Muînüddîn-i Çeşti
Alimler; "Sana müjdeler olsun ey Sultan Şihabüddin, oraları fethedeceksin! Endişelenme, gönlünü hoş tut. Muînüddîn-i Çeştî Hazretleri sana himmet edecek" dediler. Bunun üzerine Sultan Şihabüddin, ordusunu alıp, Hindistan'a hareket etti. Hindistan'da Ecmir racasının ordusuyla karşılaştı. Şiddetli savaşlar yapıldı. Neticede, Sultan Şihabüddin galip geldi ve Raca yakalanıp esir edildi. Sultan Şihabüddin ve ordusu, Muînüddîn-i Çeştî Hazretlerinin himmetiyle zaferden zafere koştu. Ecmir'den Dehli üzerine yürüyen İslam ordusu, Dehli racası Pethûra'nın ordusunu maglub edip, kendisini esir aldılar. Sultan Şihabüddin, Dehli'de saltanat tahtına oturdu. Dört-beş sene kadar Hindistan'da kaldıktan sonra Gazne'ye döndü. Muînüddîn-i Çeştî Hazretlerinin himmet ve tasarruflarıyla, İslamiyet, Hindistan'da her tarafa yayıldı. Pekçok insan küfür hastalığından kurtulup, Müslüman olmakla şereflendi. Muînüddîn-i Çeştî'nin talebeleri ve bunların da talebeleri, Hindistan'da asırlarca İslam'a hizmet ettiler.
Bir gün Muînüddîn-i Çeştî'nin huzûruna biri geldi. Edebli bir tavırla oturup; "Çoktan beri sizin sohbetinize katılmak isterdim, hamdolsun ki bugün bu büyük saâdet nasib oldu" dedi. Adamın bu sözü üzerine, Muînüddîn-i Çeştî ona doğru bakıp tebessüm etti. Bir müddet durduktan sonra da; "Haydi, buraya ne maksatla gelmişsen onu yapsana" dedi. Adam bu sözü işitince, maksadının anlaşıldığını farkına varıp, şiddetle titremeye başladı. Başını yerlere koyup durmadan yalvarıyordu. Sonra şöyle dedi: "Ey efendim! Beni bir kimse buraya sizi öldürmem için gönderdi. Siz onu da kerâmetinizle bilirsiniz. Benim, aslında size bir kastım ve düşmanlığım yoktu" dedi. Sonra elini koynuna sokup bir bıçak çıkardı ve orada bulunanların önüne attı. Ortaya çıkıp, Muînüddîn-i Çeştî Hazretlerinin ayaklarına kapandı ve; "Bana dilediğiniz cezâyı verin"! dedi. Bunun üzerine Muînüddîn-i Çeştî; "Bizim yolumuzda, bize kötülük yapana biz iyilik yaparız" buyurdu.
Alimler; "Sana müjdeler olsun ey Sultan Şihabüddin, oraları fethedeceksin! Endişelenme, gönlünü hoş tut. Muînüddîn-i Çeştî Hazretleri sana himmet edecek" dediler. Bunun üzerine Sultan Şihabüddin, ordusunu alıp, Hindistan'a hareket etti. Hindistan'da Ecmir racasının ordusuyla karşılaştı. Şiddetli savaşlar yapıldı. Neticede, Sultan Şihabüddin galip geldi ve Raca yakalanıp esir edildi. Sultan Şihabüddin ve ordusu, Muînüddîn-i Çeştî Hazretlerinin himmetiyle zaferden zafere koştu. Ecmir'den Dehli üzerine yürüyen İslam ordusu, Dehli racası Pethûra'nın ordusunu maglub edip, kendisini esir aldılar. Sultan Şihabüddin, Dehli'de saltanat tahtına oturdu. Dört-beş sene kadar Hindistan'da kaldıktan sonra Gazne'ye döndü. Muînüddîn-i Çeştî Hazretlerinin himmet ve tasarruflarıyla, İslamiyet, Hindistan'da her tarafa yayıldı. Pekçok insan küfür hastalığından kurtulup, Müslüman olmakla şereflendi. Muînüddîn-i Çeştî'nin talebeleri ve bunların da talebeleri, Hindistan'da asırlarca İslam'a hizmet ettiler.
Bir gün Muînüddîn-i Çeştî'nin huzûruna biri geldi. Edebli bir tavırla oturup; "Çoktan beri sizin sohbetinize katılmak isterdim, hamdolsun ki bugün bu büyük saâdet nasib oldu" dedi. Adamın bu sözü üzerine, Muînüddîn-i Çeştî ona doğru bakıp tebessüm etti. Bir müddet durduktan sonra da; "Haydi, buraya ne maksatla gelmişsen onu yapsana" dedi. Adam bu sözü işitince, maksadının anlaşıldığını farkına varıp, şiddetle titremeye başladı. Başını yerlere koyup durmadan yalvarıyordu. Sonra şöyle dedi: "Ey efendim! Beni bir kimse buraya sizi öldürmem için gönderdi. Siz onu da kerâmetinizle bilirsiniz. Benim, aslında size bir kastım ve düşmanlığım yoktu" dedi. Sonra elini koynuna sokup bir bıçak çıkardı ve orada bulunanların önüne attı. Ortaya çıkıp, Muînüddîn-i Çeştî Hazretlerinin ayaklarına kapandı ve; "Bana dilediğiniz cezâyı verin"! dedi. Bunun üzerine Muînüddîn-i Çeştî; "Bizim yolumuzda, bize kötülük yapana biz iyilik yaparız" buyurdu.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.