İbn-i Atâullah Hz.
"Namaz, kalbi günah kirlerinden temizler. Gayb perdelerini açar."
"Bu vücud binasının direğini yıkmamak ve iyilikleri atmamak lazımdır. Devamlı olan ahireti, geçici olan dünyadan daha çok seven, akıllıdır. Nuru parlar, müjdeler görünür. Böylece o, bu dünyaya kızarak yüzünü bundan çevirir. Bu dünyaya iltifat etmez, gönül vermez. Dünyayı vatan ve mesken edinmez."
"Mahbubundan, sevdiğinden karşılık bekleyen ve ondan maksadını, dileğini isteyen sadık bir seven değildir. Çünkü muhib, seven, elinde olanı almak isteyen değil."
"Ya Rabbi! Sen ihsanını kesmezken, senden başkasından nasıl bir şey istenir?"
"Ey evliyasına heybet elbisesini giydiren! Onlar, izzetinle aziz olmuşlardır. Sen, zikredicilerden önce zikredicisin! Sen, kulların sana yönelmesinden evvel ihsan edicisin. İsteyenlerin istemesinden önce veren cömertsin. Vehhabsın, çok hibe edicisin. Sonra, bize hibe ettiklerinle sana geliyoruz."
"Ya Rabbi! Muhakkak ki, kaza ve kaderin bana galiptir. Beni, şehvet zinciri ile kuvvetlenmiş nefsin arzuları esir ettiler. Sen bana yardım et de kurtulayım. Beni kimseye muhtaç etme! İhsanınla, kendi isteklerimi bile arzu etmeyeyim. Evliyanın kalblerini nur güneşleri ile aydınlatan sensin. Seni bununla bilirler, tanırlar. Birliğini bununla söylerler. Senden başkasını sevmesinler, başkasına sığınmasınlar diye, sevdiklerinin kalblerinden düşmanların sevgisini çıkaran sensin! Herkes onlara yabancı, fakat sevdikleri sensin. Cihan karşılarına dikilse de, onlara hidayet veren, yol gösteren sensin. Seni kaybeden ne bulur? Seni bulan ne kaybeder? Senden başkasına razı olan zarardadır. Sana baş kaldıran hüsrandadır."
"İbadet taatları zamanında hemen yap. Sonra yaparım, diye geciktirmen onları yapmana mani olabilir."
"Nimetlerin çokluğu, seni, onların şükrünü yapmaktan alıkoymasın."
"Sözü ve hareketleri ile sana Allah-ü Teala'yı ve ahireti hatırlatmayan kimse ile arkadaş olma."
"Nefsinden razı olmayan cahil bir kimse ile arkadaş olmak, nefsinden razı ve memnun olan bir alim ile arkadaşlık etmekten daha hayırlıdır. Çünkü nefs, daima insanı kötülüğünü ister. Ondan nasıl razı olunabilir."
"Faydalı ilim; aydınlığı, gönül ve kalbe yarar, kalbdeki perdeleri kaldırır."
"Amellerin en hayırlısı, onunla birlikte Allah korkusu meydana gelendir."
Talebelerinden biri hacca gitmişti. Kabe-i Muazzamayı tavafı esnasında, hocası Tacuddin-i İskenderi'yi gördü. Ayrıca sa'y ederken, Arafat'ta vakfeye dururken yine hocasını gördü. Hac vazifesini bitirince, Mısır'a döndü, arkadaşlarına, hocalarının hac için Mekke-i Mükerremeye gidip gitmediğini sordu. Onlar da, gitmediğini ve her gün kendilerine ders verdiğini söylediler. Hocasının huzuruna varınca, hocası; "Bu seferinde kimleri gördün?" deyince; "Efendim, zat-ı alinizi gördüm" diye cevap verdi. İbn-i Ataûllah hazretleri de; "Allah-ü Teala, sevdiği kullarına, istediği yere bir anda gitme kuvvetini ihsan etmiştir" buyurdu.
