Geçtiğimiz hafta sonunda Londra Lordlar Kamarasında Londra Diyalog Derneği tarafından bir sempozyum düzenlendi. Programın ana başlığı; "Dönüşüm geçiren İslam Dünyası ve Gülen hareketinin bu sürece katkıları" şeklinde idi.Seçilen tebliğ başlıkları ve sunulan tebliğlerin muhtevaları incelendiğinde rahatlıkla şu sonuç çıkarılabilir; Batı cephesinden her ne çeşit saldırı ve hakaret gelirse gelsin, bunu yumuşatacak, allayıp-pullayıp Müslümanlara sunacak bir harekettir Gülen hareketi. Dolayısıyla topyekun Batı dünyasının kayıtsız-şartsız destekleyip büyütmesi gereken bir harekettir.Sempozyumu yerinde takip eden Ruşen Çakır'ın şu ifadeleri konuyu özetliyor:"Dönüşüm Geçiren 'İslam Dünyası': Gülen Hareketinin Bu Sürece Katkıları" başlığı hiç de rasgele seçilmiş değil. Konferans boyunca gerek cemaat üyesi sosyal bilimciler, gerekse yabancı tebliğciler dönüp dolaşıp şu formülü dile getirdiler: '11 Eylül (İngiltere için de 7 Temmuz) sonrası tüm dünya, buna bağlı olarak da İslam dünyası büyük bir dönüşüm geçiriyor. Bu dönüşümün teröre değil de evrensel barışa hizmet etmesi için İslam düşüncesinin yenilenmesi (tecdid), Batı'ya karşı düşmanca bakışın yerini diyalog ve işbirliğine bırakması, bütün bunların olabilmesi için de İslam dünyasında bir eğitim seferberliği olması gerekiyor. İşte Gülen hareketinin bunca yıllık deneyim ve birikimi tam da bu ihtiyaca cevap veriyor. Bu nedenle Batı bu hareketi destekleyip önünü açmalı, onun İslam yorumunun tüm İslam dünyasına egemen olması için katkıda bulunmalıdır." Gülen hareketinin İslam yorumunun İslam dünyasına egemen olması Batı için, haçlı alemi için neden bu kadar önemli? Yani, Amerika'yı da içine alarak söylüyoruz, haçlı dünyasının kendi içinde bu kadar problemi varken neden Gülen hareketinin İslam yorumu İslam dünyasına egemen olsun diye yollara düşmüş, lordlarını seferber etmiş?Bu ve benzeri soruların cevabı seçilen başlıkta saklı. Haçlı dünyası İslam aleminin bir dönüşüm geçirmesini arzulamaktadır, ama kendi arzuları istikametinde bir dönüşüm. Haçlılar kendi yaşadıkları topraklarda kaynakları bitirdiler, bazılarının vatanları küresel ısınma felaketi nedeni ile tehlikede, dolayısıyla hem yeni kaynaklara ulaşmak hem de yeni vatanlar edinmek için uzun zamandan beri İslam coğrafyasına yönelmiş durumdalar. 11 Eylül hikayesinin tamamen bunun için uydurulmuş komik bir gerekçe olduğu artık ortada. İşte tam bu noktada onları İslam coğrafyasına taşıyacak, kaynaklara konarken çıkacak müşkilatları halledecek bir hareket, bir lider gerekiyor; Gülen hareketi ise bu iş için biçilmiş bir kaftan.Programın baş tertipçilerinden biri zaten ağzından kaçırıyor; Batı kesinlikle düşmanımız değil. Yani Batı, bugün bir çok İslam ülkesine yaptığı gibi, hatta bizim cennet vatanımıza da yaptığı gibi, topunu-tüfeğini toplayıp işgale gelse de, fiili işgali gerçekleştirse de, acımasız katliamlar yapsa da, ırza tecavüzler olsa da, Irak'ta olduğu gibi bir milyonu aşkın Müslüman katledilse de Gülen hareketine göre bunlar düşman değildir. Bunlar öylesine din turizmini canlandırmak için gelmişler ama karşılarına çıkan bazı " direnişçileri" de ezmişler canım ne önemi var!Gülen hareketine göre mazlumların sızlanması yasaktır. Kendisinin de on yıldır ocağının başında oturduğu Amerika ve dindaşları, dünya gemisinin dümeninde oturmaktadırlar, dolayısıyla dümeni hangi tarafa çevirecekleri noktasında sonuna kadar serbesttirler? Kendi menfaatleri, kendi zevkleri doğrultusunda dümenle oynamaları sonucu, yüz binler, milyonlar eziliyormuş, feryatlar arşa çıkıyormuş ne önemi var? Hatta biraz daha sabırlı olup sızlanmaya da kalkmamalıdırlar. Sızlanırlarsa Gülen'in tavsiyesi ile burunları kırılır ve yola devam edilir.Haçlı-siyonist dünyası İslam coğrafyasındaki yapacakları değişim ve dönüşüm işinde içerden bir yardımcı ararken Gülen hareketini bulmuşlardır ve böyle bir destekçinin büyütülmesi gerekiyor, yıllardır bunu yapıyorlar, en son Lortlar kamerasına buyur edilmesi de bu cümledendir.O dünyanın vurgununa, soygununa, işgaline katliamına, ırza ve mala, cana tecavüzlerine kılıf uydurma, fetva çıkarma merkezinin adı Gülen hareketidir. Batılıların arzuları istikametinde bir değişim ve dönüşüme Gülen hareketinin katkıları kesinlikle inkar edilemez.Evet, Gülen hareketinin özeti şudur; zalim ve zorbalara alkış, mazlumlara ise sızlanma-ağlama dahi yasak.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025