Muhammed ŞâzilîMuhammed Şazîlî, Karâfe kabristanı ziyâret ettiği zaman, kabir ehline selam verir, mezardakiler onun selamına yüksek sesle cevap verir ve orada bulunanlar bunu işitirlerdi.
Muhammed Şazîlî, elini huysuz atın üzerine koysa, atta huysuzluktan eser kalmazdı. Hızır aleyhisselâm defâlarca Muhammed Hanefi'nin meclisine gelir ve onun sağında otururdu. Muhammed Şâzilî kalkınca, o da kalkar, Muhammed Şâzilî halvete girse, yalnızlığa çekilse kapıya kadar onu tâkip ederdi.
İmam-ı Şa'râni şöyle nakletti. "Muhammed Hanefi Hazretleri ölüm hastalığında; "Kimin bin hâceti isteği olursa, kabrime gelsin; onu yerine getiririm. Çünkü sizinle benim aramda bir karış topraktan başka bir engel yoktur. Bir karış toprak onunla talebeleri ve dostları arasında engel olan kimse velî değildir" buyurdu.
Muhammed Şâzilî buyurdu ki: "Sakın velîlerin kerâmetlerini inkâra kalkışmayın. Zirâ kerâmet, Kur'ân-ı Kerîm ve hâdis-i şerîfler ile sabittir. Âdalet dışı hâllerin olması, velîler için câizdir. Ehl-i sünnet ve cemâat mezhebinin îtikâdı böyledir. Çünkü, rivâyete göre İmâm-ı Âzam Ebû Hanîfe, bir ara duâ etti ve kendisine semâdan bol yemeklerle dolu bir sofra indi."
"Velî, "Lâ ilâhe illallah" deyip, bunun şartlarını yerine getiren kimsedir. Bunun şartları; Allah-u Teâlâ'yı ve O'nun Resûlünü sevmek ve dost edinmektir.
Muhammed Şazîlî, elini huysuz atın üzerine koysa, atta huysuzluktan eser kalmazdı. Hızır aleyhisselâm defâlarca Muhammed Hanefi'nin meclisine gelir ve onun sağında otururdu. Muhammed Şâzilî kalkınca, o da kalkar, Muhammed Şâzilî halvete girse, yalnızlığa çekilse kapıya kadar onu tâkip ederdi.
İmam-ı Şa'râni şöyle nakletti. "Muhammed Hanefi Hazretleri ölüm hastalığında; "Kimin bin hâceti isteği olursa, kabrime gelsin; onu yerine getiririm. Çünkü sizinle benim aramda bir karış topraktan başka bir engel yoktur. Bir karış toprak onunla talebeleri ve dostları arasında engel olan kimse velî değildir" buyurdu.
Muhammed Şâzilî buyurdu ki: "Sakın velîlerin kerâmetlerini inkâra kalkışmayın. Zirâ kerâmet, Kur'ân-ı Kerîm ve hâdis-i şerîfler ile sabittir. Âdalet dışı hâllerin olması, velîler için câizdir. Ehl-i sünnet ve cemâat mezhebinin îtikâdı böyledir. Çünkü, rivâyete göre İmâm-ı Âzam Ebû Hanîfe, bir ara duâ etti ve kendisine semâdan bol yemeklerle dolu bir sofra indi."
"Velî, "Lâ ilâhe illallah" deyip, bunun şartlarını yerine getiren kimsedir. Bunun şartları; Allah-u Teâlâ'yı ve O'nun Resûlünü sevmek ve dost edinmektir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.