"Namaz, kalbi günah kirlerinden temizler. Gayb perdelerini açar."
"Bu vücud binasının direğini yıkmamak ve iyilikleri atmamak lazımdır. Devamlı olan ahireti, geçici olan dünyadan daha çok seven, akıllıdır. Nuru parlar, müjdeler görünür. Böylece o, bu dünyaya kızarak yüzünü bundan çevirir. Bu dünyaya iltifat etmez, gönül vermez. Dünyayı vatan ve mesken edinmez."
"Mahbubundan, sevdiğinden karşılık bekleyen ve ondan maksadını, dileğini isteyen sadık bir seven değildir. Çünkü muhib, seven, elinde olanı almak isteyen değil."
"Ya Rabbi! Sen ihsanını kesmezken, senden başkasından nasıl bir şey istenir?"
"Ey evliyasına heybet elbisesini giydiren! Onlar, izzetinle aziz olmuşlardır. Sen, zikredicilerden önce zikredicisin! Sen, kulların sana yönelmesinden evvel ihsan edicisin. İsteyenlerin istemesinden önce veren cömertsin. Vehhabsın, çok hibe edicisin. Sonra, bize hibe ettiklerinle sana geliyoruz."
"Ya Rabbi! Muhakkak ki, kaza ve kaderin bana galiptir. Beni, şehvet zinciri ile kuvvetlenmiş nefsin arzuları esir ettiler. Sen bana yardım et de kurtulayım. Beni kimseye muhtaç etme! İhsanınla, kendi isteklerimi bile arzu etmeyeyim. Evliyanın kalblerini nur güneşleri ile aydınlatan sensin. Seni bununla bilirler, tanırlar. Birliğini bununla söylerler. Senden başkasını sevmesinler, başkasına sığınmasınlar diye, sevdiklerinin kalblerinden düşmanların sevgisini çıkaran sensin! Herkes onlara yabancı, fakat sevdikleri sensin. Cihan karşılarına dikilse de, onlara hidayet veren, yol gösteren sensin. Seni kaybeden ne bulur? Seni bulan ne kaybeder? Senden başkasına razı olan zarardadır. Sana baş kaldıran hüsrandadır."
"İbadet taatları zamanında hemen yap. Sonra yaparım, diye geciktirmen onları yapmana mani olabilir."
"Nimetlerin çokluğu, seni, onların şükrünü yapmaktan alıkoymasın."
"Sözü ve hareketleri ile sana Allah-ü Teala'yı ve ahireti hatırlatmayan kimse ile arkadaş olma."
"Nefsinden razı olmayan cahil bir kimse ile arkadaş olmak, nefsinden razı ve memnun olan bir alim ile arkadaşlık etmekten daha hayırlıdır. Çünkü nefs, daima insanı kötülüğünü ister. Ondan nasıl razı olunabilir."
"Faydalı ilim; aydınlığı, gönül ve kalbe yarar, kalbdeki perdeleri kaldırır."
"Amellerin en hayırlısı, onunla birlikte Allah korkusu meydana gelendir."
Talebelerinden biri hacca gitmişti. Kabe-i Muazzamayı tavafı esnasında, hocası Tacuddin-i İskenderi'yi gördü. Ayrıca sa'y ederken, Arafat'ta vakfeye dururken yine hocasını gördü. Hac vazifesini bitirince, Mısır'a döndü, arkadaşlarına, hocalarının hac için Mekke-i Mükerremeye gidip gitmediğini sordu. Onlar da, gitmediğini ve her gün kendilerine ders verdiğini söylediler. Hocasının huzuruna varınca, hocası; "Bu seferinde kimleri gördün?" deyince; "Efendim, zat-ı alinizi gördüm" diye cevap verdi. İbn-i Ataûllah hazretleri de; "Allah-ü Teala, sevdiği kullarına, istediği yere bir anda gitme kuvvetini ihsan etmiştir" buyurdu.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.