Suâl bu, anlamayan?.. Yok... Ayağa kalkan?... Cemal, sen kalktın ha?... Üzüldüm doğrusu, ne yapalım. Cevabı Enver kardeşimizden alalım öyleyse! Enver doğru cevabı verirse, tabii ki 1'incilik mükâfatını almış olacak... Cemal'e de 2'ncilik kalacak. Eğer, Enver yanlış cevaplarsa ve Cemal kendisine sorulacak şans sorusunu bilirse o, birinci olacak... Ve, cevabı alıyoruz. Evet, Enver oğlum, cevabın?..
- Hoca'm, cevabım; "Kazâ namazı kılmak için abdest alıp" dediniz. O kişi, kazâ namazı niyetine ilâveten "abdeste şükür namazı da denilen sübhâ namazı"na ve eğer vakit kuşluk ise "kuşluk namazı"na, akşam ile yatsı arası ise "evvâbîn namazı"na, vakit gece ise "teheccüd namazı"na ve eğer bir yolculuğa çıkacak ise "tehiyyet-ül menzil namazı"na veya namazı câmî veya mescîdde kılacak ise ayrıca "tehiyyet-ül mescîd namazı"na da niyetlenirse, her bir ilâve niyeti sebebiyle ayrıca sünnet sevâbı alır...
Bu cevap karşısında Cemal, çömelip yarışmacı arkadaşı Enver'in kolları altından tutup O'nu kaldırdı ve sonra da kucakladı... Başını mikrofondan yana çevirip, sesini de yükselterek:
- Tebrik ederim, tebrikler eylerim kardeşim!... Doğrusu bu yaşıma ve mezûn olacağım bu seneye kadar böyle bir soruya ne muhatap oldum ve ne de cevabıyla karşılaştım. Vesileyle, ben de bu mes'eleyi şimdi, burada, sayenizde öğrenmiş oldum... Bu bakımdan öğretmenim de sayılırsınız; size minnettarım... Birincilik hakkınızdır; tekrar tebrikler!...
Dedi ve Enver'i bir kerre daha kucakladı...
Tam bu ânda flâşlar patladı, kameralar çekime başladı...
Hasan Hilmi Hoca, tebessümler ederek, önce İmtihan Hey'etine, sonra da sahne çevresini saran misafirlerden yana baktı, baktı... Mikrofonu iyice ağzına yaklaştırdıktan sonra:
- Bana da bu durumu teyiden ilân etmek kaldı. Enver birinci, Cemal de ikinci...
Yer gök inledi bir yol daha,
Gülbahçe'deki alkış sesinden...
Anne-babalar öleyazdı,
Evlâdlarının sevincinden...
Güldede'nin üç oğlu, üç gelini;
Kalkmak istedi yerinden...
Barbaros gemileri sanki,
Dönmekte son seferinden...
Yer gök inledi bir yol daha,
Gülbahçe'deki alkış sesinden...
- S o n -
Ali Kayıkçı
- Hoca'm, cevabım; "Kazâ namazı kılmak için abdest alıp" dediniz. O kişi, kazâ namazı niyetine ilâveten "abdeste şükür namazı da denilen sübhâ namazı"na ve eğer vakit kuşluk ise "kuşluk namazı"na, akşam ile yatsı arası ise "evvâbîn namazı"na, vakit gece ise "teheccüd namazı"na ve eğer bir yolculuğa çıkacak ise "tehiyyet-ül menzil namazı"na veya namazı câmî veya mescîdde kılacak ise ayrıca "tehiyyet-ül mescîd namazı"na da niyetlenirse, her bir ilâve niyeti sebebiyle ayrıca sünnet sevâbı alır...
Bu cevap karşısında Cemal, çömelip yarışmacı arkadaşı Enver'in kolları altından tutup O'nu kaldırdı ve sonra da kucakladı... Başını mikrofondan yana çevirip, sesini de yükselterek:
- Tebrik ederim, tebrikler eylerim kardeşim!... Doğrusu bu yaşıma ve mezûn olacağım bu seneye kadar böyle bir soruya ne muhatap oldum ve ne de cevabıyla karşılaştım. Vesileyle, ben de bu mes'eleyi şimdi, burada, sayenizde öğrenmiş oldum... Bu bakımdan öğretmenim de sayılırsınız; size minnettarım... Birincilik hakkınızdır; tekrar tebrikler!...
Dedi ve Enver'i bir kerre daha kucakladı...
Tam bu ânda flâşlar patladı, kameralar çekime başladı...
Hasan Hilmi Hoca, tebessümler ederek, önce İmtihan Hey'etine, sonra da sahne çevresini saran misafirlerden yana baktı, baktı... Mikrofonu iyice ağzına yaklaştırdıktan sonra:
- Bana da bu durumu teyiden ilân etmek kaldı. Enver birinci, Cemal de ikinci...
Yer gök inledi bir yol daha,
Gülbahçe'deki alkış sesinden...
Anne-babalar öleyazdı,
Evlâdlarının sevincinden...
Güldede'nin üç oğlu, üç gelini;
Kalkmak istedi yerinden...
Barbaros gemileri sanki,
Dönmekte son seferinden...
Yer gök inledi bir yol daha,
Gülbahçe'deki alkış sesinden...
- S o n -
Ali Kayıkçı
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.