiğini açıkladı.
Milli bütünlüğümüz sekteye uğratılmış
Bilgileri, 1916 yılında Bitlis'in işgali ve kurtuluşunda milis olarak savaşlarda bulunmuş, bizzat bu olayları yaşayan ve şehitlerimizin gömülmesine katılan bir gazimizin hatıra defterinden alındığını belirten Törehan Serdar şunları söyledi:
"Bitlis'in Yükseliş Mahallesi'nde ikamet eden Abdulbari Bayav'ın oğlu Kutbettin Bayav'ı bulduk. Söz konusu olan hatıra notlar bizzat milis asker Abdulbari tarafından kendi el yazısıyla Osmanlıca (Arap harfleriyle) ve Kürtçe şivesiyle yazılmış. Bölgemiz yıllarca bölücü ve yıkıcılarla bunlara çanak tutanlar tarafından suiistimal edilmiş. Milli birlik ve beraberliğimiz zaman zaman sekteye uğratılmaya çalışılmıştır. Bölgemizde bu şer guruplarının çalışmaları artarak devam etmektedir.
Şehitliğimiz mutlaka ortaya çıkarılmalı
Bu şehitliğin ortaya çıkarılması, şanlarına yakışır bir şekilde şehitlik olarak tanzim edilmesi, bu şer güçlerinin oyunlarını büyük ölçüde sekteye uğratacaktır. Şehitlik, yöremizde birlik ve beraberliğin sağlanmasında, halkımızın tek yürek olmasında, bu konuda yapılan maksatlı propagandaların çürütülmesinde çok büyük önem arz etmektedir. Özellikle bu yıkıcı ve bölücü mihrakların kasıtlı olarak, 'Kürtler Çanakkale'de Türkler için öldü. Peki Kürtler için Türkler bu topraklarda hiç öldü mü ?' propagandalarının çürütülmesini sağlayacaktır. Doğusuyla, batısıyla, kuzeyi ve güneyiyle vatanın bir bütün olduğunun, vatan topraklarının her karışının ecdat kanıyla sulandığının, Çanakkale'deki askerlerin din, mezhep, ırk, cins ayrımı yapmaksızın oradan Bitlis'e kadar gelerek Bitlis halkının malını, canını, namusunu kurtardığının en güzel örneğinin bu şehitlik olacağına bütün Bitlis halkıyla beraber kalpten inanıyorum. Bu şehitlik; bölücü ve yıkıcılara indirilmiş büyük bir tokat olacaktır. Bu belgeyi Genelkurmay Başkanlığı'na gönderdim."
Canlı müşahidin hatıraları tüyler ürpertici
Hatıra defterine yazan milis Abdulbari Bayav, 218 şehidi köylülerle birlikte gömdüklerini geri kalan 169 şehidi ise derenin içerisine bırakarak toprakla kapattıkları belirterek acı olayı şöyle anlatıyor: "Ben Şeyh Abdulmenaf aşiretindenim ve Ruslar'a karşı savaşıyordum. 29 Mart 1916 tarihinde Karçinbaşı mevkiinde kahraman askerlerimiz istirahata çekilmişlerdi. Gece saat 12.15'de bir hain plan yaparak Rus askerlerini, Bitlis Kömüs deresinden Karçinbaşı mevkiine götürdü ve konaklayan askerlerimiz şehit edildi. Mevcut bulunan askerin sayısı 387 idi ve tamamı şehit oldular. Ve bizler köylülerle beraber 218 şehidimizi kuyladık (gömdük). Geri kalan 169 şehidimizi derenin içerisine bırakarak toprakla kapattık. Bu tarihi hiçbir zaman unutmam. Ve sizler de unutmayın. Ermeniler'in bu kalleşlikleri unutulmaz. Ben Duhan (Sarıkonak) deresinde nöbet bekliyordum. Gazi Kemal Paşa geldi. Elbisem bitlenmişti. Ben bitleri öldürüyordum. Kurtarıcı Kemal Paşa yanıma geldi ve ben elbisemi giymeye çalıştım. Bırakmadı ve bana "Evladım sen öldürmeye devam et. Düşmanını da aynen böyle öldür" dedi. Ve bizlere "Başhan'a kadar gidin. Zafer bizimdir" dedi. Bitlis şehrinde Ermeniler'in zulümlerini sordu ve kendisine anlatıldı."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.