- Komşu; bu yarışma kararından sizleri zamanında haberdar edemedim ama, sizlerle beraber hâlledeceğim, bir başka düşüncem var. O hırsızlık hadisesi beni âdeta uyardı, ikaz etti. Şehîd evlâtlarımın ev eşyasını saklayacağım da ne olacak? Ya fareler, böcekler yiyecek; zamanla toz toprak içinde kalıp bir kısmı bozulacak, çoğunun modaları geçip belki de hebâ olup gidecekler. Torunlarımın malı diye, onların sahip çıkacağı yıllara kadar, belki de on, onbeş sene, "vasi" olarak ne diye saklayayım bunları. Torunlarım "akıl bâliğ" çağına gelip "büluğa" erince ben hayatta isem eşyaların bedelini, altun olarak öderim inşa'Allah. Hayatta değilsem zaten herşeyim onların. Sonra bakalım benim ömrüm, bu kadar yıl eşya bekçiliği yapmaya yeter mi? Bir diğer mesele de, onları tasadduk etmek, hayır hasenât olarak vermek ve sadaka sevâbı almak varken, bekletmek; Kıyâmet Günü onlardan hesaba çekilmek niye? Değil mi ya?
Bunun için düşündüm, taşındım. En iyisi, konuyu sizlere de açıp, elbirliği ile bu işin üstesinden gelmek. Gerek senin, gerek gelin kızımızın ve gerekse efendi oğlumuzun da yardımıyla; gelin veya damat adayı olup da çeyiz düzemeyen, bunun için evlenmekte güçlük çeken imânlı, namazlı-niyâzlı gençlere bu eşyalardan bağışlayalım. Bir kısmını da açıkladığımız yarışmada kazananlara hediye olarak verelim. Ha, ne dersiniz?
Ali Kayıkçı
Bunun için düşündüm, taşındım. En iyisi, konuyu sizlere de açıp, elbirliği ile bu işin üstesinden gelmek. Gerek senin, gerek gelin kızımızın ve gerekse efendi oğlumuzun da yardımıyla; gelin veya damat adayı olup da çeyiz düzemeyen, bunun için evlenmekte güçlük çeken imânlı, namazlı-niyâzlı gençlere bu eşyalardan bağışlayalım. Bir kısmını da açıkladığımız yarışmada kazananlara hediye olarak verelim. Ha, ne dersiniz?
Ali Kayıkçı
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.