Başlık Türkiye'nin gerçeği, siyasetçilerimizin gerçeği? Fetullah Gülen'in, Papa'ya yazdığı mektuptan başta Erdoğan olmak üzere bütün siyasi parti liderlerinden, sosyal kuruluşlardan, cemaatlerden, "haberim yoktu" diyebilecek olan var mı?
Yok, hiç birisi diyemez. Hepsinin haberi vardı. Artı, kendilerine İslam adına bir uyarıcı da gelmiş ve ortaya çıkan vahametin milli ve manevi tehlikesini haber de vermişti.
Evet, Prof. Dr. Haydar Baş'ın oluşturduğu heyetler, ülkemizdeki bütün siyasi parti liderlerini, cemaat liderlerini, kanaat önderlerini, Gülen tarafından Vatikan'a yazılan mektup ve akabinde yapılan ziyaret konusunda uyarmıştı. Onun için kimse bilmiyorduk, aldatıldık vs. diyemez.
Peki, Fetullah Gülen o mektubunda, ziyaretinde, açıklamalarında ve yazdığı kitaplarda ne diyordu? Bugün Fransa'da denilenlerin aynısını ve daha da fazlasını diyordu.
"Pek muhterem Papa cenapları,
Papa 6. Paul Cenapları tarafından başlatılan ve devam etmekte olan Dinlerarası Diyalog İçin Papalık Konseyi (PCID) misyonunun bir parçası olmak üzere burada bulunuyoruz? İslam yanlış anlaşılan bir din olmuştur ve bunda en çok suçlanacak olan Müslümanlardır."
Küresel Barışa Doğru kitabında ise Kur'ân-ı Kerim'de Hıristiyanlık ve Yahudilik hakkında kullanılan ifadelerin çok sert olduğunu, fakat bu ayetlerin o günkü Yahudi ve Hıristiyanlarla ilgili olduğunu, bugünün Yahudi ve Hıristiyanlar için de kullanılacak diye bir şart, bir mecburiyet olamayacağını, uzun uzun yazar.
Ve konuyu aynen şöyle bitirir: "Kanaatime göre, tarihî hâdiseleri kendi tarihsellikleri içinde ele almalı, yani her hâdiseyi kendi şartları ve konumu içinde değerlendirmeli ve bugünkü davranışlarımızda da bugünkü tavırları esas almalıyız."
Birçok yabacı ülkede, medyada, açıklamalarında devamlı İslam ve Müslümanlar üzerine oynayan Gülen, Yahudi ve Hıristiyanları ise cennetle müjdeliyordu.
Bugün Papaz, haham, akademisyen ve siyasetçiden oluşan 300 Fransız çıkmış ve 'Yahudi ve Hıristiyanlara karşı şiddet içerdiği gerekçesiyle Kur'an'dan bazı ayetlerin çıkarılmasını' istiyor.
Çok normal. Çünkü Yahudi ve Hıristiyanlar, Kur'an'da haber verilen karakterlerini sergiliyor. Normal olmayan ise Haçlı ve Yahudi gerçeğini görmeyen Müslümanlar, Müslümanların önüne geçen liderler.
Şimdi delikanlı gibi söyleyin! Gülen'in yazdığı, anlattığı, misyon olarak İslam Dünyasına yaymaya çalıştığı görüşler ile bu Fransızların görüşleri arasında ne fark var veya fark var mı?
Var, var. Fransızların dediklerine kızar, bağırır, geçersin. Ama Gülen'in sözleriyle, etkisiyle yüz binlerce insanımız dininden oldu ve siyasilerimiz buna göz yumdu hatta destek oldu, ne istedilerse verdi?
Şunu unutmayın! Bu üç yüzlülerin açıklaması bireysel değildir. AB'nin açıklamasıdır, Yahudi ve Hıristiyanların İslam dinine bakışlarının itirafıdır.
Bu bildiriye başta Erdoğan olmak üzere siyasetçiler, dinci medya tepki gösterdi.
Hatta Erdoğan aynen şöyle dedi: "Siz kimsiniz de bizim kutsalımıza saldırıyorsunuz? Biz sizin ne denli aşağılık olduğunuzu biliyoruz. Bunu zaten her yerde yaptınız. Yeni tanımadık sizi."
Sayın Erdoğan! Saldırmadıkları neyimiz kaldı? Ekonomimize saldırdılar, iç işlerimize saldırdılar, dış işlerimize saldırdılar, sosyal yapımıza, kültürümüze saldırdılar. Hepsini de özünden kopardılar. Dinimize ise Peygamberimizden beri saldırıyorlar. Bu gerçekleri yeni mi görüyorsunuz?
Oysa daha birkaç gün önce; "AB'ye tam üyelik hedefinden asla vazgeçmedik" diyordunuz. Hâlâ aynı hedefte misiniz?
Hatırlar mısınız? Peygamberimize hakaret eden bir Fransız dergisi vardı. O dergiye 2015'te bir provokatif saldırı yapıldı.
Saldırı sonrası ölenleri anmak için başbakan Davutoğlu'nu oraya siz göndermiştiniz ve o törenlerde yine İslam'a hakaret edilmişti ve sizler susmuştunuz.
Onun için ben, AB'ye atılan imzaların geri çekilmedikçe, fasıllar kapatılmadıkça, AB ülkeleri ile ilişkilerin sadece ticaret eksenli, karşılıklı menfaat üzerine kurulmadıkça sizlerin bu söylemlerini samimi bulmuyorum. Haksız mıyım?
