Lâleli Baba
Valide Sultan, Laleli Baba'dan bu harikulade hali gördükten sonra acele ile saraya dönüp, şahid olduğu hadiseyi olduğu gibi oğluna anlatmış. Padişah:
- Annem çok yaşlandı, ne yaptığını, ne dediğini bilmiyor galiba!, diye düşünüp, anlatılanlara inanmamış. Laleli Baba'yı huzuruna getirtmiş:
- Söyle bakalım, bu dünyada en güzel şey nedir? diye sormuş. Laleli Baba:
-Yemek, içmek, sonra da rahat rahat defi hacet etmektir Sultanım!, diye cevap vermiş. Padişah:
- Sen ve senin gibiler için böyle olabilir. Amma, benim gibi bir padişah için nedir? diye sorunca; Laleli Baba:
- Senin için de öyle! diye cevap vermiş.
Bu cevaba kızan padişah, Laleli Baba'yı zindana attırmış.
Bir süre sonra, padişah yemekten, içmekten kesilmiş, defi hacet yapamıyormuş. Hekimler de bir türlü çare bulamıyorlarmış. Derken Padişahın aklına Laleli Baba'nın söyledikleri gelmiş. Hemen Laleli Baba'yı huzuruna getirtmiş ve kendisi için dua etmesini istemiş. Laleli Baba, dua etmiş, Padişah da derdinden kurtulmuş. Bunun üzerine, Laleli Baba adına bir cami yapılmasını emretmiş.Bu ferman üzerine Laleli Camii inşa edilmiş. Laleli Baba, vefat ettikten sonra Laleli Camii avlusuna defnedilmiş. Kabri, 1957'de Laleli Gençtürk Caddesindeki Kemalpaşa Camii avlusuna nakledilmiştir.
***
"Deryada sonsuzluğu fikretmeye ne zahmet!
Al sana, derya gibi sonsuz Karacaahmet!
Göbeğinde yalancı şehrin, sahici belde;
Ona sor, gidenlerden kalan şey neymiş elde?
Mezar, mezar, zıtların kenetlendiği nokta
Mezar, mezar, varlığa yol veren geçit, yokta.
Onda sırların sırrı: Bulmak için kaybetmek.
Parmakların saydığı ne varsa hep tüketmek.
Varmak o iklime ki, uğramaz ihtiyarlık;
Ebedi gençliğin taht kurduğu yer, mezarlık.
Ebedi gençlik ölüm, desem kimse inanmaz;
Taş ihtiyarlar servi çürür, ölüm yıpranaz"
Valide Sultan, Laleli Baba'dan bu harikulade hali gördükten sonra acele ile saraya dönüp, şahid olduğu hadiseyi olduğu gibi oğluna anlatmış. Padişah:
- Annem çok yaşlandı, ne yaptığını, ne dediğini bilmiyor galiba!, diye düşünüp, anlatılanlara inanmamış. Laleli Baba'yı huzuruna getirtmiş:
- Söyle bakalım, bu dünyada en güzel şey nedir? diye sormuş. Laleli Baba:
-Yemek, içmek, sonra da rahat rahat defi hacet etmektir Sultanım!, diye cevap vermiş. Padişah:
- Sen ve senin gibiler için böyle olabilir. Amma, benim gibi bir padişah için nedir? diye sorunca; Laleli Baba:
- Senin için de öyle! diye cevap vermiş.
Bu cevaba kızan padişah, Laleli Baba'yı zindana attırmış.
Bir süre sonra, padişah yemekten, içmekten kesilmiş, defi hacet yapamıyormuş. Hekimler de bir türlü çare bulamıyorlarmış. Derken Padişahın aklına Laleli Baba'nın söyledikleri gelmiş. Hemen Laleli Baba'yı huzuruna getirtmiş ve kendisi için dua etmesini istemiş. Laleli Baba, dua etmiş, Padişah da derdinden kurtulmuş. Bunun üzerine, Laleli Baba adına bir cami yapılmasını emretmiş.Bu ferman üzerine Laleli Camii inşa edilmiş. Laleli Baba, vefat ettikten sonra Laleli Camii avlusuna defnedilmiş. Kabri, 1957'de Laleli Gençtürk Caddesindeki Kemalpaşa Camii avlusuna nakledilmiştir.
***
"Deryada sonsuzluğu fikretmeye ne zahmet!
Al sana, derya gibi sonsuz Karacaahmet!
Göbeğinde yalancı şehrin, sahici belde;
Ona sor, gidenlerden kalan şey neymiş elde?
Mezar, mezar, zıtların kenetlendiği nokta
Mezar, mezar, varlığa yol veren geçit, yokta.
Onda sırların sırrı: Bulmak için kaybetmek.
Parmakların saydığı ne varsa hep tüketmek.
Varmak o iklime ki, uğramaz ihtiyarlık;
Ebedi gençliğin taht kurduğu yer, mezarlık.
Ebedi gençlik ölüm, desem kimse inanmaz;
Taş ihtiyarlar servi çürür, ölüm yıpranaz"
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.