Yok, hiç birisi diyemez. Hepsinin haberi vardı. Artı, kendilerine İslam adına bir uyarıcı da gelmiş ve ortaya çıkan vahametin milli ve manevi tehlikesini haber de vermişti.
Evet, Prof. Dr. Haydar Baş'ın oluşturduğu heyetler, ülkemizdeki bütün siyasi parti liderlerini, cemaat liderlerini, kanaat önderlerini, Gülen tarafından Vatikan'a yazılan mektup ve akabinde yapılan ziyaret konusunda uyarmıştı. Onun için kimse bilmiyorduk, aldatıldık vs. diyemez.
Peki, Fetullah Gülen o mektubunda, ziyaretinde, açıklamalarında ve yazdığı kitaplarda ne diyordu? Bugün Fransa'da denilenlerin aynısını ve daha da fazlasını diyordu.
"Pek muhterem Papa cenapları,
Papa 6. Paul Cenapları tarafından başlatılan ve devam etmekte olan Dinlerarası Diyalog İçin Papalık Konseyi (PCID) misyonunun bir parçası olmak üzere burada bulunuyoruz? İslam yanlış anlaşılan bir din olmuştur ve bunda en çok suçlanacak olan Müslümanlardır."
Küresel Barışa Doğru kitabında ise Kur'ân-ı Kerim'de Hıristiyanlık ve Yahudilik hakkında kullanılan ifadelerin çok sert olduğunu, fakat bu ayetlerin o günkü Yahudi ve Hıristiyanlarla ilgili olduğunu, bugünün Yahudi ve Hıristiyanlar için de kullanılacak diye bir şart, bir mecburiyet olamayacağını, uzun uzun yazar.
Ve konuyu aynen şöyle bitirir: "Kanaatime göre, tarihî hâdiseleri kendi tarihsellikleri içinde ele almalı, yani her hâdiseyi kendi şartları ve konumu içinde değerlendirmeli ve bugünkü davranışlarımızda da bugünkü tavırları esas almalıyız."
Birçok yabacı ülkede, medyada, açıklamalarında devamlı İslam ve Müslümanlar üzerine oynayan Gülen, Yahudi ve Hıristiyanları ise cennetle müjdeliyordu.
Bugün Papaz, haham, akademisyen ve siyasetçiden oluşan 300 Fransız çıkmış ve 'Yahudi ve Hıristiyanlara karşı şiddet içerdiği gerekçesiyle Kur'an'dan bazı ayetlerin çıkarılmasını' istiyor.
Çok normal. Çünkü Yahudi ve Hıristiyanlar, Kur'an'da haber verilen karakterlerini sergiliyor. Normal olmayan ise Haçlı ve Yahudi gerçeğini görmeyen Müslümanlar, Müslümanların önüne geçen liderler.
Şimdi delikanlı gibi söyleyin! Gülen'in yazdığı, anlattığı, misyon olarak İslam Dünyasına yaymaya çalıştığı görüşler ile bu Fransızların görüşleri arasında ne fark var veya fark var mı?
Var, var. Fransızların dediklerine kızar, bağırır, geçersin. Ama Gülen'in sözleriyle, etkisiyle yüz binlerce insanımız dininden oldu ve siyasilerimiz buna göz yumdu hatta destek oldu, ne istedilerse verdi?
Şunu unutmayın! Bu üç yüzlülerin açıklaması bireysel değildir. AB'nin açıklamasıdır, Yahudi ve Hıristiyanların İslam dinine bakışlarının itirafıdır.
Bu bildiriye başta Erdoğan olmak üzere siyasetçiler, dinci medya tepki gösterdi.
Hatta Erdoğan aynen şöyle dedi: "Siz kimsiniz de bizim kutsalımıza saldırıyorsunuz? Biz sizin ne denli aşağılık olduğunuzu biliyoruz. Bunu zaten her yerde yaptınız. Yeni tanımadık sizi."
Sayın Erdoğan! Saldırmadıkları neyimiz kaldı? Ekonomimize saldırdılar, iç işlerimize saldırdılar, dış işlerimize saldırdılar, sosyal yapımıza, kültürümüze saldırdılar. Hepsini de özünden kopardılar. Dinimize ise Peygamberimizden beri saldırıyorlar. Bu gerçekleri yeni mi görüyorsunuz?
Oysa daha birkaç gün önce; "AB'ye tam üyelik hedefinden asla vazgeçmedik" diyordunuz. Hâlâ aynı hedefte misiniz?
Hatırlar mısınız? Peygamberimize hakaret eden bir Fransız dergisi vardı. O dergiye 2015'te bir provokatif saldırı yapıldı.
Saldırı sonrası ölenleri anmak için başbakan Davutoğlu'nu oraya siz göndermiştiniz ve o törenlerde yine İslam'a hakaret edilmişti ve sizler susmuştunuz.
Onun için ben, AB'ye atılan imzaların geri çekilmedikçe, fasıllar kapatılmadıkça, AB ülkeleri ile ilişkilerin sadece ticaret eksenli, karşılıklı menfaat üzerine kurulmadıkça sizlerin bu söylemlerini samimi bulmuyorum. Haksız mıyım?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- ‘Erdoğan Amca adım Danya Ebu Muhsin’ / 20.04.2025
- 2 bin değil 2 bin 600 yıldır yapılanamayanı yaptılar? / 19.04.2025
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- 2 bin değil 2 bin 600 yıldır yapılanamayanı yaptılar? / 19.04.2025
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025